Geçen bölümler Kalsia'nın adında bir yanlışlık yapmışım... bunu geç fark ettim. Kızların ismini siz de karıştırmamanız için buraya yazacağım.
Savaşçı - Aelita Nadenka
Suikastçı - Titania Oberon
Nişancı - Lilian Olen
Büyücü - Selene Karin
Şifacı - Kalsia Salomeİyi okumalar.
•
Valen şehri, bugün bulutlu bir havaya ev sahipliği yapıyordu. Yine de havanın kapalı Ölü Göl açıklarında kurulan tribünlerdeki öğrencilerin ve öğretmenlerin umurunda değildi. Küçük-büyük tüm öğrenciler bir arada toplanmış sevdikleri takımlara tezahürat yapıyordu. Öğretmenler ise sessiz ama gergin bir şekilde izliyordu. Kraliyet ailesinden sadece Prens Fabien vardı. Profesörlerin oturduğu özel alanın en baş köşesinde yerini almış suratından eksik etmediği sırıtışla grupları izliyordu. Okul baş profesörü, bu sınavda görev almış olan öğretmenlerle konuşuyordu. "Tüm güvenlik önlemleri alındı mı, büyücü askerler yerlerini aldı mı?" gibisinden bir sürü soru soruyordu.
Derin bir nefes aldım. Bu sınavdan da kurtulursak bizim için her şey çok güzel olacaktı. Titania ve Lilian bir sağa bir sola ilerliyor, Kalsia yere çökmüş oturuyor, Selene de stresten parmaklarının kenarındaki etleri koparıyordu.
Fleur omzuma kondu ve konuştu. "Kızlar çok iyi gözükmüyor..."
Diğer takımlara baktım. "Şey... kimse çok iyi gözükmüyor."
Büyük bir borazan sesi kulaklarımıza dolarken tüm tribünler sessizleşti. Baş Profesör ise tek bir cümle kurdu; "TÜM ÖĞRENCİLER GEMİLERE!"
Her takıma aynı orta boy gemiden verilmişti. Gemimiz durduğumuz alana yaklaşırken Feza arkadan bize destek verici cümleler kuruyordu. Gruplar gemilere binmeye başlarken Baş Profesör konuşmaya başladı. "Bu sınavda, bir takım olarak ne kadar koordinesiniz, birlikte ne kadar düzenli ve hızlı çalışıyorsunuz onu öğreneceğiz!"
Profesör konuşurken akademi görevlilerinden biri bize doğru gelmeye başladı. Baktığımda her takımın yanına elinde torbayla bir görevli gidiyordu. Profesör konuşmaya devam etti. Soğuk havada sesi rüzgara karışıyor söyledikleriyle kanımız daha da çekiliyordu. "Aranızdan çektiğiniz bir takım arkadaşınız görevlilerin elindeki torbadan bir kağıt seçecek..." biraz durdu ve takımları süzdü. "Seçtiğiniz kağıt... sizin kaderiniz."
Görevli, gemiye geldi ve bize baktı. "Kim çekiyor?"
"Ben çekmem," dedim direkt. Bu görevi almak istemiyordum. Kötü bir şey çekersem kendimi suçlu hissedecek olmaktan korkuyordum.
Titania, "Bana hiç bakmayın," derken kızlar bir ağızdan söylenmeye başladı.
"Ay tamam, tamam! En fazla ne çıkabilir ki? Sınavdayız zaten... En kötü şey bu." diyen Lilian göğüsünü gere gere adama doğru yürüdü. Ona bir göz kırparken elini çuvala attı.
"Karıştır, karıştır..." dedi eli çuvalın içindeyken. Görevli ise sıkılmış bir şekilde bu işin bitmesini bekliyordu. "Hoop çek!"
O çekerken hepimiz heyecanla ne çıkacağını bekliyorduk. Profesörün 'kaderiniz' dediği şey neydi?
Lilian kağıdı açtı. "Ay kalbim ağzıma gelecek çabuk söyle!" dedi Selene heyecanla.
Lilian kağıdı açarken kaşlarını çattı. "Ne... ne alaka?... Ölü Ruhlar mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİÇLİĞİN PRENSESİ
FantasyKETEVAN I - HİÇLİĞİN PRENSESİ Savaşçıların, nişancıların, suikastçıların, şifacıların ve büyücülerin olduğu bir okul düşünün.. İkinci Güneş Yılında kurulmuş ve üç bin asırdır hüküm süren Valentia İmparatorluğu'nda Kraliyet Akademisine girmeyi başara...