~Bölüm 13: Beklenmedik Misafir

449 44 74
                                    

Büyük Pencere'nin orada o günü kafamda baştan yaşıyorum:

Wing'i takip etmiştik, odasında bir tahtanın önünde öğretmen olarak durmuştu. Nen'i ruhumuzu tutuşturmamıza verilen ad olarak tanımlamıştı.

Camın önünde Wing'in yaptıklarını tekrarlamaya çalıştım. Önce Ten ile ruhumu tek bir noktaya odaklıyordum. Sonra Zetsu. Kendimi fikren ya da şifahen ifade edebilirdim.

Wing anlaşılması için örnek olarak Killua'yı öldüreceğini söylemişti ve sonra öyle bir aura yaymıştı ki Killua dehşetle kaçmak için duvara tırmanmıştı. Öyle ki benim de Killua'yı öldürecek diye ödümü koparmayı başarmıştı.

"İşte bu Ren'di."demişti. Sonrasında iradesini yeterince tutuşturabilirse eyleme yani Hatsu'ya geçebileceğini söylemişti.

Killua bizi peşinden sürükleyerek hışımla çıkıp gitmişti.

Duvara tırmanışı benim Avcı Sınavı'nda yaptığımı hatırlattı. Hatırlarken içimden güldüm. Bir türlü beceremiyordum odaklanmayı!

Killua bir yerde yalan söylediğini düşündüğünü deyip kızarak bizi de götürmüştü. Ve bence de haklıydı. Yeterli açıklama yapmamıştı yoksa ben çoktan sökeceğimi düşünüyordum.

İç çekip camın oradan ayrıldım.

***
Killua ve Gon 190. kata gelmişlerdi.

Ben onların yerine de seviniyordum.

Geniş ana koridorda ekranı seyreden grupların "Acaba yükselişleri devam edecek mi?" diye merakla kaç kata kadar dayanabileceklerine dair tahminler yürütüşlerini keyifle dinliyordum.

Derken ekrana imrenerek gülümseyen Zushi'yi gördüm.

"Zushi!" dedim.

Etrafına bakıp beni görünce yanıma gelip "Rain-san! Osu!" dedi. Başını okşadım.

"Sen de bir gün onlar gibi hatta aramızda kalsın daha iyi olacağına inanıyorum." dedim.

Gerçekten inandığımı sanmıyorum ama bu çocuğun içine neden umut filizleri dikmeyeydim ki? Kim bilir... Bu sayede gerçekten daha iyi olurdu. Yani elinden gelebildiği kadar...

"Sahiden mi?" dedi hevesle.

Göz kırptım.

Çocuğun sevinci buna değerdi.

Aklıma gelmişken suratım ciddileşti. Sordum: "Zushi... Şey... Bu arada ustanı sana böyle kızarken gördük falan ya. Sana zarar veriyor mu?"

Söyleyeceklerine göre eyleme geçmeye hazır, bakışlarımı ona diktim.

"Ha?" dedi Zushi. Sonra neden bahsettiğimi anlayarak güldü. Gülerken "Yok, hayır, asla."dedi." Ben sadece fazla hata yapıyorum. Ama düzeltmek için çok çalışıyorum."

İçim rahatladı.

"Oh be!"dedim. "Ben de bir an şüphelenmiştim. Öyle bir şey olursa direk bana gel tamam mı?" dedim.

Gülümserken başını salladı "Osu!" dedi.

"Nen öğreniminiz nasıl gidiyor?" diye sordu biraz gergince.

Gözlerimi devirdim.

"Hiç sorma. Üzgünüm ama Wing'in sırf öğrencisi olmadığımız için bir şeyler sakladığı çok açık." dedim.

Bir şey söyleyecek gibiydi ama ben sitemlice seri adımlarla yanından uzaklaştım.

Kalabalığa karışarak giderken Wing'i Zushi'nin arkasında gördüm.

Hunter×Hunter x Reader (Hisoka x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin