Bugün günlerden cumartesiydi, okul yoktu fakat yarışmaya bir hafta kaldığı için hafta sonları birer saat pratik yapıyorduk. Çocukların heyecanını hissedebiliyordum, onlarla birlikte ben de gereğinden fazla heyecanlanıyordum. Bütün Güney Kore izlemeye gelecekti, salon dolacağı ve yeterli gelmeyeceği için ulusal televizyon kanalında da canlı olarak yayınlanacaktı.
Sanki Eurovision yarışmasına katılıyorduk.
Hoş, Eurovision yarışmasına katılıyor olsam şu an yaşıyor olmazdım da, her neyse.
Taehyung'un bana gelip mutfağımda yemek yapalı iki gğn oluyordu, kesinlikle güzel yemek yaptığını itiraf etmeliyim. Onunla evlenecek olan kız -tabii ki de benden sonra- aşırı şanslıydı. Çok güzel yemek yapıyordu, nazik ve kibar biriydi, yakışıklıydı. Yeter de artardı bile!
Bugün boştum, aklıma esen bir fikirle mutfağa daldım ve yemek hazırlamaya koyuldum. Spotify'dan rastgele bir çalma müziği açtığımda tanıdık gelen sesle durdum. Tanrım bir dakika, bu Taehyung'un sesşne benziyordu. Telefonu elime aldım ve şarkının sahibine baktım. V yazıyordu. Telefonumun arama motoruna V yazdım. Tanrım bu Taehyung'tu. Bir de şarkı mı söylüyordu yani? Bir resim yapmadığı eksikti, onu da yaptıysa şuraya düşüp bayılacaktım.
Telefonumu masaya geri koydum ve hem müzik dinledim hem yemeğimi yapmaya devam ettim. Bir süre sonra bitirdiğimde kaba koydum, hazırlanıp evden çıktım. Yolda da Şirketin adresine bakıyordum. Taehyung'un yanına gidecektim. İsmim ifşa olmuştu, gerçekçi olmak gerekiyordu. Sosyal medyamda takipçilerim de bir bir artıyordu, inandırıcı olmak adına hem onu görecek hem yemek götürecek hem de belki sosyal medyaya fotoğraf atacaktım.
Adresi öğrendiğimde oraya giden dolmuşlardan birine bindim. Durakta inip şirkete doğru yürümeye başladım. Biraz heyecanlanmıştım, oldukça lüks yerlerdi buralar. Bir gün buralara geleceğim de aklıma zerre gelmezdi. Yavaş yavaş, daha çok etrafı incelemenin tadını çıkararak ilerledim.
Kim Holding yazısını gördüğümde durdum ve içeriye doğru ilerledim.
Güvenlik kim olduğumu sorduğunda ismimi söyledim. Gülğmsedi, "Buyrun Ro Na hanım" dedi. Teşekkür edip danışmaya ilerledim ve Taehyung'un odasını sordum. Oradan da asansöre ilerlemiştim, en üst kata bastım. İçerisi oldukça görkemli ve oldukça şıktı. Abartı hiçbir şey yoktu. En üst kata ulaştığında asansör, kapı açıldı dışarıya adımımı attığım gibi Taehyung'un isminin yazılı olduğu oda gözüme takılmıştı. Gerçi kendisi toplantıdaydı ama girmemde bir sıkıntı yoktu umarım.
Kapıyı açıp başımı hafif içeriye soktum, kimseyi göremeyince içeriye girdim. Ardımdan kapıyı kapattım ve elimdeki çantayı masanın üzerine koyup odayı incelemeye başladım. Burası, evimin en büyük odasından bile büyüktü. Kahverengi, krem ve siyah tonlar hakimdi. Sağ taraf camdı, dışarısı full hd görünüyordu. Kapının tam karşısında masası, bilgisayarı ve gri deri koltukları mevcuttu. Ayrıca sol köşede de bir l koltuk takımı, sehpa vardı. Tasarımı beğenmiştim. Arkası ve sol taraf kitaplıktı ve full kitap doluydu. Yavaşça kitaplığa ilerledim ve elimi kitaplarında gezdirdim. Hepsi de dünyaca tanınmış yazarlardı. Rusya'dan tutun İtalya'ya, İtalya'dan tutun Türk yazarlar da dahil bir sürü kitap vardı her katagoriden. Hayran kalmıştım. Masanın üstünde altın olduğunu düşündüğüm isminin yazılı olduğu şey dikkatimi çekmişti. Sanırım altındı, el yazısıyla Taehyung Kim yazıyordu.
Kapının açılma sesini duyduğumda arkamı döndüm. Taehyung'tu. Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Onun aksine gülümsedim.
Omuzlarımı kaldırıp indirdim.
"sürpriz yapmak istedim." dediğimde gülümsedi. Utangaç bir hale büründü.
"güzel bir sürpriz oldu." deyip masasına ilerledi ve koltuğuna oturdu. Ben de karşısındaki deri koltuğa. Masadki çantayı ona doğru ittim.
"seninkiler kadar güzel olmadı fakat denemeye değer bence." dediğimde çantayı aldı ve içini açtı.
Gördükleri karşısında gözleri parlamış, masanın üzerindeki elimi tutup hafifçe sıkmıştı. Gözlerim ilk önce elimi tutan eline, sonra da yüzüne çıkmıştı. Gülümsedim.
"çok teşekkür ederim." dediğinde önemi yok dercesine başımı salladım.
"bir nevi iki gün öncesinin karşılığı diyeyim. Ha bir de, önemli olanı unuttum, inandırıcı olalım diye."
Başını salladı.
Kapı açıldığında Bay Kim'i gördüm ve ayaklandım. O da beni gördüğünde gülümsemiş elini uzatmıştı. "hoş geldin kızım."
"hoş buldum efendim." dedim karşılık olarak, elindeki dosyaları Taehyung'un masasının üzerine bıraktı. "ben gidiyorum, şunlarla ilgilenir misin?"
"elbette."
"akşam yemeğe davetlisin kızım." dediğinde tam itiraz etmek için ağzımı açmıştım ki, "itiraz istemiyorum." deyip odadan çıktı.
"biraz emrivaki oldu ama?" diyen Taehyung'a döndüm ve eski yerime oturdum.
"evet, öyle oldu ama sorun değil." dedim. Taehyung yaptığım yemekleri yiyor bir yandan, bir yandan da babasının getirdiği dosyaları karıştırıyordu.
İçten içe bu haline gülüyordum. Çünkü çok tatlıydı.
"beraber çıkarız. Sıkılır mısın?" dediğinde Taehyung, başımı olumsuz anlamda salladım. "kitaplarından bir tane okurum ben de."
Ayaklandım, kitaplarından ilgimi çeken bir tanesini aldım ve l koltuğa oturdum. Bir süre okuduktan sonra Taehyung "toplantı odasını hazırlayın, konuşmam gerekenler var." dediğinde ona çevirdim başımı, telefonla konuşmuştu.
"hemen gelirim, uzun sürmez." dediğinde başımı olumlu anlamda salladım ve kaldığım yerden okumaya devam ettim.
Çok zor olmalıydı koskoca şirketler grubunu yönetmek.
Biraz daha kitap okuduktan sonra uykumun gelmeye başladığını hissetmiştim. Taehyung da gelmemişti. Az kıvrılıp uyumaktan zarar gelmezdi, zaten kapının açılma sesini duyardım. Kendimi buna inandırarak uykuya dalmıştım.
Bir süre sonra sıcaklık hissettiğimde kıpırdandım, yavaşça gözlerimi açtım. Hava kararmıştı, üstümde battaniye vardı.
Bir dakika, başım neye değiyordu?
Hızlıca kalktığımda Taehyung'un da başucumda uyuyakaldığını görmüştüm!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby ⚘ kim taehyung
FanfictionKapıyı açtığımda, onu karşımda savunmasız bir biçimde görmeyi beklemiyordum. Zil zurna sarhoş olmuştu, ayakta bile zor duruyordu. Beceriksizce içeri adımladı, ardından kapıyı kapattım. Bana yaklaştı. "Ro Na..." soğuk nefesi, sıcak boynumu delip geç...