Güzel bir cuma günüydü, ve Seonghwa'nın gitmesine 2 gün kalmıştı. Hongjoong, bunun için üzülmeye başlamıştı bile. Eşinden uzak kalmak onu üzüyordu, fakat işi buydu yapacak pek bir şey yok, değil mi?
Öğle olmuştu, minik kedileri Güneş onlara alışmış sürekli peşlerinde geziyordu. Özellikle Hongjoong'un.. Bu tabii ki onun da hoşuna gidiyordu.
"Bebeğim, n'apıyorsun?" Mutfakta bir şeyler yapan eşine arkadan yaklaşarak ensesini öptü.
"Kurabiye yapıyorum. Bu akşam bizimkileri çağırsak mı diye düşünüyordum. Sence?"
"Hiç fark etmez, hayatım. Gelsinler, gelmesinler diyecek halim yok." Eşinin huylandığı karnı ile oynarken, konuştu.
"Tamam. O zaman Wooyoung'u arayalım diğerlerini toplayıp gelsinler."
"Daha sonra ararız. Akşama doğru gelsinler." Hâlâ eşinin orasına burasına dokunarak huylandırıyordu.
"İki büklüm oldum, oynama artık karnımla!" Dayanamayan Hongjoong sonunda isyan eder gibi söyledi.
"Ama yumuşacık."
"Gıdıklanıyorum, ellerim hamur."
"İşte bu yüzden yapıyorum ya.." Hongjoong'un kafasını kendine çevirerek öpmüştü.
Bu Seonghwa'ya yetmemiş olacak ki kendine çevirerek belinden kendine çekmişti. Sağ eli hamurlu olan Hongjoong sol koluyla eşinin ensesindeki saçları ile oynuyordu.
Ayrıldıklarında Hongjoong'un yanakları ve dudakları kızarmıştı.
"Kurabiyeleri yapmam gerek. Durmalıyız."
"Hiç durmak istemiyorum ama peki. Yardım edilecek bir şey var mı?"
"Hm..Dolaptan etleri çıkarabilirsin. Buzu çözülsün, sonra yemeğini yaparsın, değil mi hayatım?"
"Yaparım, meleğim."
-
Akşam olduğunda her şey hazırdı. İçecekler, yemekler yapılmış arkadaşlarını bekliyorlardı.
Zilin çalması ile Seonghwa ayaklanarak kapıya ilerledi.
"Seonghwa hyung! Hyungumm." Yeosang'ın gördüğü gibi sarılmasına karşın Hongjoong gülümsemişti.
"Asıl benim hyungummm. En çok benim hyungum." dedi, Wooyoung.
"Ne zamandan beri bu kadar seviyordunuz beni?"
"Biz seni hep seviyorduk. Aşk olsun gerçekten." Yeosang'ın konuşması ile Wooyoung onu onaylayarak içeri geçti.
"Of, Hongjoong hyung. Nasılsın, bebişim?" Wooyoung içeri geçtiği gibi resmen boynuna atlamıştı.
"İyiyim de sıkma bu kadar."
"Pardon. Öpeyim bi' kere?"
Cevabı beklemeden sulu öpücüğü yanağına bırakmıştı."Eşimin yanağı salyan oldu hep. Napıyorsun ya?" Seonghwa, gülerek söylendiğinde genç omuz silkti.
"Banane."
"Diğerleri nerde? San, Jongho?"
"Hiç sorma Jongho'nun son anda işi çıktı şirkete döndü."
"San arabayı park ediyodur, gelir birazdan."
"Mingi ve Yunho?" dedi, Seonghwa.
"Onların işi var. 1 saate geliriz dediler. Mingi, Yunho'yu alıp gelir."
"Harika sonunda hepimiz bir araya geliyoruz." Hongjoong keyifle konuştuğunda Yeosang omzuna yatmıştı.
"Ben de çok özledim, hyunglar. İşlerden zaman kalmıyor doğru düzgün.."
"Evet, zaten benimle öyle istediğiniz zaman da görüşemiyorsunuz."
"Olsun, şimdi birlikteyiz. Eğlenelim bu akşam." Yeosang, ortamın havasını değiştirerek konuştu. Ve camın kenarında evine çekilmiş minik kediye yürüdü.
"Aman tanrım, minik şeyy. Çok tatlısın sen. Adı ne?"
"Güneş."
"Aman tanrım, ağlayacağım. Ee, Hongjoong hyung neler yaptın bakalım." Kediyi yalnız bırakarak, mutfağa ilerledi.
-
Gece olduğunda herkes gitmek için ayağa kalktığında Seonghwa asla izin vermeyerek burada kalmalarını söylemişti. Zaten bazılarının gidecek gücü kalmamıştı içtikleri içkiden dolayı.
Hongjoong ve Seonghwa, hepsine odayı ayarlayarak üzerlerini değiştirmeleri için gecelik vererek, odadan çıkmışlardı.
Uzun zaman sonra arkadaşları ile bu kadar eğlendiklerini hatırlıyorlardı.
Yatağa girdiklerinde Seonghwa eşini kendine çekerek göğüsüne yatırmıştı.
"Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum. İyi geceler."
"İyi geceler, bitanem."
-
selam
bayadir bolum atmiomusm sori hic yazasim gelmedi :((
btww smutlu bolumle digerinde dengesizlk var hmmm :DDD
sizi gidilerrbskskksjwkhemen iki dkda yazdm ve atiyorym umadim hosunuza gider
açıkçası nasil dsvam edecegimi bklmiom korkunccsizi seviyorum 💘💘😽😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my far away love ∷ Seongjoong [✓]
Fanfichongjoong ve asker olan kocası seonghwa [minific] başlama [181021] bitiş [100722]