Turuncu saçlarını sinirle yüzünün önünden çekti Felix.
"Ne var yani eve varmamı bekleyemedin mi?"
Sinirle yolun ortasında yağan yağmura öfkesini kustu turuncu saçlı genç
Daha iki ders işlemelerine rağmen sel uyarısı üzerine dersleri iptal olmuş, öğrenciler de evlerine dağılmıştı. Jisung birkaç gündür hasta olduğu için Felix okula tek gidip geliyordu iki-üç gündür.
Sinirle yerdeki su göletlerine vurdu. Neredeyse sokakta kendisinden başka hiçbir canlı yoktu. O sürekli kendisini kovalayan köpekler de dahil. Yanlış anlaşılmasın köpeği sevmediği için değil çok fazlalardı ve bir keresinde Felixi yere bile sermişlerdi. Felix tüm hayvanları çok severdi. Kendi canını yaksalarda severdi.
Bir motor sesi duyduğunda aldırmadan yürümeye devam etti. Üzerine aldığı mont suyu sünger gibi çekmişti.
Motor yanında durduğunda başını yavaşça kaldırdı. Karşısında Chrisi gördüğünde şaşkınca sarışın olana baktı.
"Hey, hasta olacaksın."
"Hey, bir şey olmaz."
Sarışın olan küçük olanı dinlemeden etrafa baktı. Gördüğü şey ile küçük olana döndü ve bir yeri gösterdi.
"Oraya git, ağaçtan dolayı su gelmiyor. Ve beni bekle geleceğim beş dakikaya."
Felix şaşkın şaşkın ona bakarken gülümsedi.
"Hadi dedim."
Turuncu saçlı olan başını sallayarak büyük olanın gösterdiği yere ilerledi. O sırada Chris motoruyla uzaklaşmıştı.
10 dakika bile olmadan sarı bir araba yanında durdu Felix'in. Felix ilk başta aldırış etmese de cam açılınca içerideki Chrise baktı.
"Bin hadi seni eve bırakayım."
Felix şaşkınca araba bindi.
"Ama işte olman gerekiyordu."
"E zaten işteyim."
Felix çatılan kaşları ile büyük olana baktı. Chris ise bu manzara ile gülmüştü.
"Jisung bir şeyler sipariş vermişti. Hem siparişleri götüreceğim hem de seni."
Turuncu saçlı sonunda anladığında kocaman gülümsedi.
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim, ne demek."
Chris ısıtıcıları arttırdıktan sonra küçük olana döndü.
"Üzerindekini çıkar. Hasta olabilirsin hava değişiminden dolayı."
Felix başı ile onaylayarak montunu çıkardı. Bu çocuk ona cidden fazla iyi davranıyordu ve bu kalbini tekletiyordu.