Turuncu saçlı -artık eskisi kadar turuncu da sayılmazdı- genç, yeni boya almak için gecenin bi körü markete gitmişti.
Jisung için gri kendi için de gri boya aldıktan sonra bir kaç paket sim almıştı. Sonrası için de atıştırmalık şeyler almıştı.
Alacaklarını alarak marketten çıktı ve anayolda yürümeye başladı. Bu saate akıllarına saç boyamak nereden esmişti ikisi de anlamamıştı ama bu ikizlerin en iyi huyu da akıllarına eseni hemen yapmalarıdır.Felix yavaş adımlarla ilerlerken duyduğu ses ile irkilmişti. Bir çarpışma sesi kulaklarına dolduğunda merakla etrafa bakındı. Kendisinden geride yolda düşmüş bir motor ve kuryeyi gördüğünde koşarak oraya ilerlemişti.
Elindekileri kenara bırakırken yerdeki motoru kaldırıp kenara park ettikten sonra yerdeki kuryeyi yavaşça kaldırdı. Kafasına darbe almadığı için ayağa kaldırmıştı."Iyi misin, herhangi bir yerin acıyor mu?"
Felixin sorusu ile kurye kafasındaki kaskı nefes nefese çıkarmıştı. Felix gördüğü yüz ile şaşkınca ona baktı. Yine karşılaşmışlardı... Bu, kader miydi?
Küçük olan kendine gelerek hemen kaldırıma oturttu ve karşısına çömeldi.
"Hyung iyi misin?"
"Felix."
"Hyung? Hyung iyi misin?"
"Galiba dizim acıyor ve de dirseğim."
"Kalk eve geçelim hyung hemen bi bakalım eğer ciddi bir şeyse hastaneye gideriz."
Ikili eve geldiklerinde Jisung odasında uyuyordu. Büyük ihtimal Felix geç kaldığı için uyumaya karar vermişti ya da uyuya kalmıştı.
Felix Chrisi salona oturttuktan sonra hemen pansuman için ilk yardim kutusunu getirdi.
Yere oturarak Chrisin ikk önce dirseğini sonra da dizini pansuman ederek sardı. Sonrasında da su getirdi bir bardak. Yanına oturdu ve konuştu."Daha iyi misin?"
"Evet, teşekkür ederim."
"Ne demek rica ederim. Saat geç oldu hyung burda kal bugünlük."
"Zahme-"
"Zahmet olmaz sen merak etme."
Felix gülümseyerek bir yastık ve yorgan getirdi ve yumuşak koltuğü açtı, Chris rahat uyusun diye. Kaloriferden de salonun sıcaklığını arttırdı.
"Iyi uykular hyung eğer bir şey olursa hemen soldaki odaya gelirsin."
Yüzündeki gülümseme ile ışığı kapatarak odasına gitti.
Bir süre boyunca Chris uyuyamadığı için Felix'in odasına gitti. Kapıyı yavaşça aralayarak Felixin yatağına yaklaştı.
"Felix..."
Küçük olan bir tepki vermediğinde sarı saçlı olan küçüğünü dürterek tekrar seslendi.
Minik beden gözlerini araladığında dudağını dişledi."Ben uyuyamıyorum."
Ikisinin de kararı üzerine Felixte salona geçmişti. Sessiz sessiz bir şeyler atıştırırken sohbet ediyorlardı lakin Felix'in gözleri süreklu kapanıyordu. En sonunda tamameb uyuduğunda Chris kendisinin da uykusu geldiğini hissederek Felix'in yanına uzanarak yorganı örttü üzerlerine.