Felix gözlerini araladığında hemen önündeki beden ile gözlerini kocaman açmıştı. Yanakları kızarırken koltuktan çıkmıştı. Elini yüzünü yıkadı ve mutfağa girdi.
Chris ve Jisung uyanmadan önce kahvaltı hazırlasa iyi olurdu.
Kahve makinasına kahveleri koyduktan sonra makinayı çalıştırdı. Buzdolabından kahvaltılıkları ve sandeviç için bir şeyler çıkardı. Sandeviçleri hazırlarken boynunda hissettiği nefesle korkarak arkasına dönmüştü. Hemen arkasında duran Chris ile nefesini dışarıya üfledi.
"Korkuttun hyung... Elini yüzünü yıka, işe gitmeden önce bir şeyler ye öyle çık olur mu?"
"Hmmm."
Felix gülümseyerek kendisinden büyük olana baktı. Chris ise ellerini Felix'in iki yanına koyarak tezgaha dayadı küçük bedeni.
"Felix."
"Hyung?"
Küçük olan kendisinden uzun olana aşağıdan bakarken uzun olan hafifçe eğilmişti.
"Biz niye hep karşılaşıyoruz?"
"Bilmem ki hyung, belki de kader arkadaş olmamızı istiyordur?"
"Ya ben arkadaş olmak istemiyorsam?"
Felix gözlerini kırparak üzerine eğilmiş olan büyüğüne bakıyordu.
"Anlamadım, ne?"
"Diyorum ki, ya ben arkadaş değilde başka bir şey olmak istiyorsam?"
"Ne gibi hyung?"
"Göstermemi ister misin?"
Felix minik bir kedi gibi başını sallayarak onayladı. Büyük olan biraz daha eğilerek Felix'in minik dudakları üzerine kendi dolgun dudaklarını kapadı. Küçük olan ilk saniyelerde ne yapacağını bilemezken sonrasında elinden geldiğince karşılık vermeye çalışmıştı. Felix sonrasında kendini geriye çekerek derin derin nefesler almaya çalıştı. Yanakları bir yana resmen tüm yüzü kızarırken yüzünü büyük olanın göğüsüne gömdü. Chris kollarını küçük olanın beline dolarken mutfak kapısından esneyerek giren mavi saçlı çocuk ortamı bölmüştü.
"HıAggggg bu ne! Imdat kardeşimin ırzı-"
"JISUNG AMINA KOYAYIM BAGIRMA!"
Felix koşarak kardeşinin ağzını kapamıştı. Apartmana rezil olmak istemiyordu açıkçası. Chris gülerek elini yüzünü yıkamaya gittiğinde Jisung hemen konuşmaya başladı.
"Eee ne zaman yiğen gelio?"
"Ne diosun Ji..."
"Ya ben yiğen istiyorum. Ne zaman yapcaksınız?"
"Ya geç otur şuraya zıkkımlan da beynin yerine gelsin sincap beyinli."
Jisung hâla saf saf bakarken masaya oturdu ve ona özel alınan bademden bi tane attı ağzına.
"Hani çikolatalı kahvem?"
"Geliyor, iki dakika sabret."
Felix sızlanarak kahveleri de masaya yerleştirdi. O sırada Chris de gelmişti zaten, hep beraber sessizce kahvaltı ettiler.