"Beni affeder misin Seokjin? Beni kanlı ellerime rağmen kabul edebilir misin?" Bir damla göz yaşı süzüldü yanağından. Bir adım attı Seokjin'e doğru. Eline uzanıp tutmak istedi ama Seokjin izin vermedi. Çekti elini.
"Hayır. Asla." Kapıyı açıp ardına...
"Benimle yatmaya mı çalışıyorsun sen?" Bu da soru mu der gibi bakmıştı Yoongi ona. Şu an yapmaya çalıştıkları şey tam olarak buydu. Yatmak, sevişmek adına her ne deniyorsa oydu.
"Evet." Yoongi'yi omuzlarından ittirerek hızlıca doğruldu. Bacaklarını Yoongi'den kurtarıp ayağa kalktı. Bileğinden tutup onu da ayağa kaldırıp peşi sıra kapıya doğru çekiştirmeye başladı.
Jin yine evden kovmaya çalışıyordu Yoongi'yi. Bu kez tek bir fark vardı. Yoongi gitmemek için fazla inatçıydı. Ya da kovulduğunun farkında bile değildi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
12 saat önce
Ağaçların arasından süzülen kış güneşinin ışıkları Bora'nın yüzünü ısıtırken gözlüklerini gözüne yerleştirdi. Eline içeceğini alıp sandalyesine biraz daha yerleşti. Jin'e verdiği sözü tutmak için gelmişti buraya. Biraz da Yoongi'nin ısrarlarına dayanamamıştı.
Yerinde duramayan, sabırsızca çekimin başlamasını beklemeye çalışan bedene dönmeden sandalyenin kenarında duran elin üzerine kendi elini koydu. "Seokjin gelecek birazdan, merak etme."
Yoongi'de Bora gibi önüne dönüp içeceğini eline aldı. "Merak mı? Ne merakı? Neden Jin'i merak edeyim ki?" Bakışlarını kendini izleyen küçüğüne çevirip gözlüklerini burnunun üzerine indirdi. "Hoşlandığın için merak ediyor olmayasın." Gözlüklerini gözüne yerleştirerek Yoongi ile olan göz temasını kesti. "Saçmalama noona."
"Namjoon anladığında ona da böyle 'seçmeleme nuuna' dersin." Bora'nın sinirleri fazla gergindi. Yoongi'nin de anladığı üzre. O yüzden cevap vermeden sakince önüne döndü.
Geride bıraktıkları son bir hafta Namjoon için fazla zorlu geçmişti. Bora'nın hamilelikten diye açıklamasını yaptığı sinirinin asıl sebebi Jin'di. Kimseye kapının önünde yaptıkları konuşmayı anlatmamıştı. Anlatmadığı için de bu sinirle karşı karşıya kalan tek kişi Namjoon olmuştu.
Önce Bora tek başına yatmak istediğini söyleyip yataktan kovmuş, sonra ise koltuğun daha rahat olduğunu söyleyerek oradan da kovmuştu. Bir kısır döngünün içindeydiler ve tek şikayetçi olan Namjoon'da değildi. Yoongi'de bu sinirden hakkına düşeni almıştı.
Jin ise Bora'ya olan kırgınlığı yüzünden bir nevi eve kapatmıştı kendini. Sadece yeni gelen proje teklifleri ile ilgilenmişti.
Yoongi ile iletişimleri sınırlı kalmıştı. Buna rağmen Yoongi yine de çoğu sabah elinde kahvesiyle Jin'in kapısına gitmeyi ihmal etmemişti.
Jin'in mutlu olduğunu bildiğinde kendinde de aynı duyguyu hissettiği için yapmıştı bunu. Bunu neden yaptığını bilemeyecek kadar sevmemiş ya da sevilmemişti daha önce.
İkisi de birbirini kırdığını, hatalı olduklarını biliyorlardı. Ama düzeltmek için ne Bora ne de Jin bir şey yapmamıştı. Eskiden olsa böyle olmazdı diye düşünüyordu ikisi de. Kimi hatalı olduğu fark etmezdi çocukken. İkisi de birbirinden özür diler ve barışırlardı. Ancak hayat çocukluktaki kadar kolay olmuyordu her zaman.
