"Beni affeder misin Seokjin? Beni kanlı ellerime rağmen kabul edebilir misin?" Bir damla göz yaşı süzüldü yanağından. Bir adım attı Seokjin'e doğru. Eline uzanıp tutmak istedi ama Seokjin izin vermedi. Çekti elini.
"Hayır. Asla." Kapıyı açıp ardına...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kapının kapanma sesiyle birlikte yeni kapattığı gözlerini araladı yavaşça. Televizyondan yansıyan ışığın aydınlattığı kadarıyla Yoongi'nin yarısı karanlıkta kalmış yüzünü gördü. "Uyandırdım mı?"
Kafasını iki yana salladı Jin. "Hayır, seni bekliyordum. Merak ettim seni. Aradım ama ulaşamadım." Yoongi yüzünün yarısı karanlıkta kaldığı için çok şanslıydı. Yoksa Jin bakışlarında bir tuhaflık olduğunu çok kolay fark edebilirdi. "Yakındaki market kapanmış. Bende market aradım. Sonra arabada da ufak bir arıza çıktı. Bir de telefonumun şarjı bitmiş galiba açılmıyor. Anlayacağın bütün aksilikler bir anda ortaya çıktı."
Keşke böyle olsaydı diye geçirdi içinden bir an. Keşke yalan söylemiş olmasaydım. Ama doğrusunu da söyleyemezdi. Az önce bir adamı yatağında boğarak öldürdüğünü söyleyemezdi.
"Filmi başka zaman izleriz Jin. Ben duş alacağım." Kolunu kaldırıp bileğinde duran saat bakıyormuş gibi yaptı. Bu karanlıkta sayıları seçemezdi zaten. Eve girmeden önce bakmıştı saatin kaç olduğuna. "Saat bir olmuş. İstersen seni eve bırakmalarını söyleyebilirim."
Düşünmeye bile gerek görmeden hızlıca kafasını iki yana salladı. "Hayır Yoongi, Taehyung ve Jimin o kadar hazırlık yapmışlar bizim için bence bunu batırmayalım." Koltuktaki eski pozisyonuna geçip dönüp ayaklarını önündeki orta sehpaya uzattı. "Sen duşunu al gel, ben bekliyorum. Saate de takılma. Anlamsız bir kaç sayı sadece."
Yoongi hayır diyebileceğini sanmıyordu. Jin'in de hayırı bir cevap olarak kabul etmeyeceği belliydi zaten. 'Tamam' diyerek merdivenlere yöneldi. Koşar adım çıktığı merdivenlerden sonra sola dönüp odasına girdi. Vakit kaybetmeden üzerindeki kıyafetlerinden kurtulup vücudundaki ceset izlerini silmek için kendini suyun altına attı.
Akşamın ilk saatlerinde güzel başlayan geceleri Namjoon'dan gelen bir mesaj tarafından bozulmuştu.
Taehyung ve Jimin'in onlar için organize etmişlerdi bu geceyi. Yemek yer, film izler ve belki de sevişirler diye her şeyi hazırlayıp onlara bir sürpriz yapmışlardı.
Aslında her şey planladıkları gibi de gitmişti. Başta.
Sürprizin ilk şokunu atlattıktan sonra güzel bir akşam yemeği yemişlerdi. Bir çok açıdan birbirlerine dair yeni şeyler öğrenmişlerdi.
Jin parmağındaki yüzüğün anlamını, kelebeklere karşı olan sevgisinden ve ilgisinden bahsetmişti. Aldığı cevap ise Yoongi'nin öğürmesi olmuştu. Masanın diğer ucunda duran muz dolu kâse midesini bulandırdırmıştı. Yoongi Jimin'in muzları oraya bilerek koyduğundan emin olduğu kadar bir diğer emin olduğu şey ise bunun hesabını soracak olmasıydı.
Yoongi'nin muzu sevmemesiyle ilgili dalga geçmeyi şimdilik ertelemişti Jin. Muzu gördüğünde Yoongi'nin de rengi sarıya döndüğünden Jin ciddi bir şey olduğunu sanıp endişelenmişti.
