Arkadaşlar,oy kullanıp yorum yapmayı unutmayın lütfen.Keyifli okumalar...
Son pişmanlık fayda vermez derler ya hani...Dünya'nın en doğru cümlesi belki de.Bunu çok iyi tattım şu on sekiz senelik yaşamım boyunca.Hala her nefes aldığım saniye ' neden nefes aldım?' diye soruyorum kendime.
Yapmamalıydım dediğim şeyi yaptıktan sonra,pişmanlık duymaktan yoruldum.Ağlamak benim rutinim olmuştu,her gün,her gece,her an ağlamaktan gözlerim morarmış olsa da,göz pınarlarım kurumuş olsa da ağlamaktan kaçamıyordum.
Son derse geçecektik.Caner üç derstir yoktu.Kafamı sıraya koymuştum,yanımda hissetiğim silüet ile kafamı kaldırdım.Yağız yanımda dikilmiş bana bakıyordu.Kaşları çatılmış öylece bana bakıyordu.
"Asya,o son söylediğin cümlede neyin nesiydi?"diye sorduğunda hiç bir cevap vermedim.Ne söylese haklıydı,o son cümleyi söylemeden terk etseydim orayı dilim mi kopardı?
İlla ki başıma bela açacaktım.Ben illa ki gün için de bir pişmanlık yaşayacaktım,yoksa duramazdım.Yağız'ın şapka konusundan bahsettiğini anlamam iki saniyemi almıştı.Omuzlarımı dikleştirdim ve tek kaşımı kaldırarak konuştum."Açıklama yapmak zorunda değilim ve sen de her şeyi bilmek zorunda değilsin!"dedim sakin bir tonda.
Açelya olayı bilmiyordu,ne olduğunu sorar gibi bir bana bir de Yağız'a bakıyordu.Bu olanlardan Açelya'ya neden bahsetmedim bilmiyordum ama bu beni rahatsız ediyordu.Ona en kısa süre de anlatmalıydım.
Yağız verdiğim cevap karşısında kaşlarını iyice çattı.Onu sinirlendirmiş olmalıydım.Oldukça sert bakıyordu.Dudaklarını araladığında ses tonu hiç hoşuma gitmemişti "Ne demek o?Çıldırttın çocuğu,evine gitti!".Omuzlarımı silktim,Caner benim umrumda değildi.Tamam ona Hödük demem hoş değildi ama gidip ayaklarına kapanıp özür de dileyemezdim.
Bunu asla yapmam."Bana bağırma Yağız!"diye çıkıştım aynı onun gibi ses tonumu yükseltmiştim.O anki sinirle fark etmeden yerimden kalkmıştım.Boyu ben den bir kafa mesafesi daha uzundu.Gözleri açılmıştı,sesimi yükseltmem onu iyice çıldırtmış olmalıydı.Harfleri bastıra bastıra konuşmaya başladı "Sen de o zaman söy-"sözü Açelya'nın "YETER!" diye haykırması ile yarım kalmıştı.İkimizin de kafası Açelya'nın olduğu yöne döndü.Açelya sinirli konuşması ile devam etti "Neden o ayı için tartışıyorsunuz?Bırakın,değmez!".Bir anlık tüm sınıfın bizi izlediğini fark etmiştim.Yağız da fark etmişti ama pek umursadığı söylenemezdi "İşinize bakın!" dediğinde herkes cidden işine döndü.
Açelya'ya hiç kızmamıştı,en yakın arkadaşına 'ayı' demesine rağmen tek kelime etmemişti.Dik bakışlarını tekrar gözlerime kitlediğinde hafif kısık sesi ile soru sordu "Yüzünü mü gördün sen?".Açelya duymuştu,şaşkınlık ile "ne?!"diye haykırdı.Gözlerimi devirip oflamaktan başka bir tepki veremedim.
Yağız tekrar konuşmak için dudaklarını kıpırdattığı esnada sınıf kapısı açıldı ve matematik hocamız Mehmet hoca görüş alanımıza girdi.Yağız arkasını döndü.Mehmet hoca Yağız'ı görünce tatlı bir tebessüm oluştu yüzünde."A ne güzel,bugün Yağız da bize eşlik edecek!"
Yağız bir anda telaşa düşmüştü,çünkü matematik en nefret ettiği dersti.Ellerini havaya kaldırdı "Yok yok hocam,size iyi derler."demesi ve sınıftan çıkması bir olmuştu.Adeta kaçmıştı,Mehmet hoca kahkaha attıktan sonra bize selam verdi ve derse başladı.
************************************Kırk dakikalık bir matematik dersinden sonra,okuldan çıkmak için eşyalarımı toparlıyorduk.Açelya ara sıra bana bakıyordu ama ben fark etmemiş gibi eşyalarımı toplamaya devam ediyordum.Bana her an soru soracak gibiydi ama sormuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HACKER
Teen FictionSıradan değil,kötü ve yalnız bir arkadaşı ile hayatını yaşamaya çalışan bir kızın hikayesi bu.... Bu hikaye çaresizlerin,bir insanın kölesi olmuş,iradesi elinden alınmış bir adamın hikayesi bu hikaye.... Bir çaresiz ve sessiz aşık ola...