Jungkook'tan
Biraz güç toplayınca ilk geldiğimde gördüğüm bıçaklardan birini aldım. O gün hayatıma son vermeden önce söylediğim tek şey "Seni seviyorum sevgilim. Hep seveceğim" oldu. Ondan sonra hatırladığım tek şey karnıma giren sancıyla elime bulaşan kan oldu.
Evet yapmıştım hayatıma son vermiştim.
Taehyung'tan
Jin Hyunglar ve ben oturmuş Jungkook'a ulaşmaya çalışıyorduk. En son dayanamayıp polisleri aradık ve onlardan bir gelişme haberi gelmesini bekliyorduk.
Birden kalbime çok büyük bir ağrı girdi. Ağzımdan sadece "Jungkook" kelimesi çıktı. Jin Hyung "Ne Jungkook'u" dedi. Bende "Jungkook'a birşey oldu" dedim. Telefonumun çalmasıyla hemen telefonu elime aldım. Polisler arıyordu. Hemen telefonu açtım. "Bir gelişme var mı?" dedim. Karşı taraftan "Evet var. Jungkook Bey'in telefon sinyallerine ulaştık en son ****** ormanında ki depodan geliyor" dedi. Ardından "Hemen oraya bir ekip yönlendiriyoruz" dedi.
Telefonu kapatır kapatmaz hemen arabaya koşmaya başladım. Arkama baktığımda Jin Hyunglarında geldiğini gördüm. Benim arabama Jimin, Namjoon ve ben binerken kalanlar ise Jim Hyungun arabasına bindiler. Son hız polislerin verdiği adrese sürüyordum.
10 dakika sonra depoya geldiğimizde yerde Jungkook'un telefonunu gördüm. Zaman kaybetmeden depoya doğru koştum. Depoya yaklaştığımda polis sirenlerini duydum. Depoya hızlı bir şekilde girdim. Gördüğüm görüntüyle kanımın son damlasına kadar çekildiğini hissettim. Zaman durmuştu sanki. Kanlar içinde yerde yatan kişiyi o kadar iyi tanıyordum ki kalbinin derinlerine inen adamın elindeki bıçakla kendi hayatına son verdiğini kabullenemiyordum. Kabullenmek istemiyordum.
~~~
Evett asıl olaylar bundan sonra başlicak.
Kitabı kısa yapıcam uzatmayı düşünmüyorum.