11

1.8K 139 17
                                    

İkra:
Mesajlarıma bakmayacaksın anlaşılan?
İki gündür görüldü maşallah
Görüldü

Bu kadar şey yerine hayır deseydin inanırdım artık inanmıyorum bu arada
O kızsın
Görüldü

Bilinmeyen:
Ya nası aq boşa mı uğraştım

İkra:
:)
Aptal
Neden yazmadın
Görüldü

Başa dönmeyelim istersen?
Görüldü

Bilinmeyen:
Evet benim o

İkra:
Aferin şöyle yola gel bakalım
Neden yazmadın kaç gündür
O kadar beklememe rağmen görmedim de hiç okul çıkışı

Bilinmeyen:
Kaçtm...

İkra:
Ne demek kaçtım amk

Bilinmeyen:
Bildiğin kaçtım
Bi anda anlaşılmayı beklemiyordum napim.

İkra:
Aptal
Dediğimin ertesi günü saçını boyatırsan anlaşılırsın tabi
Sosyal bilimler lisesi talebesi olacaksın bir de

Bilinmeyen:
Susar mısın tam şu an gerçekten
Ağlicam kendi aptallığıma

İkra:
Hayır ağlama
Seni akşam yedi de okulun caddesindeki karşı kafede bekleyeceğim
Gel ve konuşalım
Görüldü

Bir şey yazmana gerek yok
Akşam gel ben cevabımı almış olurum zaten
Görüldü

.

İkra'dan

Kafenin yanına gelip onu beklemeye başlamıştım. İçeri tek başıma girmek istemiyordum. Kalabalıktı. Ufaktan gerilmiştim. Kafenin camından kendime göz gezdirdim. Her zamanki gibi geliyordum gözüme. Siyah sweat, siyah bol pantolon ve gri kaban. Kendim olmuştum. Neyimden hoşlanmıştı bilmiyordum. Kendime farklı görünmüyordum. Ama onu merak ediyordum. Hakkımda neler düşündüğünü.

Arkamı dönüp yola bakmaya başladım. Telefonun saati 18.56'yı gösterirken onu gördüm. Garip kesimli ve fazlasıyla renkli saçları onu ele veriyordu. Karşıdan karşıya geçiyordu tam olarak. Tamamen simsiyah giyinmişti. Bileğinin teki bilekliklerle diğeri saat ile doluydu. Boynunda kolye vardı. Bir elindeki siyah cüzdan ve telefonuna bağlı kulaklık onu hoş ve insanların içinden uzak gösteriyordu. Diğer elinin iki parmağında sigara vardı. Kaşlarım çatıldı. Sevmezdim sigarayı.

Karşıya geçti beni hala görmemişti. Biraz kenarda kalıyordum. Elindeki sigarayı çöp kutusuna bastırarak söndürdü ve çöpe attı. Kulaklıklarını çıkardı. Cebinden ufak bir paket çıkarıp içinden bir şey aldı ve ağzına attı, sanırım şekerdi. Gülümsedim. Tekrar cebine koydu. Omuzlarında bir şey varmış gibi silkeledi birer kere. Ceketinin önünü açtı ve elini saçlarından geçirirken gözlerini karşıya, tam olarak bana doğru kaldırdı. Eli saçlarında gözleri bende takılı kaldı biraz. Yavaşça ona doğru yürüdüm. Boyu benden kısaydı. Ama benden daha özgüvenli görünüyordu.

Boğazını temizledi yavaşça. Ensesine kaşıdı.

"Merhaba." dedi usulca. Gülümsedim.

"Senin için biraz sade bir cümle oldu sanırım?" güldü sessizce. Şirindi.

"Geçelim istersen?" kafamı salladım. Arkasına geçtim.

"Önden gir lütfen." kaşlarını çattı. Arkama geçti.

d.i.a.o (gxg) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin