21

1.2K 104 63
                                    

"aga kaç gündür konuşamıyorum ki. Yazmıyor bana. Mesaj atıyom yok arıyom yok. Tek tük cevap veriyor." üçü beraber arkadaşlarına bakıp ne diyeceklerini bilemedi.

Uzay başımı demirhan'a yaslamış, Kağan da sırtını alaz'a yaslamıştı. Üç gündür ikra alaz'a yazıyordu yazsa bile kısa kısa cevap verip geçiştiriyordu.

"hayır istemeden ben mi bir şey yaptım yani bilmiyorum ama. Üzülüyorum da lan. buraya gelmeden önce de onu çağırdım belki gelmek ister diye. Tık yok hala. Ben de sona sizi çağırdım zaten." bacaklarını kendine çekip başını yaslamıştı dizlerine.

Üzülüyordu gerçekten de. İnsan hiç mi samimi konuşmazdı?

"evine gitsem bilmiyorum onu da yapamıyorum. Kırıldım lan. Öptü beni sonra puf. Yatakta bırakılmış gibi hissediyom aga." elini cebine attı paketini çıkarmak için. Demirhan dan çakmağını alıp yaktı. Kağan da yerinde doğrulup arkadaşına döndü.

"ya acaba utandı mı hani? Ya da bir şeye mi içerledi?" alaz omuz silkti. O da emin değildi ki.

"kanka ben bir şey dicem ama yanlış anlama. Hani üzülme de ama ihtimal belki diye soruyorum." alaz yer de dikleşip soruyu bekledi.

"ya acaba, hani emin değilim ama, şey olabilir mi-" alaz yerinde kıpırdandı.

"abi uzatma da söyle işte." demirhan nefes verdi.

"kanka acaba düz olabilir mi?" alaz yol artık deyip güldü.

"aga yok ne düzü. Düz değil bence. Değil yani herhalde. İlk hoşlandığı kişi ben olabilirim belki ama sanmıyorum düz olduğunu yani." tersini söylüyordu ama onun da içine ufaktan bir şüphe düşmüştü. Tabi yine kendince inkar ediyordu.

Demirhan etrafına bakarken birini tanır gibi oldu. Miyopluktan gözlerini kısıp bakarken gelenin ikra olduğunu düşünüyordu.

"alaz la. Şu gelen ikra mı?" alaz arkasına dönemeden ikra yaklaşmıştı. Elinde tuttuğu ama varlığını unuttuğu  sigarayı alaz'ın elinden çekip yere bastırmıştı. Sonrasında gelip yere oturdu.

"içme lütfen." sonra gülümsedi ve arkadaşlarına dönüp selam verdi. Hepsi şaşkınlıkla selamı alırken alaz hala bakıyordu. Biraz şaşkın biraz üzgün.

Oturduğu yerde kayıp ikra'ya yakından bakmak istedi. İkra ise onun açtığı boşluğu anında kapatıp ona döndü.

"neden uzaklaşıyorsun?"

"neden yazmadın?" işte sorulması gereken soruyu sormuştu alaz. Herkes suspus kalmıştı. Kağan diğer ikiliyi toplayıp kaldırmıştı. Hepsi ikra'ya selam verip alaz'ın omzunu sıkmış ve oradan ayrılmıştı.

"neden yazmadın?" alaz yineledi. "tamam yaz diye ısrar etmedim şimdi de seni böyle sık boğaz etmek istemiyorum ama neden yazmadın?" ikra kırdığı bacaklarının altından elini geçirip başını eğmişti.

"bilmiyorum. Utandım. İlk defa birini öptüm. Ya da ill defa bir eşcinsel ilişki de buldum kendimi bilmiyorum. Çok mutluydum. Aşırı mutluydum ama yazmaya elim gitmedi. Çok utandım." alaz aralarına biraz daha boşluk koydu. İkra o boşluğu da kapatıp konuştu tekrar.

"bundan daha cesaretli olamam. Yapma lütfen." ikra güldü.

"kırıldım." ikra kafasını salladı. "biliyorum."

"gerçekten kırıldım. Bir şey yaptım sandım. Düşündüm yani yapmamıştım da. Kırıldım işte. Yapma bir daha. Konuşalım. Sorun varsa çözelim. Ama konuşmazlık yapma en başından. Tamam mı? " yerdeki çimlerle oynarken söylemek istediklerini söyledi.

d.i.a.o (gxg) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin