Elindeki tuz ruhunu üzerine döktü ve zaten küvetin içinde olan ölü
adamı tiksinircesine ittirdi. Havanın soğuk olmasından faydalanacaktı. Hiç cinayet süsü vermekle uğraşmadı. Harcadığı enerjiye bile değmeyecekti çünkü.Gerindi ve parmak uçlarına çöktü. Alaycı bir gülümsemeyle kapkara ağzı açık kalmış olan adama baktı. Çoktan kan sızmaya başlamıştı. Boğarak öldürdü, evet. Kemerle. Onu da suyun içine atıp eldivenli ellerle dışını sıvazladı. Parmak izi, veya en ufak başka bir ipucu bırakmak istemiyordu.
Ayağa kalkıp irkildi. Küvetin taşmaya başladığını ayaklarını ıslatan su sayesinde farketmişti, çok dalgındı. Kapıya doğru birkaç adım attı. Salonu çoktan temizlemişti. Dışarıya adım atmadan önce eşikteki ayakkabılığın üstünden para tomarını alıp cepledi. Kamera takiplerinde sorun çıksın diye kıyafetlerini değiştirecekti.
....
Tatil gününü bile nefes israfı insanlar için ziyan ediyordu, ama sadece kağıt üzerinde işleyen adalet kavramına onları tekrar emanet edemezdi. Zaten sisteme ilk elden şahit olan, onunla iç içe olmak zorunda olan biriydi. Bu daha da sinirine dokunuyordu.
Kendinden emin, ve şüphe çekmeyen tavırlarla evden çıktı. Hava soğuk olduğu için kabanının ve koyu mor atkısının içine gömülmüştü. Her öldürme olayı sonrası olduğu gibi, endişeliydi. Kim olmazdı ki? Piçin tekini öldürmüşsün, ve demin birincil nedeni olduğun o vahşete rağmen sanki sadece bir sinek öldürmüş gibi davranmaya çalışıyorsun.
İyi hoş, onun gibi bir sapığın o sineğin hayatı kadar bir değeri yok ama-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Polis Departmanı
Actionİstanbul'da yaşayan bir polis, aynı zamanda polis departmanı tarafından aranan bir katil. Ama kendine ait bir adalet anlayışı var ki, sadece suçluları öldürüyor.