(Eugene'in ağzından)
Hari'yi izlerken uykum gelmişti. Şu an o da uyuyordu ama pek huzurlu gözüktüğü söylenemezdi. Kaşları hafif çatılmış, göz kapaklarının arkasında gözleri hareket ediyordu. Kötü bir rüya gördüğü anlaşılıyordu. Ama iki omuzunda Aysel ve Zeynep uyuduğu için onu uyandırmaya çalışsam ikisi de uyanırdı.Ben böyle düşüncelere kapılmışken Cavel kollarını birbirine dolamış bir şekilde yanıma geldi.
-"Ona ne zaman görüneceksin?" diye sorduğunda bakışlarım ona döndü.
-"Beni sevip sevmeyeceğini ya da kabullenip kabullenmeyeceğini bile bilmiyorken nasıl görünebilirim ki?"
-"Birincisi seni sevebilir de sevmeyebilir de, sevmese bile sonradan alışır ve sever. İkincisi sen harekete geçmezsen Jensonlar geçecek, onlar o kızın hayatının karartırken biz sadece izleriz."
-"Neden?"
"Ne, neden?"
"Neden sadece izleriz, onu kurtaramaz mıyız?"
-"Denediğimizde nelerin olabileceği bence çok açık. Zaten iki krallıkta birbirine düşmanken böyle bir olay bütün evrenlerin sonunu getirebilir."
-"İnsanların evrenini de mi?"
"Bütün evrenleri."
(...)
-"Eee ne zaman kızı almaya gidiyoruz?"
-"Bu hafta."
-"Bu hafta mı? Neden o kadar uzun?"
"Adamı zaten yeni öldürdük. Hemen kızı alırsak herkes fark eder, ilgisi olanda olmayanda."
Sinirle dişlerimi gıcırdatıp odama gittim. O kızı elde etmek için o kadar şeyden vazgeçip anlaşma gereği adamı öldürmüştüm birde tekrar diriltecektim. Yüreğimin hiçbir gramında o adamı tekrar diriltmek yoktu. Kızına yapacaklarımı o varken yapamazdım. Yapacaklarımın kaç yıl süreceğini ben bile bilmiyordum. Ama babam yüzünden diriltmek zorundaydım.
(...)
Gözlerimi araladığımda omuzlarım resmen sızlıyordu. İyice gözlerimi açıp baktığımda Aysel ve Zeynep tüm ağırlıklarını benim üzerime vermiş, uyuyorlardı. Homurdanıp kıpırdamamaya çalıştım. Canım ne kadar yansa da onları uyandırmak istemezdim. Gözlerimi kısıp yere odaklandığımda abimin sessiz çıkartmaya çalıştığı sesini duydum.
-"Günaydın." Onun sesini duyar duymaz bütün içtenliğimle bakıp gülümsedim.
-"Günaydın. Nerede uyudun?"
-"Pek uyumadım. Genelde kafeteryadaydım."
-"Keşke uyusaydın." dediğimde bana 'buna inanıyor muydun' bakışı attı. Dudağımı dişleyip kafamı salladım.
-"Eminim ki senin uyuman kolay olmuştur. Her sorununu uyuyarak geçirmeye çalıştığından belli." deyip güldü.
-"Evet ama uyuyunca da rüyalarım salmadı." Düşünceli bir şekilde bana baktı. Gözlerinin üzerimde garip bir şekilde oyalandığını fark ettiğimde elimi Zeynep'i rahatsız etmeyecek şekilde önüne salladım.
-"Uyuman gereken ciddi konular var."
Ellerini saçlarına atıp,
-"Bir ara uyumayı denerim. Bahçeye çıkıyorum, geliyor musun?" dediğinde kafamı hayır anlamında salladım.
-"Üşüyorum." Gözlerine anlam veremediğim bir duygu yerleşti.
-"Hava 20 derece. Bu... Yani ne bileyim, bir ocak ayı için fazla sıcak değil mi? Ayrıca sen hâlâ üşüyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Aşık
WampiryBu hikaye teoriden yazılmıştır! Vampir soyundan gelen bir ailenin en küçük oğlu bir insana aşık olur. Vampirler o dünyada görünmez olabiliyordur. Bundan yararlanarak günlerce onu izler, yaralanacağı sırada ona yardım eder. Uzaktan sevmenin kendisine...