Herkez Bize Bakıyo

445 18 1
                                    

Savaş arabayı durdurup indi . Sonra benim tarafıma geçerek kapımı açtı ."İn hadi " kollarımı göğsümde kilitleyip koltuğa yaşlandım . "İnmicem " sinirlenmesini beklerken savaşın yüzünde gülümseme belirdi . Yanıma eğildi elini yanağıma koydu . Kalbim yine deli gibi atmaya başlamıştı acaba yine mi korkuyodum . Parmağını yanağım da yavaşça haraket ettirdi .
"Asi ha , bu huyunu bilmiyodum . Sana dair ögrenmem gereken okadar çok şey var ki . Bana biraz yardımcı olsan ya"
Şaşkınlıktan ölebilirdim şuan kalbim zaten atmayı iki dakika önce bırakmıştı. ...
~~~~~~~~
Ahhh niye kalbim böyleydi .Bu çocuk beni bu kadar mı korkutuyordu .Yarım saat önce köpekden kaçarken de kalbim normalden kat ve kat hızlı atıyordu şimdi de .Bi fark vardı ,iksi arasında, ama neydi kalbimi bu kadar hızlandıran fark neydi. Savaş elini yanağımdan çekerek ayağı kalktı. "Umut hadi , beni zor kullanmak zorunda bırakma ". Yüzünde anlam vermediğim bi ifade vardı . Bu çocuğun zordan kastı neydi ki . Gerçekten bilmiyordum ve tecrübe etmek istediğimi de pek sanmıyordum . Savaş halla ayakta dikilmiş bana bakıyordu. Savaşa dönerek en ciddi halimi takınarak . "Savaş lütfen ben eve gitmek istiyorum" dedim .O eve tabiki de gitmek istemiyordum fakat savaşla aynı evde kalmazdım . Bi erkekle aynı evde kalma fikri kulağa pek hoş gelmiyordu açıkçası "Hayır bu gece burda kalacaksın sabah seni götürürüm ama şimdi buradasın"diyince gözlerinin içine bakarak"savaş lütfen beni evime götür " dedim . Yüzü şimdi tamamen ifadesiz olmuştu .
" Lütfen " savaş yüzüme baktı . Niye burda kalmamı istiyodu ki anlamamıştım .Aslına bakarsan atlasa olan nefretli bakışlarını, atlasın yanından beni kaçırır gibi götürmesini , beni kendi evine getirmesini ve bu çocuk hakkında çocuğu şeyi anlamamıştım. Kafasını yere eğdi sonra bana bidaha bakarak "tamam " diyerek direksiyona geçince bende kapımı
kapadım . Ne savaş ,nede ben yol boyunca tek kelime etmedik. Evin önüne gelince savaş arabayı durdurdu . Yüzü yola dönüktü, sanki arabada ben yokmuşum gibi, arbadan çıktıp kapıyı arkamdan kapadım . Tam arkamı dönüp yürümeye başlamıştım ki savaşın sesiyle durdum .
"Umut " arkama dönerek savaşa baktım arabadan çıkmıştı . Hızlı adımlarla yanıma geldip tam önümde durdu . "Yarına hazır ol , herşey yarın başlayacak ." Yüzünü yüzüme yaklaştırdı . Ben daha olanları idrak edemeden alnıma minik bi buse kondurup hızlı adımlarla geri gitti . Bu da neydi şimdi bu çocuk daha demin beni görmezden gelmiyomuydu şimdi bu yaptığı neydi . Savaş arabasıyla uzaklaşırken arkasından bakakalmıştım. Kendime gelmem bi en az bir iki dakikamı almıştı. Savaş ta çoktan gözden kaybolmuştu . Telefondan saate baktım saat baya bi geç olmuştu . Bu saatte kapıyı çalmam demek ölüm fermanımı imzalamakla eş değerdi. Evin arkasını dolaşarak odamın penceresinin önünde durdum. Ev iki katlıydı halamlar çok zengin degillerdi kocası desen maaşının yarısını içkiye yatırırdı halamsa uyduruk bi işte çalışırdı. Zaten bu evde dedemden kalmıştı onlara . Babam annemle evlenmek için mirasından vazgeçmiş , mirasta halama kalmıştı .Kafamı kaldırarak yukarıya baktım , penceremin yarısı açıktı . Aşşağıda ki pencerelerde demir vardı ama yukarılarda yoktu . Demirlere tutunarak yukarı tırmandım . Pencerye tutunarak kendimi yukarı çekip içeri girdim. Ardından pencereyi kapatıp gece picamasının atılı degiştirmeye üşendigim için sadece üstümü degiştirdim üstümde sadece geceligin üstü ve iç çamaşırımla yatağa girdim . Bütün gün olanları düşündüm . 'Gerçekten de garip bi gündü' diye geçirdim içimden sonra kalpli taşı hatırladım . Allah kahretmesin ya düşürmüştüm . Taşı düşürmüş olmam canımı gerçekten sıkmiştı . Sonra aklıma savaşın son dediği geldi
"yarına hazır ol herşey yarın başliyacak". Ne anlama geliyodu ki bu şimdi .

Sabah alarmın sesiyle uyanmıştım . Uyku sersemliğiyle yataktan kaltım. Okul formalarımı gece bıraktığım yerden aldım yatağıma tekrardan oturdum . Okadar yorgundum ki gözümü bile açamıyordum . Üstümdeki gece picamasını çıkarıp kenara attım . Ama bu haraket sanki bütün enerjimi bitirmisti. Kendimi yatakta geriye doğru attım hiç kalkmak istemiyordum . Yatağa yanlanmasına uzatmıştım kollarımı iki yana açıp uyuyup uyumamak konusunda kendimle tartışıyordum ki . Gözüm kapıya kaydı kapıya bakmamla korkudan uzandığım yerden kalkmam bir oldu .
"Ne işin var senin orda çık dışarı " eniştem kapıya yaşlanmış bana bakiyodu . İçimden kendime küfrettim gece yorğunluktan kapıyı kilitlemeyi unutmuştum . "Çık dışarı" sert bi sesle söylemiştim ama sadece ikimizin duyabileceği bi şekilde çünkü eğer halam duyarsa eminim ki kocasını haklı bulur ve suçlu benmişim gibi yapmadığını bırakmazdı . Ben ne desemde o duymamazlılktan gelip bakmaya devam etti ama yüzüme değil vücuduma . Üzerimde sadece iç samaşırlarımın olduğu , o an aklıma geldi . Elimle vücudumu örterek "bakma defol git odamdan " dedim . O gitmek yerine içeri doğru geliyodu , hemen yatağın üzerindeki battaniyeyi alarak üzerime sardım. "Çık dışarı diyorum sana çıksana " şuan o kadar acizdim ki hiçbişey yapamıyordum ne bağıra bilirdim ne de hallama söyleyebilirdim elim kolum bağlıydı. Oda benim bu halimi bildiği için bu kadar rahattı . O geldikçe ben geri gittim. Sırtım duvara deydiğin de gidecek yerim kalmamıştı ama o halla gelmeye devam ediyordu . Aramızda ki mesafe nerdeyse kapanmıştı nefesini hissedebiliyordum . Korkudan ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum .Bu adam beni gerçekten korkutuyo du ve korkumdan zevk aldığı her halinden beliydi. Yan odadan sesler gelince durdu " şanslısın ufaklık " diyerek geri odadan çıktı. Yanağıma düşen yaşı sildim , ağlamicaktım bu adam yüzünden. Hızla üzerimi degiştirip odadan çıktım . Onu görmemek için mutfağa uğramadan evden çıktım . Dünden beri hiç bişey yetmemiştim ve gerçekten açlıktan geberiyodum . Paramda yoktu ki okulda kahvaltı yapsaydım . Kulaklığımı kulağıma takıp yürümeye başladım . önümde gösterişli siyah bi motor durunca mecburen bende durmak zorunda kaldım. Yana kayarak yürümeye devam ettim . Arkadan motorun kornasını duyunca arkamı döndüm. " Günaydın umut " savaş kaskını çıkarmıştı . Ne yani motoru kullanan savaş mıydı . İtiraf etmeliyim gerçekten de çok havalıyodı . Altında ki son model motor mu yoksa savaş mı daha göz alıcı diye sorsalar kararsız kalırdım. "Günaydın" dedim şaşkın bi şekilde . Elindeki kaskı bana doğru uzatarak "atla hadi seni bi yere götürcem" diyince savaşın yüzüne yüzüne bakmakla yetindim sadece, artık çocuga nasıl baktıysam , motordan inip yanıma geldi . Elindeki kaskı karnıma bastırarak "hadi zamanımız az geç kalmayalım " . Geç kalmak mı okula en az bi saat vardı geç kalma gibi bi durum yoktu . Savaş beni okuldan başka nereye götüre bilirdi ki . "Nereye geç kalacağız ki" diyince motora binerek bana baktı .
"Süpriz " bi savaşa bide elimde ki kaska baktım gitmelimiydim . İçimden bi ses okula git dese de savaşla gitmemi söyleyen kısım daha cazip geliyodu .Savaşa doğru yürümeye başladım tam savaşın önünde durdum yapsam mı, onunla gitsem mi diye düşünüyordum ki . Savaş yüzüme bakarak gülümsedi "korkuyosun " dedi . Başını yere eğerken. Evet korkuyodum gerçekten bu çocuğa güvenmek biraz korkutuyodu . Hem kalbiminde bu çocuğu her gördüğüm de deli gibi atması korktuğumun kanıtıydı. Kafasını yerden kaldırarak yüzüme baktı . "Benimleyken korkmana gerek yok sana asla zarar vermem ,veremem " tam gözlerimin içine bakarak konuşuyodu ve her kelimesinde samimiydi. Yani ben samimi olduğunu hissediyordum .
"Şimdi o kaskı tak kafana " dedi . Kask tamamen aklımdan çıkmıştı elimde olduğunu bile unutmuştum .
"Çok yavaşsın " diyerek elimdeki kaskı aldı. Kaskı yavaşca başımdan geçirerek taktı. Kaskı kıklatarak " güvenlik iyidir " dedi ve eliyle motoru arkasını göstererek "Bin şimdi " diyince motorun arkasına bindim ."Sıkı tutunmanı öneririm " ne yani ona sarılacakmıydım . Ne kadar kötü olabilirdi ki sanki . Ellerimle savaşın belini yavaşça tuttum . Savaş motorun hızını iki dakikada içinde sona ulaştırınca korkudam ona sıkıca sarılmak zorunda kalmıştım . Doğrusunu isterseniz ona sarılmak sandığım kadar kötü değildi aksine hoşuma gittigi bile söylenirdi . Ona sarılmak iyi hissettirmişti uzun zaman sonra birine sarılmıştım . Savaş motoru haddinden fazla lüks bi lokantanın önünde durdurdu. Ben hala sarılı olduğu mu fark edince kollarımı ışık hızıyla geri çektim. "Geldik hadi in " diyince lokantaya yeniden baktım . Ne yani napacaktık ki burda . Motordan inerek kaskı çıkardım . Adamın biri koşarak yanımıza geldi
" hoş geldiniz savaş bey " diynce şaşkınlıkla savaşa döndüm ne yani bu adam kimdi ve savaşa neden bey diyodu .
Savaş motordan inip anahtarı adama fırlattı ." Herşey hazır mı " adam anahtarı tutarak "evet herşey hazır efendim" dedi . Savaş yanıma geldi "hadi gidelim" diyerek yürümeye başladı . Bende peşinden gittim . Lokantanın girişinde eliyle elimi işaret etti.
"O elindekini çok sevdin herhâlde " elimde ki mi . Ah allah kahretsin kaskı bırakmayı unutmuştum . " pardon diyerek geri koştum demin yanımıza gelen adama kaskı verdim ve geri savaşın yanında gelerek durdum . "Tamamdır verdim" diyince gülümsedi bu çocuğa gülmek gerçekten çok yakışıyordu. Lokantaya girince yanımıza bi adam daha geldi . "Hoşgeldiniz savaş bey masanız hazır efendim bu karaftan " savaş adamı başıyla onaylanarak adamın eliyle gösterdiği yere doğru yürümeye başladı tabi ki bende peşinden . Savaşla bi masanın önünde durduk masaya bakınca ağzım açık kaldı. Resmem masada bi kuş sütü eksikti. Adam yanımızdan ayrılınca savaş sandalyesine oturdu. Eliyle karşısındaki sandalyeyi göstererek " oturmaya ne dersin " diyence hemen sandalyeyi çekerek oturdum . Savaş yemeye başlamıştı bile bense hala masayı seyrediyorum. "İnan bana yemesi seyretmesinden daha eğlenceli " diyince gülümsememe engel olamadım. Uzun zamandır yapmış olduğum en güzel kahvaltıyla tıka basa doyunca savaşa baktım . Oda kahvaltısını bitirmişti "doyduysan kalkalım " olumlu anlamda başımı salladım . İkimizde ayağı aynı anda kalktık bizim kalktığımızı gören takım elbiseli bi adam yanımıza geldi . "Afiyet olsun efendim beyendiniz mi" diyince ağzım açık kaldı adam savaştan yaşça çok büyük olmasına rağmen savaşın yanında saygıyla duruyodu. Savaşla bişeyler konuştular bense o sırada biraz etrafa bakındım . Herşey harikaydı tek kelimeyle muhteşem denebilirdi. Savaş adamla konuşmasını bitirince yanıma geldi ." Hadi gidelim okula geç kalıcaz " diyince başımla onaylayarak arkasından gittim . Lokantanın kapısından çıkarken arkama bi daha baktım.
" Çok beyendiysen sonra yine geliriz" savaş yanıma geldip lokantaya bakarak konuşmuştu. "Hayır yani evet beğendim beğenmesine ama burası çok pahalı bi yere benziyo . " başımı ona çevirdim "bu gün yeterince paran gitmiştir zaten herşey için teşekkürler " savaş bana dönerek gülümsedi "ben buraya para ödemem aksine onlar bana öderler" ne yani ,bu ne demek oluyodu ki "nasıl yani" savaş motora doğru yürüdü
" Burası benim çünkü "
" hadi canım" bi anda ağzımdan çıkmıştı
" şey yani sen ciddimisin" savaşın yüzünde yine o gülümseme oluştu
" evet Canım ciddiyim" canım kelimesini vurgulayarak söylemişti . Kıpkırmızı olduğumu anlayabiliyodum . Al işte kalbim yine deli gibi atmaya başlamıştı.
"Hadi gidelim " savaş kızardığımı farketti mi acaba bilmiyodum ama inşallah farketmemiştir. Kaskı verdiğim adam bana kaskı uzatınca hemen alıp kafama geçirdim. Böylesi daha güvenliydi. Motora binip savaşa yeniden sarıldım . Savaş bu sefer geldiğimizden daha hızlı sürüyordu ben ona ne kadar sıkı sarılırsam sanki o da hızını o kadar artırıyordu . Hızlandıktan bi 10 dakika sonra korkudan gözlerimi kapatmıştım . Sanki kollarım biraz gevşese motordan düşecekmişim gibi savaşa sıkı sıkı sarılıyodum. Savaş motoru durdurduktan bir iki dakika sonra kendime geldim kollarımı savaştan çekmemse üç dakika mı almıştı. Gözlerimi açıp etrafa baktım . Hayır hayır olamaz burası olamaz herkez bizi görmüş olamazdı ahh kahretmesin ..

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin