DY*4

626 36 3
                                    

Abimi kola alma bahanesiyle yolladıktan sonra çantamdan bir ıslak mendil çıkardım. Daha nerelere yazdın numaranı be Apaçim!

Çıkmıyor, çıkmıyor! Son çare olarak çantamın ön gözünden siyah ojemi çıkardım ve umarsızca numaranın üstüne sürdüm. Etraftaki insanlar bana anlamsız bakışlarını yollarken çıkan sonuçtan memnundum. Numara görünmüyordu. Abim gelmeden önce telefonu çıkarıp üstünü ojeyle kapattığım numaranın resmini çektim. WhatsApp’a girip Apaçi diye kaydettiğim Batı’ya resmi attım.

Derin: Buraya da mı yazdın numaranı?!

Kısa süre sonra iki mavi tik oldu ve yazıyor…  göründü.

Apaçi: Ne saçmalıyorsun?

Derin: Siyah ojeyle silinmiş yerde numaran yazıyordu.

İki mavi tik oldu, ama cevap gelmedi. Pes ederek telefonu kapattım. Abim ojeyi görmesin diye onun tepsisini kendi önüme çekerek ojeyi kapattım.

Abim geldiğinde onun yemeğini tıkınıyormuş gibi yaparak elindeki kolayı aldım.

“Git kendine başka yemek al.” Abim sert b bakışlarının ardından söylenerek oturdu.

“Tatlı şey diyorum da götün kalkıyor. O benim yemeğim, git kendine yemek al.”

Eğer önümdeki tepsiyi çekerse biterdim! Hızlıca gözlerimi büyütüp dudağımı büzdüm. Bunu yapınca bana acıyor ve ne istersem yapıyordu.

"Gerizekalı kız." Ve tabii ki de taktiğim işe yaramış, abim kendisine yeni yemek almak için ayaklanmıştı. İçimden derin bir nefes verirken yüzüme saçma bir gülümseme yerleştirdim. Abim tekrar sıraya girerken telefondan gelen bildirim sesiyle WhatsApp'a girip Apaçim'in (Evet, benim Apaçim.) ne yazdığına baktım.

Apaçi: Nerede gördün  bunu?

Alış veriş merkezinin adını verip cevabını bekledim.

Apaçi: Başka yerlerde görürsen sil onları.

Derin: Emrin olur. Apaçi: Emrim olur. Derin: Götün diyorum, Everest'in tepesinde. İndir onu, yoksa ben indireceğim.

Abimden bulduğum lafları başkalarına karşı kullanmak en büyük hobimdir!

Apaçi: Senin indirebileceğin tek şey, boxerım güzelim.

Pörtleyen gözlerimle beraber hemen WhatsApp'tan çıktım. Terbiyesiz! Sinirle önümdeki tepside duran yemeği hunharca bitirdim. O sırada karşıma geçmiş abim beni dikkatle izliyordu. "Bir psikologa görünmek ister misin, Derincim?" Hmm peki. Yemek yemeye ara verip başka bir şey yazdı mı diye WhatsApp'a girdim.

"Derin, sana bugün  bir şey mi oldu? Oksijenle kafayı mı buldun? Ne diye telefonuna bakıp duruyorsun?"

"Sana ne ya?!" Abimi tersledikten hemen sonra ekranı kapattım ve telefonu çantama attım. Abim konuşmalara bakmak isterse ne derim acaba?

'Abicim, ben bugün kafenin tuvaletinde 'beni arama,  bana aranmayı öğret' diye bir yazı ve altında da bir Apaçi'nin numarasını gördüm. Şimdi onunla yazışıyorum. Apaçi evli ve azgın.'

Saçmalamayın tabii ki de bunu söylemem. Katil potansiyeli olan bir abiye söylenecek en son cümleler bunlar.

 Kafamda planlar yapıp dururken abim gözümün önünde elini sallamaya başladı. 

"Derin cidden sen bugün iyi değilsin." 

"Ne oldu ya?" 

"Telefonundan bildirim sesi geldi." Hızlıca çantama uzanıp telefonu çıkardım. Apaçim'den mesaj gelmişti.

Apaçi: Hayırdır, bir şey yazamadın? ;)

Derin: O emojiden tiksiniyorum sayende.

Telefonu sessize alıp çantama attım.

"Kim?" Abim ve saçma soruları...

"İlgilendirir mi?" Eğer şimdi evet derse sıçtım.

"Evet." Tabii çocuk haklı. Abim sonuçta tabii ilgilendirir.

"Şu patateslerini bana versene yemeyeceksen."

"Bok ye!" Sesimi alçaltsaydım fena olmazdı aslında. Etraftaki insanların tuhaf bakışlarına mruz kalınca tatlı tatlı glümsedim ve kalkma çabalarına girdim.

"Hadi sinemaya girelim abicim. Sonuçta beraber vakit geçireceğiz, değil mi? Hadi kalk." Kıçımı yaydığım yerden kalkıp abimi çekiştirdim. Oflaya puflaya sandalyesinden kalkıp montunu alınca hemen sinemaların olduğu tarafa yöneldim. Afişlere bakarken yanımızda duran bir grup meteorun beni süzdüğünü farkedince çaktırmadan saçlarımı düzelttim.

"Açlık Oyunları'na gireceğim ben." O Açlık Oyunları'nı sevmiyordu ve vizyondaki aksiyon filmi onun için daha uygundu. 

İkimiz de farklı filmele bilet alırken meteor grubundan olan çocukların duyması için görevliye istediğim koltuk numarasını bağıra bağıra söyledim. 

Biletimi alır almaz gişeden geçip mısır ve Slushy almak için sıraya girdim. Meteorlar da Açlık Oyunları'na girmeliydi! Slushy'mi alırken diğer koluma da mısırı yerleştirdim ve adımlarımı hızlandırd...

Kahretsin! Orman meyveli Slushy tüm kıyafetlerimi elden geçirerek ıslatmıştı beni. Kendimi tebrik ediyorum. Yanımdan geçen meteorlar bana bakıp gülerken bir tanesi kamerasını açmış beni çekiyordu. 

İşte şimdi bittim!

***

Bölüm biraz geç geldiği için hepinizden özür dilerim! Sınav haftam yeni bitti. Almanca sınavım olmasına ve sevgilim tarafından terkedilmiş olmama rağmen yazdım. Umarım beğenirsiniz. Seviliyorsunuz...

-B//

Duvar YazısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin