DY*12

453 34 7
                                    

Soğuk terler dökerek telefonuma uzandım. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ve ayaklarım beni taşıyamayacak gibiydi. İçimden bildiğim tüm duaları sayarken masanın üstündeki bardağı ve içindeki kolayı fark ettim.

Telefon kolanın birkaç santim uzağındaydı, telefonu kolanın içine atacaktım. Telefonumu alıp elim titriyormuş gibi yaparak kolanın tam üstüne gelince attım ve yalandan bir çığlık attım. "Ayy, inanmıyorum telefonum gitti!"

Abim inanmıştı neyse ki, bana güvenirdi. Bana olan güvenini boşa çıkarmak istemezdim ama bunu yapmak zorundaydım.

"Tamam, sorun yok üzülme sen."

Aslında bir anlamda üzülmüştüm, abim bana cidden çok güveniyordu. Bense onun güvenini sınar gibi bunu yapmıştım. Keşke konuşmayı silseydim diye geçirdim aklımdan.

Abim annemleri arayıp durumu anlatarak yeni telefon alacağımızı söylerken ben de sim kartımı çıkardım. WhatsApp'ımdaki konuşmalar yedeklenmiyordu. Numaralar zaten sim karttaydı. Konuşmaların ekran görüntüsünü de almamıştım. Telefonun bozulduğuna neredeyse emindim çünkü hassas bir telefondu.

"Annemlerle konuştum, telefonun içindeki bilgiler ve fotoğraflar silinmesin diye tamire göndermemi istediler. Sim kartı benim eski telefonuma tak, yeni telefonunu almaya bugün veya yarın gideriz." Telefonu tamire götürürse ve telefon yapılırsa... Karnıma yumruk yemişim gibi hissettim.

Bence yapamazlar ya, sonuçta o kadar kolaya attım. Acaba götürme gerek yok desem çok mu dikkatini çeker? E tabii TEOG'dan tam çıkarmış çocuk onu mu fark edemeyecek.

"Abi, ben odama gidiyorum çok uykum var."

"Tamam, git," öpücük atıp odama geçtim. Bir süre sonra kapının kapanan sesini duyunca hemen yerimden fırlayıp kapıya koştum.

"Abi! Bıçaklandın sen otur oturduğun yerde! Abi!" Sesimi duyan abimin bıçaklanan karnına rağmen hızlıca koşuşunu görünce o şıllık sevgilisiyle buluşacağını anladım. Ay götüm! Git buluş da acını o dindirsin, hay Allahım.

Abimin eski telefonunu aramaya başladım. Çekmeceleri açıp kapatarak evin içinde tok sesler inletiyordum. Sonunda benimkinin bir alt modeli olan telefona, çalışma masamın üstündeki sim kartımı yerleştirip telefonu açtım. Batı'yı aramadan önce abimi aramayı denedim. Uzun süre çaldıktan sonra telesekretere düştü telefon.

"O şıllık sevgiline kaçtıysan seni hayatta eve almam, kapının önünde yat."

Tribimi de atıp aramayı sonlandırdıktan sonra Batı'yı aramak için numarasının ilk hanelerini tuşladım. Arama tuşuna basıp basmama konusunda kararsızdım çünkü mahkemeye gidiyordu. Eda şılkığını çok merak etmiştim. Arayamadan telefonun şarjının bitmek üzere olduğunu fark ettim. Şarj aletimi bulup odamda şarja taktım ve salona geçtim.

Mahkemenin sonucunu merak ederek 1-2 saat oyalandım sonra da telefonu şarjdan almak için odama gittim. Abimden 49 cevapsız arama görünce şaşırmadım tabii ki de. Benim mal abiciğim 1 kere aradığında ulaşamazsa arar durur. Tekrar arıyordu, daha fazla endişelenmesin diye açtım telefonu.

"Derin, ayrıldık."

NE?!

"O şıllıkla mı, ay niye üzülüyorsun canım abicim. Bizim stüdyodan sana yavşayan birkaç kız var zaten. Boş ver o kızı zaten senin mükemmeliğinin yanında sönük kalıyordu, annem de sevmemişti---"

"Derin ben seviyordum!"

Abimin bana bağırdığı sayılı zamanlardan biri. Boğazıma oturan bir yumru ve dolan gözlerim. Kendimi tutamayıp nefesimi tutarak ağlamaya başladım. Abim salağa yatıyordu veya cidden ağladığımı duymuyordu. Ama konu benim üzülmemse asla salağa yatmazdı. Hattın diğer ucundan gelen hıçkırık sesleriyle beraber konuşmaya başladı.

"Senin ağlamana izin vermiyorum ama her akşam ben de başımı yastığa koyduğumda ağlıyorum. Ailemiz bizimle yeterince ilgilenmedi. Özür dilerim. Ben sana kocaman bir aile yarattım kafamda ama o ailede sadece ben oynadım. Ben... Belki birisiyle olursam tek başıma bir oyun sergilememiş olurum diye düşündüm. Annemle babamın gösteremediği ilgiyi biz sana gösteririz diye düşündüm. Derin... Ben özür dilerim."

Yaşlarım tişörtüme damladıkça içimdeki boşluk arttı, daha fazla dayanamayacağımı hissedince Batı'yı aradım. Birkaç kez çaldıktan sonra telefon açıldı ve uğultulu bir arka fondan Batı'nın sesi duyuldu. 

"Derin özür dilerim şu an konuşamam seni daha sonra arayacağım..." Hakim olduğunu sandığım kalın ses lafını böldü.

"Boşanma talebi reddedilmiştir." 

---

Bu size yazdığım son bölümdü sanırım. 2 gündür veda konuşmasına hazırlıyorum kendimi. Sorumluluk almayı seven bir yapım yok, ya da sadece istediğim şeyler üstüne sorumluluk alıyorum. Bu hikaye eğer basılır da kitap olursa, kapanan bir kapaktan ibaret olmasın sizler için. Gülmek istediğinizde, hatırlamak istediğinizde okuyun. 

Ben -B. Neyim ve kimim bilmiyorum. Satırların arasından birkaç gözyaşı döken edebi kız? Emin değilim. 

Şu hesaba son giriş yapışım olduğunu hatırladıkça gözlerimin dolmasına engel olamıyorum. Zaten sulu göz biriyim. Yorumlarınızı bile özleyeceğim açıkçası. 

Uzunca bir konuşmayla sizi sıkmak istemiyorum. Bu bir vedaydı ama buraya özelden yazarsanız -Z bana iletir ve konuşabiliriz belki. -Z hikaye için hep en çok çaba harcayan taraf olmuştu, inkar edemem. Ben sorumsuz gibi göründüm, ya da cidden sorumsuzum. Hepinizden çok özür dilerim. Sizi çok seviyorum; sizleri hiç tanımadan sevdim, umarım beni unutmazsınız. 

Sizi seven  -B//

Duvar YazısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin