13

322 22 20
                                    

vote ve yorum bırakmayı unutmayın

"ee, ikinci kızın nasıl? rahatı yerinde mi o evde?"

"ne diyorsun dora?"

"prenses harika hazretlerini diyorum annecim, sayende yine dört ayak üstüne düştü ya. nasıl geçiniyor o evde diyorum."

"düzenli para gönderiyorum, evde hiçbir eksik bırakmamıştım zaten."

"hah! çok güzel ya! kız küçüklüğümüzden beri benim hayalimdeki hayatı yaşıyor! şimdi de senin sayende!"

"şımarıklık yapma dora. kaç kere söyleyeceğim? kenan'ın mirasını almak için-"

"ya para falan umrumda değil! hep onu benden daha çok sevdin! daha kendi tarafına çekeceksin değil mi? daha çok işimiz var onunla. hiç bitmeyecek değilmi?"

"çabuk odana çık, ben diyene kadar da aşağı inme."

dora odasında telefonunu çıkardı. gözleri dolmuştu.

d: evde misin
harika: ?
d: seninle konuşmam lazım
h: sebep
d: bekle beni, geliyorum
h: adresi sana söylemeyeceğimi biliyorsun
h: dora??
h: nereye geliyosun ya??

"aşkım yine ajansa tek başına gideceksin galiba." dedi harika.

"neden noldu?"

"dora mesaj attı, konuşmamız lazım diyor."

"kötü bir şey yoktur inşallah."

"umarım."

"iyi o zaman hazırlanayım ben, sonra da çıkarım."

harika gülümsedi "bol şans."

"bu arada, az önceki olay bana bir şey düşündürdü."

"hangi olay?"

"annen bizi bulduğu halde bir şey yapmadı, lafını söyleyip gitti. belki benimkilerde öğrenmeli. böyle çocuk gibi saklanmamıza gerek yok, kolumuzdan tutup götüremezler ya."

"tabi canım, annen alt tarafı benim saçımı başımı yolar."

"ben bir daha öyle bir şey olmasına asla izin vermem."

"oğulcan, dalga geçiyorum."

"artık komik değil ama."

"sen onlara gerçekten sinirlisin... tamam git istediğini söyle ama lütfen kavga etmeyin."

"çekimden çıkınca gidicem. sen de dorayla konuşursun. haberdar et beni."

"asıl sen beni et, haberler sende."

yaklaşık bir saat sonra oğulcan çekimdeydi. bir giyim markası için fotoğraflarını çekiyorlardı. ama daha kullanıp kullanılmayacağı bile belli değildi. belki başkasını seçeceklerdi. zaten markanın yüzü falan değildi, muhtemelen internet sitesindeki binlerce fotoğraftan biri olacaktı. veya dergilerin kenarına iliştirilecekti. pek beklentisi yoktu. keşke harika yanımda olsaydı diye geçirdi içinden.

ordan çıkınca kendi evine gitti. ömer bahçeden onu görmüştü. şaşkınlıkla seslendi
"oğulcan? ne işin var olum senin burda?"

"hoşbuldum kuzen."

"hoşgeldin de şaşırdım yani."

"annemlerle kapatılacak bi hesabım var onun için geldim."

"iyi misin sen? bişey mi oldu?"

"yoo olmadı, suzan hanım yerimizi öğrendi. harikaya atar yapıp gitti. benimkilerde bilsin."

"yalnız yengem suzan hanım kadar medeni bi tepki vermez dememe gerek yok heralde?"

gel ya da git // oğhar (harika & oğulcan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin