12

241 16 19
                                    

vote ve yorum bırakmayı unutmayın

"ben de sana tam onu söyleyecektim."

"neyi?"

"oğulcan ben bugün... özgür hocaya söz verdim."

"anlamadım?"

"beni yemeğe davet etti, bende çok büyük potansiyel görmüş. iş teklif edecekmiş."

"ama biz bu akşam..."

"biliyorum, biz çıkacaktık. ama öyle bir anda sorunca hayır diyemedim. özür dilerim."

oğulcan bakışlarını etrafta gezdirdi,hayal kırıklığını saklamaya çalışıyordu.

"anladım."

harika içinde en az onun kadar zordu
"bozuldun mu?"

yutkundu ve normal görünmeye çalıştı
"hayır, hayır... iyi eğlenceler."

harika çıkarken oğulcan odada olduğu yerde kalmıştı. nereden çıkmıştı bu adam? ne niyetler beslediğinden çok emindi ve bunu harikaya söylemesine rağmen harika onu ekip o adamla yemeğe çıkacağını söylemişti. oğulcan o adama hiç güvenmiyordu. iki gündür tanıdığı liseli bir kıza mimarlıkla ilgili ne iş teklif edecekti ki? bunu söylemek için akşam yemeğine mi çıkarması gerekiyordu? bu düşünceler kafasından geçerken daha fazla orada hiçbir şey yapmadan duramayacağını anladı. harika ona gidecekleri restoranın adını söylemişti, aynı evde kalmaya başladıklarından beri nereye gitseler birbirlerine haber veriyorlardı. hızlı adımlarla harikanın arkasından evden çıktı ve harika arabasını çalıştırırken oğulcanda bir taksi çevirdi.

"abi şu öndeki arabayı takip et."

"sebep?"

"abi takip etsene ya kaçırıyoruz!"

"yok etmem."

"niye ya?!"

"sen çok amerikan filmi izlemişsin. başıma bela alamam bu saatte."

"ya belalı bi durum yok! abi bak o arabadaki benim kız arkadaşım. ilişkimizin kaderi senin elinde şu an." dedi ve tüm hikayeyi 10 saniyede anlatıp taksiciyi ikna etti. yolda ömer'i aradı.

"alo oğulcan? ne var?"

"oğlum hemen konum atacağım restorana gelmen lazım. sen hemen evden çık anca yetişirsin."

"noluyo olum?"

"hocası olacak lavuk kızkardeşini kandırıp kötü emellerine alet etmeye çalışıyor ömerim. gel abilik yap yardım et bana."

"oğulcan yine ne saçmalıyorsun ya?"

"ya sana anlatmıştım ya hani 1.90 boyunda, yakışıklı, atletik..."

"maşallah iyi incelemişsin, harikadan değil senden şüphelenmek lazım."

"ben wonderfulumdan şüphelenmiyorum bi kere. o adama güvenmiyorum ben. zaten harikaya yürüdüğünü anlamıştım da, bu akşam yemeğe davet etmiş lan."

"yuh."

"yaa, anladın mı şimdi?"

"çok mu yakışıklı demiştin?"

"malesef..."

"peki kavga çıksa döver miyiz dayak mı yeriz?"

"ben tek başıma net dayak yerim ama birlikten kuvvet doğar kuzen, bak yine döndük başa. gel işte oğlum sıkıntılı bi durum olursa orda olalım. hiç mi abilik damarın yok senin?"

gel ya da git // oğhar (harika & oğulcan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin