15

124 15 10
                                    

O günden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmamıştı, Mark'a yalan söylediğim günden sonra.

Kan kusmalarım artmıştı, sürekli baygın haldeydim. Ne zaman gözlerimi açsam Minhyung yanı başımda ağlıyor oluyordu ve gözlerimi açacak halim olmadığından Minhyung'a iyi olduğumun yalanını söyleyemiyordum. Minhyung ise ağlamadığı ve okula gitmediği zamanlar acılarımı dindirmek için tüm gücünü kullanıyordu.

Mark benim için ilaç, çözüm arıyordu. Ama bulabildiğini sanmıyordum.

"Sanırım ölüyorum, sanırım bu son ayım Mark."

"Öyle söyleme, biliyorsun aklımızda pek yok ama Minhyung bebekleri seviyor bir kardeşi olmalı değil mi? Belki evlât ediniriz."

Gözlerinin içi ağlıyordu biliyordum.

"Minhyung'un geleceğinde bir kardeş yok, ikimizde biliyoruz."

"Gelecek değişir, kader değişir Donghyuck."

Mark ve Mark'ın inandığı kanunlardı bunlar, ben inanmıyordum asla.

"Yolun sonu olduğunu biliyoruz, bak orası neresiyse seni orada bekleyeceğim ben."

Gerçekten çürüyüp gideceğime inanıyordum, son günlerde sadece uyuyordum.

"Seni kurtaracağım."

Kanlı olan dudağımdan tiksinmeyip beni defalarca öpmüştü, sonra da odadan çıkmıştı.

Kendimi iyi olmaya zorlamalı mıydım yoksa, sadece sonumumu beklemeliydim bilmiyorum ama diğer günlere oranla daha iyi hissettiğimden kalkmış, Minhyung'un odasına gitmiştim.

"Ben olmasaydım, belki de o kadar da kötü bir halde olmazdı. Ne olmak istediğimi bile bilmiyordum, şimdi de insan olmak istedim ve onun bünyesine zarar verdim işte."

Hıçkırıyor, ağlıyordu. Bu asla onun suçu değildi, suçlu var mıydı emin değilim?

"Minhyung?"

Onu duymamış gibi yaparak içeriye girdiğimde, hemen gözyaşlarını silip bacaklarıma sarınmıştı. Yatağına oturup onu kucakladığımdaysa sımsıkı sarılmayı ihmal etmemişti.

"Özür dilerim, söz bir dahakine her sabah erkenden kalkacağım."

"Sana kızmıyorum ki."

"Olsun yine de yapacağım."

Mark her defasında aramızdaki bağın farklı olduğunu söylerdi, inanmıyordum emin değildim aslında.

"Seni çok seviyorum."

Ağlaması şiddetlendiğinde, içimde bir yerlerin koptuğu hissettim. Küçücük çocuk mu demeliydim bilmiyorum ama bazen olgunken bazen bebekten farkı olmuyordu.

İşte o zaman karar vermiştim ben yenilmeyecek Minhyung için yaşayacaktım.

"Minhyung, sandviçlerinden canım çok seviyor yapar mısın bana?"

"Tamam! Bol domatesli olsun mu?"

"Olsun!"

Elimi tutup çekiştirmesiyle biraz neşemin yerine geldiğini sandım. Aslında o hafta boyunca Minhyung ileyken mutlu olmaya çalışmıştım ama kötüydüm ve gittikçe kötüleşiyordum. Mark'ta biliyordu.

Günler sonra yatağımda uzanıyor, sadece düşünüyordum ama ne düşündüğüm belli değildi.

"Ne düşünüyorsun?"

"Eğer ölürsem beni kaç günde unutup evleneceğini."

Dalga geçiyordum, ölüm melekleri bir kez evlenebilirdi, bir kez birini sevebilirdi biz çoktan zaten bir nevi mühürlenmiştik.

"Ölmeyeceksin, böyle konuşma artık."

Geçiştirmek ister gibi başımı salladım. Halsizdim ve tartışmak istemiyordum.

"Sarılır mısın bana? Minhyung buradayken rahat bırakmıyor bizi."

Teklifimi reddetmemişti, ama daha kollarını bana sarmadan içeriye Minhyung gelmişti, elinde çikolatalı pastayla mumları söndürmemeye çalışarak içeriye giriyordu.

"Yıldönümünüz kutlu olsun! Aşkınızın meyvesi olarak ben kutlayayım dedim!"

Yine bilmiş bilmiş konuşmuştu pastayı kucağıma bırakırken gözlerimi devirmiştim bende. Genelde böyle anlaşırdık.

"Hadi üflesenize 5 saattir pastayı yemek için bekliyorum!"

Biraz doğrulup pastayı kutusundan tutmuştum bir dileğim yoktu ama eğer ölmek üzereysem biraz daha yaşamak istiyordum.

"Hey, çocuk var burada."

"O zaman odana git? Burası bizim odamız."

Düşüncelerimden ayrıldığımda, Mark ve Minhyung'un tekrar kavga ediyor olduğunu görmüştüm. Mark beni öpmüştü ve Minhyung itirazlara başlamıştı.

"Bugün evde kapanamayız! Dışarı çıkmalıyız!"

---
mark, haechan'a neler
olduğunu biliyor arkadaşlar

bide hayalimi buraya aktaramsamda, minhyung
babalarına çok düşkün bir çocuk ama bunu belli etmek
istemiyor, özellikle haechan'a çok düşkün tam aktaramıyorum ama aktabilsem ağlardınız sanırım :")

bu arada angst istemiyorsunuz biliyorum
ama fic en başından beri angst olacak gibiydi :")

ölüm meleği, markhyuck.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin