Selamunaleyküm ballarım.
Bölümü hacerulesved_ 'e ithaf ediyorum. Umarım severek okursunuzz💙
Yorumlarınızı beklerimm.
Bismillahirrahmanirrahim.
Sabah namazını kılabileceğim en huzurlu şekilde kılmıştım. Eh birkaç gün hastanede yoktu, bu yüzden uzun zamandan sonra sabah namazını kıldıktan sonra yine uyudum.
Uykum fazla uzun olmasada hoşuma gitmişti. Bir saate yakın uyuduktan sonra kalktım ve mutfağa gittim. Eve kimse gelmez diye düşündüğümden başörtümü takmadım. Ama bu sırada aklıma ani bir duruma karşın portmontoya bir ferace koymak geldi. ALLAH korusun deprem veya benzeri ani dışarı çıkma durumumda uygunsuz çıkmak istemezdim.
Kahvaltıyı hazırladıktan sonra hemen feracemi portmontoya koydum. Ben sofrayı hazırlamayı henüz bitirmemiştim ki dedemde uyanmıştı.
"Ooo kızım MaşALLAH erkencisin."
"Hemşire kaderi diyelim be dedem."
"Hay çok yaşa kızım, hemşirelerin hepsi mi böyle ki?"
"Bilmem ki dedem ama ben alıştım galiba ya."
"Olsun olsun güne erken başlamak iyidir."
"E hadi gel dedem."
"Hah tamam hele bir elimi yüzümü yıkayayım."
Çaylarıda doldurduktan sonra ekmeğe bakınmaya başladım. Ekmek sepetini dedem duvara asmıştı. Ordan ekmekleri alırken gözüm dışarı kaydığında iki adam dikkatimi çekmişti. İlk görüşüm müydü, bilmiyorum. Gözüm bir yerden ısırıyor ama nerden?
Neyse ne diye düşünüp yine ekmekleride alıp sofraya bıraktım. Dedemde gelince kahvaltı ettik.
"Eee kızım bugün ne yapıyorsun?"
"Bilmem ki dede, Asya gelene kadar evdeyim oyalanırım bir şeylerle. Sonra Asya ile mezarlığa gideceğiz. Asya beni akşama kadar uğraştırır zaten."
"Güzel güzel."
"Hıhım, sen ne yapacaksın dedem?"
"Benimde biraz işim var onlarla ilgilenirim."
"Anladım."
Dedem çıkarken bende onun peşi sıra gidip onu gönderince kapıyı kapattım. Biraz geçtikten sonra Asya sonunda gelmişti.
Feracemi giyip Asya ile birlikte çıktık. Yolda gördüğümüz bazı insanlara selam veriyorduk. Eski tanıdıklarım hemen gülümsüyor beni yanlarına çağrıyorlardı. Böyle böyle mezarlığa kadar gelmiştik.
Burdan sonrasını gidebilmek burdan son ayrıldığım halden sonra benim için mucize gibi olacaktı sanırım. Ama yine kardeşim yanımdaydı. Ellerimi tutan elleri elimi sıkınca bir kez daha varlığına şükrettim.
Mezarlığa en son girişim vardı hatırımda bir de çıkışım. Nasıl bir halde olduğum ile ilgili zerre kadar fikir sahibi değildim.
Onlarsızlığa alışalı çok oluyordu ama alışmak geçirir miydi acıyı? Acıya alıştığım için hissetmemeye mi başlamıştım, yaram en derin yaram kabuk mu tutmuştu? Hayır...
Hepsi birer hikayeden ibaretti. Şimdi burda bir kez daha hissettiğim yokluklarıyla yine gözyaşlarım akmaya başladı. Gözyaşım bir kez daha firar ederken Asya'nın sesli nefesini duydum.
"Efidem yeter ama artık. Bak Mehmet amca seni böyle görürse çok üzülür, lütfen onun için yapma bari."
"Asya canım çok yanıyor. Çok özledim, dayanılır gibi değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESCİT GÜZELİ
EspiritualEzberlediği ayetleri unutmuş bir hafız... O ayetlere vurgun, hafızlara deli neşeli bir kız... Ve bir olay. Birgün bütün canlıların karşılaşacağı hak olan şey, Ölüm. Ölümle çok acı bir şekilde tanışan bir kız. Toprağın altına iki bedenle birlikte neş...