—
bu bölümde fazla bişey anlatmak istemiyorum doğrusu günaha girmek istemiyorum üstü kapalı bir şekilde anlatmaya çalışacam.
-
hesap gününü beklerken ne kadar da kilo almışım diyorum kendi kendime etime dolgun canlı kanlıydım.
-
yanımdaki mü’min kardeşim 33 yaşında olduğunu bilmiyorsun heralde.. herşeyi unuttuğumu anladım. güldüm ilk kez kıyametten sonra ilk kez güldüm o adam beni güldürdü.
–
o olaydan sonra hesap gününün gelip çatmıştı. ne yapacaktım ne söyleyecektim diye düşünürken melekler tarafından allahın huzuruna götürüldüm ve konuşamıyordum. ellerim dilim ayaklarım kalbim anlatıyordu her şeyi. anlatıyordu tüm günahlarımı ben ise sus pus olmuş mahçup bir vaziyette bekliyordum.
***
o gün onların ağızlarını mühürleriz. işleyip kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şehâdet eder.
***
-
bir peygamber ki 6 ay boyunca hesap sorulmuş. ben kimim ki.. yıllar sürdü hesap günü oysaki tek bir gün olduğunu sanıyodum. ama sonsuzluğun içinde yüzyıllar çok komik bir rakam bunu biliyordum. zaman kavramı kalkmıştı artık. o dünyayla birlikte yok olup gitmişti bu boyuttan..
-
allah kiramen katib meleklerine amel defterini oku. diye emretti.
-
benim tüm günahlarım ve sevaplarım bir bir okunuyodu. ben ise dünyada ki günahlarımı kimseler görmez diye biliyodum. sağımdaki ve solumdaki melekleri aldırmadan işliyordum habire günahları…
-
terazide günahlarım ağır geliyodu. hani o iyiliklerim dedim içimden hepsi havada duruyor terazinin içinde. cehenmemde yanacaktım diye üzülüyordum taa ki sağ omzumda bulunan meleğin hz isa ile birlikte savaştığımı söyleyene kadar. terazideki sevaplarım %40 oranında bişey oldu.
işte kurtuldum her şey bitti sanıyodum.. ama allah atın bunu cehenneme yaptıklarının cezasını çeksin ancak öyle cennete gidebilir.. demesine kadar..
***
kim zerre kadar günah işlediyse karşılığını görür. kim zerre kadar sevap işlemişse karşılığını görür. ateşe dayanabileceginiz kadar günah işleyin.
***
bir kez daha yıkılmıştım…dünya hayatında yapılan her amel, en küçük ayrıntılar bile eksik kalmaksızın tartıya konulmuştu. bu tartının ibresi sonsuz azaba veya sonsuz kurtuluş ve mutluluğa götürecek kararı belirleyecekti. eğer tartı ağır basarsa cennete, hafif kalırsa ateş çukuruna düşecektim. hiçbir güç veya yardımcı o anda bana yardım edemeyeceğini de biliyordum..
-
günahımı ödemek için ne kadar yanmam gerekli.. cehennemden eninde sonunda çıkacaktım ama ne zaman, sonsuzluğa yakın mı acaba ?
cehenneme gitmektense hiç olmamayı ,doğmamayı tercih eder, dünyadaki zevklerin hiçbirini tatmak istemedim. utancım beni kahrediyor, yerin dibine çekiyor. ölümün beni ebediyen yok etmiş olmasını diliyorum.
-
o gün benden her isteneni yapmak istiyodum, ama başaramadım; gücüm, kuvvetim alınmıştı. secdeye davet edildiğimde secde etmek ister, ancak bunu bile başaramaz hale gelmiştim. tıpkı insanın kabus görürken bir şeyi yapmak isteyip de yapamaması, bağırmak isteyip de sesinin çıkmaması gibi. elim ayağım tutmaz hale geldi. korku, dehşet ve çaresizlikten adeta felç olmuştum..
-
secdeye davet edilmemin amacı benim, bunu dünyadayken yapmamamdan dolayı üzüntü ve pişmanlığımın artması, bir daha da sonsuza kadar, her ne kadar çok istersemse de bunu yapıp telafi etmemin imkansız olduğunu görmem, bunun keder ve ümitsizliğini ebediyen içimde taşımam içindi..
-
mahşer günü tüm insanlar cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş halde bekliyorduk. tüm insanlar, mümin ya da kafir, cehennemin korkunç uğultusuna ve içindeki akıl durdurucu görüntülere şahit olacaklardı. ancak sonra mü’minler kurtarıldı ve biz kafirler diz üstü çökmüş olarak bırakıldık. daha sonra da cehennemin içine atılırlar bizi zebaniler..
***
müminlerin de o topluluk içinde olmalarının hikmetlerinden birinin, allah’ın azametini daha iyi kavramaları ve o’na şükretmeleri olduğu düşünülebilir. cehennem ortamını yakından gören mümin, allah’ın kendisine verdiği imanın ne kadar büyük bir nimet olduğunu iyice kavrar. çünkü şahit olduğu cehennem o kadar korkunçtur ki, yalnızca o azaptan kurtulmuş olmak bile, insan için büyük bir mutluluktur.
***
yaratılmışların en aşağılığısı olmaktan nefret ettim o gün doyasıya. zebaniler ellerini bana doğru uzatır, yüzüme ve sırtıma vurarak ruhumu en derinden acıyla sökerler ve beni alçaltıcı, yakıcı bir azaba gönderirler.
-
inkar edenlerin içinde sonsuza kadar kalacakları yer, bedenlerine ve ruhlarına acı tattırmak için özel olarak yaratılmış olan ey cehennem sonumun sen olacağını hiç düşünmemiştim.
-
cehennemin kapısına gelmiştik korkunç zebanilerle. kapıda duran görevli içimdeki korkuyu alevlendirdi. orada katlar vardı. sanırım bu katlar allahın derecelere göre sınıflandırması olabilir. ben en üst kattaydım, en alt katlarda ki çığlıklar ve havadaki koku ile azabım başlamıştı. bi kapıdan içeri girdiğimde kapıları üstüme kitlemişlerdi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYAMET VAKTİ
Fiksi UmumTelevizyonu açtığımda kanallar kıyametin kopacağını söylüyor. Herkes perişan olmuş, koşuşturuyor. Tüm kanallar da din adamları öğüt veriyor. Adnan Oktar tövbe ettiğini açıklıyor... Kimileri ise hala atalarımızın maymun olduğunu savunuyor. Hikayede...