Rastlantı

0.02

Güneşin kavurucu sıcaklığında yatağından terli bir biçimde uyandı genç kız. Camı açık bırakıp uyuduğu için güne her yerini sinek ısırmıştı. Banyoya gidip işlerini halleden genç kız, kapıdan çıkarken bağırma sesleri duydu. Ses küçük kız kardeşine aitti. Yanına giderek ne olduğunu anlamaya çalıştı.

-Sabah sabah ne bu gürültü? Anne?

-Ne olacak Saye'ciğim, kardeşin tek başına arkadaşları ile buluşmak istiyormuş.

-Ve sen yanında biri olsun istiyorsun.

-Tek başına çıkacak ve aklım onda kalacak. Diğer kızlar toplanıp gidiyorlar birbirlerine yakınlar diye. Telefonu yok bir şeyi yok. Nasıl haber alacağım?

-İçin rahat edecekse ben bırakayım, ister misin gelmemi Aslı?

-Tamam sen bırak ama dönüşte kendim gelirim. Anne, bari buna izin ver ya lütfen? Hem on iki yaşındayım kendim gelebilirim.

Annesi karşısındaki bilmiş kızına baktı ve kabul etti. İlk defa çıkacağı için tereddütlüydü. Dışarısı tehlikeli, nerede, ne zaman, ne olacağı belli olmuyordu.

——
Genç kızın babası erken saatte evden çıktığı için annesi ve kardeşi ile yaptı kahvaltısını. Bayramın üçüncü günüydü. Öpmedikleri el, almadıkları harçlık kalmadı.

Genç kız, hazırlanmaya başladı. Kardeşini bıraktıktan sonra kırmızı ağacın yanına gitmeyi düşündü. Kıyafetlerini buna göre ayarladı. Bol paça krem pantolonu, beyaz gömleği, hafif makyaj ile hazırdı. Sarı saçlarını düzleştirip açık bıraktı. İki kız kardeş annelerine seslenip çıktı evden.

-Abla, ben markete gireceğim bekler misin?

-Tabii ablacığım, buradayım.

Genç kızın gözleri kediyi arıyordu. Gözleri tabureye oturmuş, başını dizlerine yaslamış uyuyan genç adamda takıldı. Önünde çikolata tezgahı duruyordu. Adamın başı dizlerinden düşünce açtı gözlerini. Genç adam, kızdan etkilenmiş gibiydi. Kızı ne zaman görse ayrı büyüleniyordu.

Saye, koluna dokunan kardeşi ile bakışlarını adamdan çekmeden tebessüm edip ilerledi.
———
Genç kız, kırmızı ağacın yanına geleli bir saat olmuştu. Çocukluğundan beri fırsat bulduğu her an gelir giderdi. Ona iyi hissettiren şeylerden biriydi.

Ne kadar vakit geçirdi ağacın altında bilmiyordu. Havanın yavaş yavaş karardığını yeni fark ediyordu. Yürümeye başladığında telefonu çaldı. Arayan kardeşiydi. Gelirken çikolata almasını istiyordu. Anlaşılan eve erken dönmüştü küçük kız. Saye, eve yaklaştığında kardeşinin istediğini almak için markete girdi. Genç kız, tezgahın önünde düzenleme yapan adama seslendi.

-Merhaba, siz mi ilgileniyorsunuz?

Adam yarı heyecan yarı sevinçle kızın sorusunu yanıtladı.

-Evet, evet ben ilgileniyorum.

-Peki, beyaz çikolata var mı? Kardeşime alacağım da.

Adam iki kutu gösterdi ve kız başını hayır dercesine salladı. Kardeşi biraz seçiciydi bu konuda. Başka seçeneklere baktılar beraber. Kız sordu, adam gösterdi. Durumdan eğlenmeye başlamışlardı ta ki, elleri aynı kutuya gidene kadar. Elini ilk çeken kızdı fakat etki adamın üzerindeydi. Kız, aradığını bulunca parasını ödeyip hızlı adımlarla evine gitti. Adamın yüzünde ise yine ve yine tebessüm vardı..
-----
Ailecek keyifli bir akşam yemeği yediler. Kahkahalar havada uçuşuyordu. Yemekler yenildikten sonra babası televizyon karşısına, kardeşi ise odasına kaçmıştı. Anne, kız birbirlerine bakıp omuz silkerek sofrayı toplamaya başladılar.

Kız, kendine kahve yapıp balkona çıkmıştı.  Genç adamı düşününce kızın da yüzünde istemsiz tebessüm oluşuyordu. Kahvesinden bir yudum aldı ve ayağa kalktı. Gökyüzünde tek bir yıldız dahi yoktu dilek tutabileceği. Sokak lambasının aydınlattığı yerleri izliyordu şimdi de. Dışarıda sessizlik hakimdi. Birbirine sataşan iki kedi dışında bir şey göremedi. Tam o sırada elleri cebinde bir ileri bir geri adımlar atan bir adam gördü. Bu, o adamdı. Çikolatacı olarak adlandırdığı adam. Esnemeye başlayan adam balkondaki kızı gördü. Biliyordu onun olduğunu. Bu kez yüzünde gülümseme yoktu. Sadece durup izledi. Ellerini gri hırkasının cebine geri koyup bakışlarını bir süre kıza sabitledi. Kız bir anda beni gördü diye paniklemişti. Ardından ne olabilir ki diye düşünerek o da bakmaya başladı. Başını mermere dayayıp bakmaya devam etti. Bakışma bir süre daha iki tarafta da sürmeye devam etti. İlk arkasını dönüp giden genç adam oldu. Kız ise gidişini izleyerek, kendini dinlediği müziğin ritmine bıraktı..