JINX (Bakugou x Reader)

-Sex Palace

Koşarak bir ara sokağa daldım ve izimi kaybettirdim. Lisansım olsaydı o adamların cesedini bile bulamazlardı. Lisansın olmadan üst şehirden birini öldürdüğünde üstünü kapatmak zaman alıyordu ve babamı bununla uğraştırmak istemiyordum.

Sonunda istediğim mahalleye gelmiştim. Öyle bir yerdi ki burası polisler bile biri birini gebertmedikçe gelmek istemiyordu. Uyuzlar mahallesi derlerdi buraya. İçip içip yol kenarında sızanlar mı dersin, yol ortasında düzüşenler mi dersin, yoksa mahalleyi sahiplenip yabancı sokmayan bıçaklı herifler mi dersin.. hepsi vardı burada. Gelmek istediğim yere geldiğimde önünde birkaç saniye durdum ve cebimden bir sigara çıkarıp yaktım."Sex Palace..." diye mırıldandım kendi kendime.

İçeri girdim ve etrafımda yaşanan bokluklara bakmadan personel odasına ilerledim. Odaya girdiğimde karşımda buranın sahibi Mariela duruyordu. Beni gördüğü gibi kafasıyla selam verdi. Odanın ortasındaki kilimi kaldırdım ve karşıma çıkan kapıyı açıp merdivenlerden aşağı indim. Karşımda birkaç tozlu sandık haricinde bomboş duran bir oda vardı. En azından öyle gözüküyordu.

Duvardaki tuğlalardan birini çektim ve karşıma çıkan butona bastığımda biri konuştu.

"Kimsiniz?"

"Jinx."

"Parola?"

"891 754 2306 En büyük yer altı şehri Yakuza."

"Hoş geldin Jinx!"

Tuğla duvar gibi gözüken kapı ileriye doğru biraz açıldı ve kapıyı kendime çekip karşıma çıkan kıçıkırık asansöre bindim. Kapıyı geri kapatıp asansördeki kolu aşağı doğru çektim. Birkaç dakika boyunca inerken sadece duvarları görsemde karşımda yer altı şehrini görmemle sırıttım. Kocaman bir şehirdi burası. Yukarıdan bakınca daha da kocaman gözüküyordu.

Asansör durduğunda indim ve sokaklarda yürümeye başladım. Bazıları kafasıyla selam veriyor, bazıları hal hatır soruyor, bazıları ise hakkımda fısıldaşıyordu. Tasarım bölümüne doğru ilerlemeye başladım.

Yakuza bölümlere ayrılırdı. Her bölümün Yakuza'ya bir faydası vardı. Savaşçı bölümü villianları öldürmekle görevliyken tasarım bölümü onlara özgünlüklerini daha iyi kullanabileceği kıyafetler, dövüş tarzına göre silahlar tasarlıyordu. Tasarım bölümü de ikiye ayrılıyordu. Kıyafet tasarımı ve silah tasarımı. Daha birçok bölümü olan bu mükemmel yer altı şehrini düşünmek bile heyecanlamama yetiyordu.

Tasarım bölümünün önündeydim. Kapıyı açtım ve masasında oturan Masaru Bakugou'nun karşısına oturup masasına ayaklarımı koydum. Acil bir durumda ihtiyaç olur diye Yakuza'da her bölümden bir kişi gece nöbet tutar. Bugün Masaru Bakugou'nun nöbet günüydü. Büyük ihtimal evdekilere "Çok işim var." falan demiştir. Komik... Şu an masasında boş boş oturmakla meşgul.

"Hoşgeldin Jinx! Sana nasıl yardım edebilirim?"

"Oğlun bütün pazar günümü bok etti. Daha Lov ile alakası olmayan villianları bile ezemiyor!"

"Ne! Oğluma bir şey mi oldu?"

"Soymaya kalktılar."

"Bir şey olmadı değil mi?"

"Ne boş konuşuyorsun be bunak! Onu korumakla görevliydim. Sence bir şey olma ihtimali var mı?"

"Haklısın, saçmaladım. Sen ne için gelmiştin? Bu kadarcık şeyi söylemek için gelmeyeceğini biliyorum."

"Bir kahraman kostümü tasarımı istiyorum. Şu anki kıyafetimden daha çok bomba alsın. Ha birde-"

Cebimden bir rulo kağıt çıkardım ve masanın üzerine serdim. Ta daaa! Karşınızda bütün Lov'u delik deşik etmemi sağlayacak yeni silahım.

"Jinx ben kıyafet tasarım bölü-"

"Biliyoruz heralde bunak! Dur dinle bi. Bu silah katlanabilir dolayısıyla daha kolay taşınacak fakat kocaman olduğundan katlandığı halini taşımak için kabza yeterli olmuyor. Ted'le konuştum ve bana silahı magnetitten yapabileceğini böylece mıknatısın onu çekebileceğini söyledi fakat bu dövüşlerde benim aleyhime bir durum oluşturabilir. Makine bölümünde bile özgünlüğü mıknatıs olan kaç tane insan tanıyorum. Kısacası kostümün sırt kısmında silahı tutabilecek bir şeyler yapmanı istiyorum."

"Hmm... bir şeyler bulacağımdan emin olabilirsin Jinx."

"Emin olmasam sana gelmem bunak. Ne zamana hazır olur?" Dedim sırıtarak.

Karşılık olarak o da sırıttı.

"İki gün sonra tekrar gel."

Tasarım bölümünden çıktım ve buradaki evime doğru ilerlemeye başladım. Yarın UA lisesindeki ilk günümdü.

Eğlencenin başlamasına birkaç saat kalmıştı.