-Hitoshi Shinso

275 18 26
                                    

"Çıkabilirsiniz gençler!"

Son dersimiz All Might ileydi ve hayatımda bu kadar sıkıldığım bir an gerçekten hatırlamıyorum. Karnım gerçekten çok acıktı.

Sıramdan kalktım ve çantamı sağ koluma atarak kapıya yöneldim. Mina ise sol koluma kolunu dolamıştı. Arkamızdan ise diğerleri yani Mina'nın tabiriyle "Bakusquad" geliyordu.

Çıkış kapısında ise kantinde gördüğüm çocuğu gördüm. Aynı kantinde baktığı gibi tekrar bana bakıyordu.

Ona bu sefer daha iğneleyici bir bakış attım ve koluma girmiş Mina ile beraber bahçeden çıktım.

"Şu çocuk neden hep sana bakıyor." Dedi Mina adımlarını yavaşlatarak.

"Hangi çocuk?" Dedi Denki.

Adımlarımızı yavaşlattığımız için bize yetişen Denki meraklı bir şekilde sohbete dahil olmuştu.

"Şu 2-B sınıfındaki Hitoshi Shinso. Kantine gittiğimizde de böyle bakmıştı."

"Her şeyin içinden bir anlam çıkarmaya çalışma Mina. Belki de pembe saçlı yan yana duran iki kız dikkatini çekmiştir sadece." Dedim.

"Haklısın..."

"Çok acıktım dostum!" dedi Kirishima mızmızlanarak.

"Aptallar mızmızlanmayın. Gelmek üzereyiz zaten."

"İşte geldik!"

Kafamı Sero'nun işaret ettiği yere çevirdim. Bir ramen dükkanına gelmiştik. Herkes karnını doyuracağının heyecanıyla ramen dükkanına girdi.

•••

Yaklaşık bir saat sonra herkes yemeğini yemişti ve sohbete dalmıştı. Ben hariç.

Okuldan çıktığımızdan beri takip ediliyorduk. Üstelik ben hariç kimse bunu fark etmemişti.

Gizlice masanın altından sağ çaprazımızda oturan siyah kapüşonlu, maskeli adamın gizlice fotoğrafını çektim ve Yakuza'dan olan sağ kolum Felix'e attım.

Konuşacak konu kalmayınca etrafa bir sessizlik çöktü ve hiç konuşmadığımı fark etmiş olacaklar ki herkes bir anda bana dikkat kesildi.

"Callie-san neden hiç konuşmuyorsun?" Dedi Sero.

"Evet, Cho-san bir şey mi oldu?" Diye devam ettirdi Kirishima.

"Okuldan çıktığımızdan beri takip edildiğimizin farkında değil misiniz?" Dedim sakince.

Herkes birden etrafına bakınmaya başladı. Bakugou ise onlara dönüp konuştu.

"Aptallar böyle daha çok dikkat çekiyorsunuz."

"Sağ çaprazımdaki siyah kapüşonlu maskeli adama bakmamaya çalışın. Onu fark ettiğimizi anlamasın." Dedim.

"Peki, ama ne yapacağız? Onun bizi takip etmesine izin mi vereceğiz?" Dedi Sero.

"Evet, bizi karakola kadar takip etmesine izin vereceğiz."

Ayağa kalktım ve onlarında kalkmasını bekler gibi birkaç saniye ayakta bekledim. Onlar da ayağa kalktı ve karakolun yolunu tuttuk.

•••

Hiçbir işe yaramayacağını bildiğim halde karakola gidip şikayette bulunduk. Ardından Mina evlerimize tek başımıza gitmenin iyi bir fikir olmadığını düşündüğü için en yakınımızda olan evden başlayıp sırayla herkesi evine bırakmıştık. Şu an ise Bakugou ile beraber ikimiz kalmış ve onun evine doğru yürüyorduk.

Adam çoktan peşimizi bırakmıştı. Bakugou evinin önüne geldiğimizde durdu ve bana döndü.

"Tek mi gideceksin?"

"Evet, adam çoktan peşimizi bıraktı. Bir şey olmaz."

"İstersen eve gidene kadar telefonla konuşabiliriz."

"Bak Bakugou benim için endişelenmek yerine bize antrenman alanı kiralayabilirsin. Hem sana nasıl doğru pozisyon alabileceğini öğretirim ha?" Dedim sırıtarak.

"Ne?! Senin için endişelendiğim yok. Ölürsen vicdan yapmayayım diye diyorum. Siktir git."

"Sik gidiyim... diyormuşum falan."

Yüzündeki anlık mimik değişimini görmemle kıkırdadım ve arkamı dönüp sokak lambalarının loş ışığı altında yürümeye başladım. Arkamdan bakmayı bırakıp eve girdiğini anladığımda yolumu değiştirdim ve Yakuza'ya ilerlemeye başladım.

•••

Yakuza'nın boş sokaklarında yürüyordum. Telefonumun titremesiyle telefonumu cebimden çıkardım ve ekrana baktım. Felix'ten mesaj gelmişti. Mesajda "Villian bölümüne gel. Hücre 207." yazıyordu. Dediğini yaptım ve villian bölümünün yolunu tuttum. Normalde villianları öldürürüz fakat casusları konuşturmak için işkence odalarının dolu olduğu bir bölüm de vardı.

•••

"Hücre 207" diye geçirdim içimden doğru hücreyi bulmaya çalışırken.

Sonunda bulduğumda ise yavaşça içeri girdim. Karşımda bizi takip eden adam baygın ve sandalyeye bağlanmış şekilde duruyordu. Felix'in ise arkası bana dönüktü ve kollarını kavuşturmuş bağlı adama bakıyordu. Felix'e doğru yürüdüm ve elimi omzuna koydum.

"Durum ne?"

Adama bakarak konuşmaya başladı.

"Hala uyanmadı. Yüzünün net fotoğrafını bilgi bölümüne attım. Yarına bütün bilgileri bizde."

"Ne zaman uyanır?"

"Çok sert vurmuşum. Yarın sabaha anca uyanır. Sen olsan tam kararında vururdun ama ne yazıkki sen değilim. Özür dilerim Jinx- pardon Cho Callie mi demeliyim?"

Son kısmı sırıtarak ve alaycı bir ses tonuyla söylemişti. Bende ona ayak uydurup alaycı bir sesle sırıtarak karşılık verdim.

"Özür dileme sen kötü değilsin ben çok iyiyim Felix- pardon Hitoshi Shinso mu demeliyim?"

JINX (Bakugou x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin