PIKAÇU : Bölüm 7

271 22 8
                                    

Atakan'ın Nurgül'ü cağırmasıyla hepimiz şaşırmıştık. Mert her zaman olduğu gibi işi şakaya vurarak Nurgül Mert'in yanından geçerken "Ooo Nurgül " dedi  Nurgül ona çok kötü bir bakış attı. Ee tabii Mert bunu anlamadı.

Önde Atakan, arkasında Nurgül kantinden çıkarken Mert Sıla'nın yanına ve Furkan, Nurgül'ün kalktığı yere yani benim yanıma oturdu.

Nazlıyla Beyza'nın uykuları çoktan uçup gitmişti. Beyza Nurgülgil gözükmediği halde arkalarından bakıyordu.

Nazlı ile Sıla ise Mert'e konuyu anlatıyordu. Ben ise ben napıyorum yaa cidden o ukalayı izlerken buldum kendimi. Ama hala bu çocuğun kim olduğunu çözemedim. Dikkatli bakınca da yakışıklıymış haa.

Hafif kumral bir teni vardı. Kahverengi gözleri bana döndüğünde neye uğradığımı şaşırdım. Onu uzlediğimi fark etmiş olmalı ki bana sırıtarak bakıyordu.

"Noldu çok mu dikkatini çekti?" diyerek bana ukala bir tavırla konuştu.

Ben ona sinirli bir bakış atıp önüme döndüm çünkü ne cevap vereceğimi bilmiyordum.

Masadakilerde bize dönmüştü hepsi merakla bize bakıyorlardı.

Mert yine saçma sapan sırıtıyordu. "Bir elektriklenme mi ne oldu sanki" dediğinde Sıla hızla onu susturmak için koluna yumruk indirdi.

Ben "Saçmalama" dedim ve aynı anda bir kişiden daha "saçmalama " lafını duydum. Bu Furkandı. Furkan'ın bana baktığını hissedip ona döndüğümde hızla gözlerini kaçırarak Mert ile Sıla'ya bakıyordu. Bende bakışkarımı onlara çevirdiğimde Mert hala kolunu ovalıyordu.

Bu kız da ne güç var abi yaa vurduğu yer morarıyor. Tabii sporcu artislik yapıyor. Ben de sporcu olsam ben de morartırım ama benim doğama aykırı bir kere. Hıh. Spor yapmayı severim ama uzaktan sevmek aşkaların en güzeli.


NURGÜL'ÜN AĞZINDAN

Kantinde otururken kapıda Atakan'ı gördüğümde bana bakarak bizim masaya doğru geliyordu. Ben masadan kalkmak için bir hamle yaptığımda Şeyma kolumdan tutup geri oturttu. Baya sinirli gözüküyordu. Mert ona laf attığında Mert'i takmayarak bana "Nurgül biraz konuşabilir miyiz?" dedi. Ben hala şoktayken yavaşça ayağa kalktım ve Mert'in "Ooo Nurgül" diye seslenişini duydum. Ona sinirli bir bakış atıp Atakan'ın yanına gittim.

Neden çağırmıştı ki beni hala bitmedi mi eğlencesi yine mi dalga geçiyordu benimle. Ben beynimde bu düşüncelerle boğuşurken Atakan otoparkın yolunu tutmuştu.

Ne yapmaya çalışıyo bu çocuk. Daha fazla dayanamayıp kolundan tutup, vücudunun bana dönmesini sağladım sinirli bir şekilde konuşmaya başladım

"Ne söyleyeceksen burda söyle daha fazla ilerlememize gerek yok" tepkisizce yüzüme bakıyordu. O pürüzsüz yüzüyle, ela gözleriyle bana bakıp neden birşey söylemiyordu, neden bana bunu yapıyordu?

Atakan'ın gözleri dudaklarıma kaydığında daynamayıp konuşmaya başladım."Susmak için mi geldik buraya" yine tepki vermedi."Peki senin konuşacağın yok öyleyse ben gidiyorum" tam gitmek için hamle yaptığımda Atakan kolumdan tutup beni kendine çok hızlı bir şekilde çekti aramızda iki üç santim kaldığında kendimi zor durdurabilmiştim. Kalbimin atış seslerini kulaklarımda duyabiliyordum. Biraz böyle kaldıktan sonra uzaklaşarak kendime çeki düzen verdim. Oldukça utanmıştım, yüzüne bakmadan "Ne söyliceksen söyle yoksa bu sefer kesin gideceğim " diyebilmiştim anca.

Ben bunu dedikten sonra ağzını açıp kapattı ama birşey söylemedi. Ben de kızların yanına gitmek için yola koyulmuştum.
Biraz yürüdükten sonra koşarak yanıma gelip "Tamam söyliyeceğim lütfen dinle beni" dedi nefes nefese."Gel benimle " diyerek elimden tutup beni sürüklemeye başladı.

Kendime geldiğimde, elimden tutan Atakan'ın peşinden gidiyordum. Beyaz bir arabanın yanına geldiğimizde elimi salarak, arabaya doğru yürüdü ve "Hadi bin"dedi.

Bende bir robot gibi onun dediklerini yaptım. Arabanın kapısını açınca o hoş koku bir anda yüzüme vurdu. Kendimi toparlayıp arabaya bindiğimde bana baktı ve gülümsedi.

Yüzünde korkuyla karışık bir sevinç vardı. Ben ondan gözlerimi kaçırınca o da önüne dönerek arabayı çalıştırdı.

Araba da sessiz geçen yirmi dakika sonunda ise sahil kenarında bir parka geldik. O kadar az insan vardı ki tırstım. Atakan korktuğumu farkedince sırıttı.

Basketbol sahasının yanından geçerek sahanın arkasındaki banka doğru ilerledi ve oturdu. Benim de oturmam için bana baktıvve bankın ucuna doğru kaydı. Ben banka otururken ona doğru döndüm ve gülümsedim "Neden beni buraya getirdin?"  Bir anda gözlerim gözleriyle buluştuğunda heyecanlandığını fark ettim. Cevap beklermiş gibi ona bakarken bir anda "Bu park benim çocukluğumu geçirdiğim park" dedi ve duaksadı. Denize doğru dönerek derin bir nefes aldı ve devam etti.

"Sevindiğimde, üzüldüğümde hep buraya geldim. Hep ben bu denize bakarak anılarımı hatırlarım. Çoğu anımda annem olmasa da ben o varmış gibi sevinirim. Bu banka gelip hep annem yanımdaymış ve ben ona yaptıklarımı anlatıyormuş gibi annemi hayal ederek anlatırım. Sadece onun kızıl dalgalı ve masmavi gözlerini hatırlıyorum. Annem bana birşey ögretmedi, sigara içmemek dışında" derin bir nefes alarak bana döndü ve "Sana bunları anlatıyorum ama bana acımanı istemiyorum. Kimsenin bana acıyan gözlerle bakmasını istemiyorum. Annemi anlattığım ilk ve son kişisin " diyerek hala bana bakıyordu.

O bunları söylerken ben denize bakarak "Çok özür dilerim, bu olanları bilseydim sana o sözleri söylemezdim." onun yüzüne doğru gülümseyerek döndüm "Ama sende baya abartmıştın yani" dedim.

Atakan da evin vazosunu kırmış misafir çocuğu gibi bakışlarını ayaklarına doğru çekti. "Ben aslında öyle kötü biri değilimdir. Bir kaç ay önce okulumuza yeni bir kız geldi." bankta bana biraz daha yaklaşarak kolunu omzuma doğru attı. " Şu güne kadar aşkın ne olduğunu bilmeyen ben, o kıza vurulmuştum. Çok güzel gülüyordu. O kızı çok sevmiştim. Ve o kıza sevdiğimi fark ettirtmemek için ona kötü davranıyordum. Burslu olması beni çok ilgilendirmesede, burslu diye onunla dalga geçiyordum."

O kızı bir yerden çıkarıcam ama.

"Ta ki iki gün önceye kadar, onu kırdığımı fark ettim. Ve daha çok, gizli duygularla yaşayamayacağımı anlayıp. Kıza açılmayı planladım. Sadece duygularımın karşılıksız olmasından korkuyorum. Insallah beni ters çevirmez." dedi yüzüme doğru eğilerek.

Bense o kızın kim olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Ayy, inşallah duyguların karşılıksız değildir. Ne kadar şanslı bir kız. O kız da.. " bir dakika daha demin ne dedi o, burslu mu dedi, kırdım mı dedi, seviyorum mu dedi. Noluyo lan.

Ağzım açık bir şekilde Atakan'a döndüğümde şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

"Bir dakika o kız bana çok tanıdık geldi."

YN   :D

SENİ SEÇTİM PİKAÇUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin