ŞEYMA'NIN AĞZINDAN
Gözlerimi açtığımda daha doğrusu açmaya çalıştığımda bulanık bir şekilde beyazlı bir kadının bana yavaş yavaş el salladığını gördüm. Sanırım bu hemşire olmalıydı.
Kendime geldiğimde hemşirenin yanında kel bir adamında olduğunu ve bana sorular sorduğunu anladım. Fakat takmamıştım, acayip başım ağrıyordu hatta öyle bir ağrıydı ki beyin göçü yaşıyordum.
Elimi başımda tutarak doğrulmaya çalıştım ama becerememiştim. Inatla tekrar kalkmaya çalıştığımda da bu sefer doktor izin vermemişti. Poflayarak tekrardan yattım. Sanırım baya uyumuştum. Doktor birşeyler söylerken ben dünkü olanları düşünüyordum.
Tek hatırladığım en son Aras'ın geldiğini görmüştüm ama sonraki olanlar hakkında hiçbir fikrim yoktu. Buraya nasıl gelmiştim? En son Furkan'ın yanındaydım acaba kavga etmişler miydi?
Ben bu düşüncelerden kurtulurken doktorun gitmiş olduğunu gördüm. Laned olsun ki dediği hiçbir şeyi dinlememiştim ama önemli birşey olacağını sanmıyordum. Klasik laflar söylemiştir diye düşünürken kızlar o sırada odaya hücum ettiler.
Bunlara kim izin vermişti? Kesin o keltoş!!Hem dünkü olanları onlara nasıl anlatcaktım? Kimsenin yüzünü göresim yoktu. Ama bu kızlar için geçerli değildi. Zaten bu düşünceyi de kızların arkasından gelen erkek sürüsüne söylemiştim.
Allahım neden bu kadar çok kişilerdi? Ben sadece kızlarla konuşsam nolurdu?Ama birşey diyemezdim sonuçta hepimiz beraberdik. Kızlar girer girmez üstüme atladılar. Nazlı hemen lafa atıldı " Seyma canım bizi çok telaşlandırdın" dedi onun elini tutup gözümü kapatıp tam birşey söylerken ardından Beyza " Birşeyin yok dimi tatlım?" diye sordu endişeyle. Beyzaya dönüp " Biraz başım ağrıyor birşeyim yok." demiştim.
Ardından Nurgülle Sıla da buna benzer sorular sormuştu. Erkeklerde ağız birliği yapmış gibi aynı anda " Geçmiş olsun" demişlerdi.
Sonra kapıda birisi belirdi. Kafamı o tarafa çevirdiğimde kızarık koyu kahverengi ve dağılmış saçlarıyla bitkin bir halde bize doğru geldi. Bir dakika bu Furkandı ama acayip bi hal almıştı. Arasla kavga etmiş olmamalıydılar.
O zaman kendimi suçlu hissederdim. Nurgül bana sorucu bakışlarını atarken ne olduğunu anlamamıştım.Furkan'ı gördüğümdeki o garip duyguyu farketmişti sanırım. Nurgül oflayarak kızları elleriyle kapıya doğru yönlendirirken bişey isteyip istemediğimi sormuştu. Ona başımı sağa sola sallayarak cevap vermiştim.
Nurgül tam kapıdan çıkarken Atakan içeri girip bişey isteyip istemediğimi soracağını anladığımdan " Birsey istemiyorum" demiştim. Atakan da başıyla onaylayıp giderken bende bakışlarımı Furkan' a çevirmiştim.
Kapıda hala birilerinin olduğunu düşünerek tekrar oraya doğru döndüğümde Atakanla Nurgülü görmüştüm. Ilk birbirlerinin yüzüne bakıp sonra birsey olmamış gibi birbirlerinden uzaklaştılar. Bu olayda, bana dün Atakan'ın Nurgülü çağırmasını hatırlattı. Bence kesin Atakan yine Nurgül'ün kalbini kırmıştı ama Nurgül neden bize bunu söylememişti?
Ben bunları sonra düşünürüm ve sonra konuşurum umuduyla kafamdaki düşünceleri dağıttım. Furkan'a doğru döndüğümde bana anlamsızca bakarken buldum. Sanki dun kotu birşeyler olmuştu. Bu arada Aras neredeydi? Furkan biraz daha bekledikten sonra boğazını temizledi. Ağzını açıp kapatmıştı fakat bişey söylememişti. Onun bu yaptığına kızarak "Artık anlatacak mısın?" diye sorduğumda sanki bana bunu yaptırma dermişçesine bakıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEÇTİM PİKAÇU
RomanceSea.. Gençler... Bu benim ilk kitabım... Çok güzel bir kitap oldu... Kitabımda Şeymanın başına gelen o büyük talihsizlikleri anlatıyoruz... Kişi ve karakterler tamamen hayal ürünüdür. :D Sizi de bekliyoruumm... :D