PIKAÇU : Bölüm 8

299 25 9
                                    

Multimedya da Mert ve Sıla var.

NURGÜL'ÜN AĞZINDAN

Atakan'ın söyledikleriyle beynimi meşgul ederken duyduğum telefon sesiyle kendime geldim. Telefonumun çalmasıyla Atakan'ın da gözleri telefonuma kaydı. Arayan kişi Sılaydı.

Ilk açmamayı düşünsemde ısrarla arıyordu. Önemli birşey olduğunu düşüp telefonu açtım.

"Nu-Nurgül " Sıla'nın sesi çok kısık ve kesik kesik geliyordu. Ağlıyor muydu yoksa "Sıla iyi misin beni duyuyor musun" ses gelmeyince konuşmaya devam ettim "Sıla cevap ver beni duyuyor musun"

"Mert, Mert kaza yapmış  -hıçkırık- beni gelip alır mısın -hıçkırık- "

Sıla'nın bu söylediklerinden sonra gözlerimi pörtletmiştim. Ne yapacağımı bilmiyordum, nasıl olurdu böyle birşey.

Daha fazla dayanamayıp Sılaya beş dakika içinde orda olacağımı söyleyip telefonu kapatmıştım. Atakan nr olduğunu anlamamış bir şekilde yüzüme bakıyordu. Ne dicektim ki Atakan arkadaşın kaza yapmış mı dicektim. Oysaki o bana ilanı aş etmişken nasıl diyebilirim, bu anı nasıl bozabilirim.

Atakan yüzüme  boş boş bakmayı dayanamayıp konuşmaya başlamıştı. "Nurgül, biliyorum ne demek istediğimi anlamadın ya da ben anlatamadım ama ben düşündüm eve gidince bilgisayarından gelen mesajlarına bak anlıycaksın hemen cevabını verme "

Atakan'ın bu söylediklerini gözlerim dolu bir şekilde dinliyordum. Cünkü şuan bu konudan daha önemli bir şey vardı. Mert.

"Atakan sana birsey söylicem ama sakin ol" Atakan'ın umutla bakan ela gözleri koyu bir renk aldı ve bir hışımla ayağ kalkıp konuşmaya başladı.
"Başkası mı var? Ahh tabi düşünmem gerekirdi söylesene Nurgül kim? Kimi seviyorsun"
Atakan'ın bu söyledikleriyle ağzım açılmıştı.

Ilk defa bana Nurgül demişti hemen bende sinirlenerek ayağa kalktım "Hayır aptal sevdiğim başka biri yok söylemek istediğim şey -derin bir nefes alarak- Mert kaza geçirmiş ve hemen benim Sıla'nın yanına gitmem gerekiyor!"

Hemem Atakanla arabaya binip Sılaların yanına gittik. Sıla oldukça kötü görünüyordu. Kızlarda onun yanında ağlaşıyorlardı. Onları öyle görünce koşturarak yanlarına gittim.

Sıla'nın hıçkırıklarını duyduğum anda gözümden bir damla yaş geldi. Nasıl olmustu bu olay? Neden herşey bizi buluyordu? Neden bütün kötü şeyler bizim başımıza geliyordu? Kesinlikle biri bize lanedli bir büyü yaptırmıstı sanki, bi kurşun döktürmemiz lazım.

Arkamı döndüğümde Atakan Furkanların yanında olayın nasıl olduğunu öğrenmeye çalışıyordu.

Duyduklarıma göre Sılayla biz gittikten sonra tartışmışlardı. Mertte o sinirle arabasına binip okuldan gitmiş. Bir kac saat sonra Mert'in Sılayı araması ve Sılanın onu terslemesiyle ani hızdan ve ofkesınden karşısına çıkan köpeği son anda fark etmiş ve köpeğe çarpmamak için direksiyonu kırmış o zaman olan olmuş.

Ben bu duyduklarımla daha çok aglamaya başlayarak Sılaya sarıldım. Onu teselli etmek için anlamsız cümleler söylerken kızlar da bana eşik ediyordu. Sılayi sakinleştirmeye çalışırken yanımıza orta yaşlı kel bir doktor geldi.

Oturduğumuz yerden kalkıp doktorun yanına gittik. Hepimiz endişeli ve meraklı gözlerle doktorun ağzımdan çıkan sözleri bekliyorduk. Sıla doktorun cevap vermediğini gördüğünde biraz daha endişelenerek gözündeki yaşları hızla sildi ve "Doktor Bey nolu iyi olduğunu söyleyin"dedi.

Güçlükle az da olsa sakinleştirdiğimiz Sıla fenalaşmaya başlamıştı. Doktor bey daha fazla uaztmayıp "Merak etmeyin genç hastamızın durumu gayet iyi, küçük bir operasyon geçirdi ama onu da dinlenerek atlatır" dedi

Doktorun söylediklerinden sonra hepimizin içine kovalarla su dökmüş gibi hissettik. Berk
"Eğer mümkünse onu görebilir miyiz? " diye sordu.

Doktor bu sorunun ardından hepimize bakıp "Hastamız Sıla adında birisini sayıklıyor, eger burdaysa onun girmesi daha uygun olur "  dedi.
Hepimizin ağzından onaylıyan sözcükler çıkınca Sıla kendini toparlıyarak odaya girdi.


ŞEYNA'NIN AĞZINDAN

Sıla odaya girdikten sonra hepimiz birlikte bir yere oturduk. Bu olay hepimizi etkilemişti. Masa da büyük bir sessizlik hakimken Berk sessizliği bozarak "Bu aralar da kaza yapan yapana "dedi.

Hepimiz ne demek istediğini anlamayarak onun yüzüne bakarken grubumuzun meraklısı Beyza hemen lafa atıldı.  "Başka kim kaza yaptı ki ?"
Berk Furkan'a bakıp tekrar bize döndüğünde "Geçtiğimiz hafta sonu Furkan kaza yaptı, haberiniz yok mu? Sakar bir kızın arabasıyla çarpışmış "
Hepimiz Furkan'a bakarken tepkisizce bana bakıyordu.

Beyza "Hadi yaa Şeyma da öküz bir çocuğun arabasına çarpmış. " Beyza'nın bu söylediği üzerine düsünmeye başladım. Ikimizin de aynı günler için de kaza yapmamız oldukça büyük tesadüftü.

Yoksa değil miydi? Dayanamayıp ben de soru sormaya başladım. Bu sırada Furkan hava almak istediğini söyleyip masadan kalkıp gitti.

Berkten öğrendiklerimi düşünürken kaza yaptığım kişinin Furkan olduğunu anlamıştım. Furkan'ın yanına gitmek için sinirle masadan kalktım. Kızlar bana anlamsızca bakarken ben bu sinirimle hicbir seyi görmüyordum. Dısarı çıkıp sağıma ve soluma baktım, Furkan yoktu. Hızlı bir şekilde biraz ilerledikten sonra az ilerde onu gördüm. 

Hastanenin duvarına yaslanmış sigarasını içiyordu ve üstelik oldukuça dalgındı. Bunları umursamayarak hızla onun yanına gittim. Beni gördüğünde yarım kalan sigarasını kenara attı ve vücudunu bana çevirdi. Sonra sinirli olduğumu gördüğünde bir iki adım gerilemişti.

Hızla ona yaklaşıp "O sensin biliyorum!" Furkan bu söylediğim karşısında şaşırarak " Ne kimim?" Onun bu lafı üzerine daha da çok sinirlenmiştim. Bilmezlikten geliyordu ve bu beni daha çok sinirlendiriyordu.

Kendime  engel olamayarak  ona bağırırken buldum kendimi. "O gece bana çarpan öküz sensin!"
Furkan bu duyduklarının üzerine kocaman gözlerini açarak bir kaç dakika öylece durdu.

Ben onun yüzüne bakıp neden gözlerini benden kaçırıyor? Neden bu kazanın onun tarafından olduğunu söylemedi? Neden bilmemi istemedi? diye düşüncelere dalarken Furkan ağzını açmıştı, ama birsey söylememişti.

Bu yaptıkları yetmezmiş gibi bir de susuyordu. Şuan da sinirlerim Mahmut Tuncer misali halay çekiyorlardı. Gözlerimin damlasını engelleyemeyip ağzımı açıp bağırmaya başladım.

"Neden bana bunu yaptın? Neden o kişinin sen olduğunu sen oldugunu soylemedin? Neden bilmemi istemedin? Daha ne zamana kadar saklıcaktın ha söylesene ne zamana ? Neden söylemedin? " derken gözlerimden akan yaşlara engel olamamıştım. Ben kafamdaki bu şeylerle boğuşurken o kaza anının bölümleri geldi gözümün önüne. Sanki o anları tekrardan yaşıyordum.

Ben bunları düşünurken gözlerimin karardığını hissettim o sırada arkamdan bağıran tanıdık bir ses duydum.

"Şeymaaa!"

Evet bu sesi tanıyordum ama kim olduğunu anlayamıyordum. Arkama yavaşça döndüğümde bu kişinin Aras olduğunu gördüm. Ne işi vardı burada? Yine ne istiyordu? Hala yüzüme bakçak cesareti nerden buluyordu?

Ben bunları düşünürken Aras'ın sinirle bize doğru geldiğini gördüm ve daha fazla dayanamayıp kendimi bıraktım.


Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

SENİ SEÇTİM PİKAÇUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin