Bölüm 14

75 9 17
                                    

SHUİCHİ

Törenden sonra, Halk Kokichi ile tanışmak konuşmak için teker teker yanımıza geldi. Çoğu kişi Kokichi ile dertleri hakkında konuştu, yaşlı teyze ve amcalar Kokichi'ye nasihat verdi. Bende onun yanında olan biteni izledim.

Çok güzeldi. Herşey. Kokichi'nin insanlar ile ilgilenmesi, onları güldürmesi ve dertlerine çare bulmaya çalışması. Hakkatende bizim için gönderilen bir melekti. Ben içimde bir şeytan barındırıyorum. Ama Monokuma olayından sonra bir daha ortaya çıkmadı zaten.

Bidaha öyle bir şey olur mu bilmiyorum ama olursa sıkıntı olmayacağını düşünüyorum.

Kokichi yanına gelen herkes ile konuşmuş, dertleşmişti.

Saatde zaten epey geç olmuştu. Halk evine gittikten sonra Kokichi'yi kucağıma aldım. Oda hiç itiraz etmedi. Çünkü epey yorulmuştu. Yavaşca yürüyerek, gece olmanın verdiği sessizlikle ilerliyordum sokaklarda.

Esen ılık rüzgar, Kokichi'nin saçlarının havada süzülmesine neden oluyordu. Mora kaçık olan o güzel saçları'nın kokusu burnuma dolduğunda çok güzel hissettirmişti.

"Saihara..."

"Efendim güzelim."

"Ağlamak istiyorum."

Dediği şeyle durdum. Neden ağlamak istiyordu?

"Neden bitanem?"

"Halk... İnsanlar... Onlar çok tatlı, güzel ve nazik insanlar. Bana melek demeleri... garibime gidiyor."

"..."

"Ben kontrolü kaybettiğimde bir insan öldürdüm. Söylesene Saihara, hangi melek insan öldürür?"

Kafasını gömdüğü boynumda ıslaklığı hissettim. Güzel gözyaşları, göz yuvaları'ndan çıkıp boynuma damlıyordu.

"Sevgilim, güzelim, birtanem."

~"yaşama sebebim"~

"Bu saydıkları'nın hangisini bilerek, isteyerek veya göz göre göre yaptın?"

"..."

"Hiçbirini. Eğer sen ben bunları hak etmiyorum dersen - ki hak ediyorsun - o zaman işler karışır."

"Duydun mu bebeğim?"

Kokichi, kafasını sallayarak beni onayladığında gülerek boynuna bir öpücük kondurdum. Oda huylanmış olacak ki kıkırdayarak onunla rengarenk olan hayatıma renk katmıştı.

Esen ılık hava ile yavaş yavaş yürüyerek saraya varmıştık. Kokichi, yolda uyuya kalmıştı. Saraya girdiğimde Kral ve Kraliçe ile karşılaşmış, onlara selam verip merdivenlerden çıkmış ve odaya girmiştim.

Kokichi'yi yavaşca yatağa bıraktım. Üzerimdekileri çıkartıp, üstüme beyaz bir tshirt, altıma ise gri bir eşofman giydim. Çıkardıklarımı kirli sepetine atmış ve geri Kokichi'nin yanına geldim.

Yatakta bebek gibi yatan sevgilimin, ayağından potlarını çıkarıp dolabına geri yerleştirdim. Daha sonra üzerindeki'leri yavaşca çıkarıp kirli sepetine attım. Saçlarını bir toka yardımı ile topladım çünkü üzerini giydirirken zorluk çıkaracaktı.

Dolabından büyük bir sweat aldım ve yavaşca giydirdim. Saçlarını sweat'in içinden çıkarmakla uğraşırken rahatsız olduğunu gösteren mırıltılar çıkarıyordu. Uyanmaması için bende bir kaç şarkı mırıldanıyordum.

Sweat'i sorunsuz bir şekilde giydirdikten sonra altına uzun çoraplar giydirdim ve kısa bir şort. Böyle giydirmemin nedeni tamamen oydu zaten. Geçen sefer tekrardan böyle uyuyakalmıştı.

Uyandırmak istemediğim için onu ben giydirmiştim. Sabah uyandığında bağırarak kızdı bana. Nedeni ise ; neymiş efendim uzun kollunun üzerine sweat onun üzerine yelek giydirmişim. Onunda altına yünlü tayt ve pamuklu pijama.

Bana bağırıyor benim bu halim ne? Gece terden öldüm. Kat kat giyidiği içinde kalkamadım yerimden falan. Komiğime giden şey ise atarlı atarlı lavaboya giderken söylediği cümle.

"Sanki kurbanlık koyun hazırlıyor abi. Vallahi gece yattığım yerden doğrulamadım ya. Sanki hiç görmemişimde hepsini aynı andan giymek isteyen çocukmuşum gibi. Tövbe tövbe..."

Dediği şeyden sonra gülmeden edememiştin. Güldüğümde ise kafama parfüm kabı yedim.

Kıyafetlerini tamamen giydirdikden sonra bende yanına yattım. Cidden yorulmuştum.

               Hannah

Ölmedim.

Hala burdayım.

Nasılsınız?

Bölüm nasıldı?

YOU'RE SCARING US! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin