[jenlisa]
Lalisa korkuyordu.
Etraf karanlık ve boş.
Görüşü bulanık.
Burası neden bu kadar boş? Neden o uzakta duruyor?
Kırmızı şarap halıların arasından sızıyor. Zengin renk parıldıyor, neredeyse ona kanı hatırlatıyor.
Giydiği o güzel kırmızı elbise...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lisa patlama sesiyle arkasını dönerek koridorun sonuna doğru giderken Jennie'yi şişelerden birinden içerken buldu.
"Jennie ne oluyor?! Bunun ne kadara mal olduğunu bile bilmiyoruz!" dedi Lisa, çılgınca etrafına bakınırken panikledi.
Jennie daha parlak ve daha pembe görünen şişeyi dudaklarından indirirken sadece güldü.
"Kesinlikle. Yapmayacağız ve bir şey yapmayacağız. Sahibi yakın zamanda geri gelmeyecek."
"Bunu nereden biliyorsun?"
Jennie gülerek şişeyi dudaklarına geri çekti.
"Ah canım, her şeyi biliyorum."
Lisa hayatında hiç böyle biriyle tanışmamıştı. Jennie çok kaygısız ama aynı zamanda gizemliydi.
Jennie'nin tüm şarabı bitirdiğini, şişeyi yere koyduğunu ve ona kurnaz bir gülümseme yapmasını izledi.
"Bana katılmayacak mısın?" Dedi ve bir şişe daha alıp Lisa'ya uzattı.
Jennie'nin daha da büyük gülümsemesine neden olan elini uzatıp şişeyi kaptığını hissettiğinde başına ne geldiğini bile bilmiyordu.
"Bunu yapmamız gerektiğinden emin değilim... Yani bilmiyoruz bile-" Lisa dudaklarına bastırılan yumuşak bir parmakla sözü kesildi.
"Beni dinle güzelim, az konuş, çok iç." Jennie üçüncü şişenin tıpasını açarken ona göz kırparken söyledi.
Lisa başta o kadar emin değildi. Her şeyden önce, gerçekten geç olmuştu ve o kesinlikle garip terk edilmiş bir mağazada rastgele bir kızla hiçbir yerin ortasındaydı.
Ama anın tadını çıkarmalısın, değil mi?
Şişeyi tuttu ve tıpasını açtı, yavaşça eğdi ve bir yudum aldı, boğazından aşağı akan sıvıyı hissedince içini çekti, ikinci bir yudum alırken tatlı aroma ağzına yerleşti.
Çok geçmeden, iki kız da gülüyor, mağazanın etrafında koşuyor, şişe ve kutulardan farklı türde içeceklerin tadına bakıyorlardı.
Lisa kesinlikle çok eğleniyordu. O zamanlar kulüpte geçirdiğinden çok daha eğlenceliydi. Kendini bu anda kaybetmesine izin verdi.
Jennie'nin elini tutarken ve biraz sarhoş hissederken kıkırdayarak mağazayı keşfederken hiçbir şeyi veya kimseyi umursamadı.
Jennie'nin sesi tatlı bir melodi gibiydi. Bir meleğin yüzüne ama şeytanın aklına sahipti.
Etrafta koşuşturduklarında kan kırmızısı elbisesi biraz daha dalgalanıyordu, mutluluk hissine kapılmıştı.
