1.5

201 16 6
                                    

İyi okumalar.

(İlâhî bakış açısı)

Günlerin yaşattığı yorgunluk, bedeni soldurmuştu. Ruha açılan deliklere yama yapılmaya başlandı ama daha de beter etti her şeyi. Silik lekeler yaşananları yok edemedi. Mazi hatırlanmaya değer miydi bilinmezdi ama istense bile unutulamadı.

Hatalar yapıldı, farkındalık düzeltemedi kalp kırıklıklarını. Çabalar etrafa savruldu, yok etti tüm var olanları. Düzen bozulmak istendi, kimilerine güldü yeryüzü kimilerine yön verdi gökyüzü.

Küçüklük, bırakmadı peşimizi, sürüklendi bizimle oradan oraya... Geçmişine bağlı insanlar, yıkıldı, enkaz altında kaldı, kurtulamadı bu savaşta.

Bize öğretilen çaresizlikler, asıl çaresizliğimiz oldu. Bizi eğitmeye çalışan büyükler, kendi imtihanlarında boğuldu. Aynı cinsler birlikte olamaz dendi, insan kendi soyuna kilit vurdu. Bize kabul ettirilmeye çalışılanlar, zorla bize boyun eğmek durumunda kaldı.

Bizim için.

Bizim sayemizde.

Biz var oldukça.

Aslında evet, işimiz oldukça zordu. Kendi adımıza karar vermek yok edilmişti kitabımızda. Zihnimiz karşı çıkmadı buna belki ama kalp asla boyun eğmedi kimseye. Karar verilmesi gerektiğinde, özellikle bu zor bir kararsa hep mantık arandı. Oysa kalp, bize asıl doğruları gösterendi. Duyguları işe karıştırmadıkça, yaptıklarınız bir zulümdü. Sevgiyle değil mecburiyetle hareket ederdiniz.

Şimdi söyleyin, o hiç dinlemediğiniz kalbiniz miydi sizi mutlu edecek olan, yoksa her şeyin sınırına varmadan sizi durduran mantığınız mı?

Özay, çevresine kulak asmadı ve kalbini seçti, sevdi. Ama kendi cinsinden birini. Bu suç değildi, işin ucu başkalarına da dokunmuyordu zaten. Ama insanlar çekemedi ve her şeye olduğu gibi buna da karıştılar.

Başkalarının kararları, ne zamandan beri bizi ilgilendiriyordu ki? Kimse, asıl odaklanması gereken şeye bakmayıp başka her şeye müdahele ediyordu.

Buna bir son verilmesi gerekiyordu elbette ama ne zaman?

Siz, kendi kalbinizi dinlediğiniz zaman.

Sizi siz yapan, düşünceleriniz ve kalbinizdir. Mantığı bir kez olsun noş verin, bir kez. Kalbinize kulak verseniz ne kadar değişecek çoğu şey, inanamayacaksınız. İnanın.

Özay, Eftal'e olan duygularını çekimser bırakmadı ama tepkilerden değil sadece onun tepkisinden korktu. Sevilmemekten korktu, onun tarafından sevilmemekten. En sonunda bunu da bir kenara bıraktı ve kendi gerçeklerini ortaya açıkta serdi. Kartları açık oynadı. Kazanamamaktan bir kez olsun korkmadı.

Kazanmak her şey değildi, inanın. Mutluluklarınız başarınızdı, mutsuzlukla başarı elde edilemezdi.

Sevdikleriniz daha önemli olsun artık, bırakın boş sözleri.

Belki sizin yeni bir farkındalığınız, başka şeylere de yol açardı. Hatta belli olmaz, hayat bu, başka şeylerin lideri bile olurdunuz belki.

Belkileri hafife almayın, keşkeniz olmasın.

Keşkelerle dolu bir hayat, ne kadar yaşanılabilir olabilir ki?

-----------

Uzun zaman sonra merhaba. Bir süre yazmadım, aslında yazamadım. Bazen bazı şeyler istediğimiz gibi yolunda gitmez ve engeller bıkmadan usanmadan kendini ön plana atarak bize çelmeler takar ya, öyle bir dönemdi sanırım.

Aslında bu bölüm, okuyanların kalbine biraz olsun dokunmak içindi. Dokunabilip yeniden atmasını sağlayabildiysem ne mutlu bana.

Araya zaman girdi ve değiştim, değiştik. Ama hissettiklerinizi değiştirmeye çalışmayın zorla, olur mu?

Kendinize çok iyi bakın, yakında yeni bölümlerle görüşmek üzere.

Hoş kalın...

Sarma | Texting (BxB) ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin