2. Bölüm " Bi kahve?"

27 4 0
                                    

Kollarındaki kızı kucağına alarak geldiği yolu yeniden dönerek acile ulaştı genç adam. Kendisini fark eden hemşire hemen sedyeye yatırdı. Onlar kızın durumunu kontrol ederken o da iki eli belinde endişeyle bakıyordu.

" Siz dışarıda bekleyin."

Diyerek kendisine seslenen hemşire ile kapıya çıktı. Başını duvara yaslarken gidip gitmemek arasında kaldı. Kızı böyle bırakmak nedense hiç içine sinmiyordu. Ama gitmek zorundaydı. Hem hemşire ve doktorlar da vardı. Son kez içeriye kafasını uzatıp,baktıktan sonra uzaklaştı. Geldiği odaya girdiğinde oldukça kalabalık olduğunu görmesiyle onları umursamadan sevgilisine baktı. Kendisini görür görmez ağlama ifadesine girmesine kızmak istese de sakin kaldı.

" Bize biraz izin verir misiniz arkadaşlar?"

Diyerek topluluğa konuştuğunda Burcu'nun arkadaşları onaylayıcı mırıltılar çıkararak geçmiş olsun dilekleriyle odadan çıktılar. Baş başa kaldıklarında yeniden göz göze geldiler. Birkaç adımda yanında bitti.

" İyi misin?"

Diyerek emin olmak istercesine sordu. Burcu gülümsedi.

" İyiyim."

Aldığı cevaptan sonra ondan biraz uzaklaşarak cam kenarına geldi. Aşırı sinirliydi ve bu kadar sinirliyken sakin kalmaya çalışmak da oldukça zordu.

" Ben anlamıyorum Burcu. Böyle hayat dolu bir insan neden canına kıymak ister? Delirdin mi sen?"

Omuz silkti genç kız.

" Benim hayatım sensin Celil. Sende gitmek istedin. Ne yapabilirdim ki?"

Aldığı cevapla iyice çıldırdı genç adam.

" Sende canına mı kıydın? Ya sen hasta mısın Burcu? Evet ayrılmak istedim. Evet bitti. Ama bunun için hayatını mı bitirmen gerekiyor? Sen benden önce de vardın, sonra da varsın. Sen kadınsın Burcu,başta bu yüzden güçlü olmak zorundasın. Çünkü kadınlar güçlüdür. "

Burcu hayranca baktı sevgilisine.

" Böyle bir adamı kaybetmek istemiyorum. "

Celil başını olumsuz anlamda salladı.

" Anlamıyorsun Burcu. İş ilişkisiydi. Ya da mantık. Ne dersen de. Ama bitti."

Burcu yeniden ağlamaya başlarken hızla nefesini bıraktı Celil. Bu sırada odanın kapısı açıldı. İçeriye girenler Burcu'nun anne ve babasıydı. Annesinin alaylı bakışlarına sessiz kalışının tek nedeni kendisinden büyük oluşuydu.

" Sonunda teşrif edebildiniz Celil Bey."

" Anne"

Burcu uyarırcasına annesine seslenirken annesi omuz silkti. Babası ise annesine nazaran biraz daha sakindi.

" Biz ayrıldık Buse Hanım. Buna rağmen buradayım. Çünkü Burcu'ya değer veriyorum."

" Hah,o iş o kadar kolay değil küçük Bey. Kızımı parmağında oynatmazsın. "

" Anne,dedim. "

Diyerek yeniden araya girmeye çalıştı Burcu.

" Benim kimseyi parmağımda oynattığım falan yok. Ben kimseye aşk sözleri vermedim. Kimseye umut da vermedim. Kızınız da biliyordu başından beri. O yüzden bir daha sakın içinde adımın geçtiği bir konuda yorum yapmayın. Geçmiş olsun Burcu."

Diyerek yanlarından geçip odadan çıktı. Kız manyak,annesi ondan da manyaktı!

***

Bahçeye çıktığında onu gördü. Bir banka oturmuş sessiz sessiz ağlıyordu. İçine bir şeyin aktığını hissetti genç adam. Merhamet miydi veya şevkat,çözemedi. Ama ayakları ona kızın yanına gitme emrini vermişti bir kere. Yanına gelerek başında dikilmeye başladığında bundan rahatsız olmuş olmalı ki yavaşça başını kaldırdı genç kız.

CELİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin