8. Bölüm

7K 189 7
                                    


1 hafta sonra...

Saçlarımın üstünde hissettiğim dokunuşlar, bana öyle güzel hissiyat veriyordu ki, buna neyin sebep olduğundan çok hep böyle usul usul devam etmesini isterdim.

Ama işte her güzel yemeğin verdiği doygunluğun sonu olduğu gibi bununda sonu var.

Gözlerimi her ne kadar dirensemde açılmaya inadı yüzünden usulca açıldı ve her zaman ki gibi kaşıntısı tuttu.

Karşımda saçımı okşayan annemi görünce hiç de şaşırmadım. Bu yüzdendir ki tepki dahi vermeden (her ne kadar karizmatik ve duygulu bakmak istesem de ) mal mal baktım.

Yine ağlıyordu.

Yine üzgündü.

Yine yaşadıklarını hatırlatmıştı.

Benim uyku mamurluğumdan çıkış adlı yatakta gerinme gösterimde oda elleriyle yüzünü kurutup saçlarını geriye attı.

Anladım bu kadın yine konuşacak. Umarım herşeyi tekrarlayıp kendini üzmeye ve benide ağlatmaya kalkışmaz.
Bu yaşlıları cidden anlamıyorum. Herşeyi unutup sadece yaşamak yerine neden damardan acı almayı tercih ediyorlar ki.

Sadece unutsun.

Benim diğer biyolojik ebeveynimi unuttuğum gibi.

Ya da annemin beni anneannem ve büyükbabam zoruyla dünyaya getirmesini unuttuğum gibi.

Unut gitsin.

Gözlerimin önünde el görünce düşüncelerime güle güle zamanı geldigini anladım ve anneme doğru döndüm. Annemin el işaretlerini takip etmeye başladım.

"Kendimi iyi hissetmiyorum. "

Kaslarım istemsiz bir şekilde çatıldı.

Kafamı sallayıp ağız haraketleri ile "neden?" Sordum.

(Gençler Açelya nın işaret diliyle iletişime gectigini düşünerek bu diyaloğu hayal edin lütfen)

"Önce gel elini yüzünü yıka sonra kahvaltını yap. Daha çok erken zaten bende o esnada anlatırım."

Elimle kolunu tuttum ve kafamı hayır anlamında sağa sola salladım. Dayım olduğu vakit duygusuz bir kadın oluyor.

Kabul çoğu zaman öyle ama ...

Ama onun en özel anlarını bile biliyorum işte...

Ben annemin yerinde olmak istemezdim açıkçası. Zor bir hayat yaşamış ve halen atlatamayan bir kadından ne beklerseniz o vardı annemde.

Bolca hüzün.

Bolca huysuz

Bolca da aşırı korumacılık.

Hayır hayır ciddi manada korumacılık.

Bizim bizden başkamız yok Açelya. Birgün herkes birbirini satar, terkeder, aşağılar. Sakın benden başkasına güvenme...

Yalan söylemek yok Açelya herkese var ama birbirimize yok. Asla olamaz. Birbirimizi korumak için yalan yok. Herkese var , herkes herşey var. Ama birbirimize yok.

Şimdi fark ettim de annem birazda paranoyak.

Annem beni başı ile onaylayıp derin bir nefes aldı. Ve tavana dikti gözlerini.

Annem çok güzel.....

"Senden şimdiye kadar birşey saklamadım biliyorsun"

Ahh bilmemmi

Duy BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin