7

1.7K 121 25
                                    


"Nerden tanıyorsun o adamı?"

Eve girer girmez Jennie'nin arkasından sertçe seslenmişti Taehyung.

Sabah konuşmayı düşünmüştü fakat dayanamamıştı.

"Tanımıyorum."

"Tanımadığın bir adamın arkasından neden gidiyorsun o zaman Jennie?"

Hala çok sinirli çıkan sesi Jennie'nin daha kötü hissetmesine sebep olmuş zaten dokunsan ağlayacak olduğundan ağlamaya başlamıştı.

"Okulda bir kaç kez gördüm sadece."

"Aferin! Sadece bir kaç kez gördüğün herkese güvenemezsin Jennie. Ya ben yetişemeseydim? O piçin sana vereceği fiziksel ve ruhsal zararın farkında mısın?"

Jennie olacakları ister istemez aklında canlandırırken yüzünü elleriyle kapatıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Taehyung biraz yumuşamış, üzerine fazla gittiğini anlamıştı. Kızın yaşadıkları zaten kötü şeylerdi bu kadar yüklenmesi iyi olmamıştı.

Koltuktaki kızın yanına oturup saçını okşadı. Öyle içli içli ağlaması Tae'nin kalbine bir şeyler batıyormuş gibi hissettiriyordu.

Kızın sakinleşmesi için kolunu beline atıp göğüsüne çekti.

Bir sürenin ardından Jennie
koklamak için her şeyi yapabileceği kokuyla sakinleşebilmişti.

"Teşekkür ederim."

Kısık çıkan sesle Taehyung kızın saçını okşamaya devam etti ve başına bir öpücük kondurdu.

Öpücük bile sayılmayan temas Jennie'nin kalbini tekletse de Taehyung için sadece kardeşinin başına kondurduğu öpücüktü.

"Bir daha olmasın olur mu? İnsanlara bu kadar kolay güvenmemelisin Jen."

Jennie başını salladı.

"Artık uyusan iyi olur. Gel sana rahat kıyafet ayarlayalım."

Elinden tutup kaldırdı ve yatak odasına girdiler. Dolabından çıkardığı bir eşofmanını ve tşörtünü uzattı Taehyung.

"Bunları giy ve yat olur mu? Kötü hissedersen veya uyuyamazsan ben salondayım."

"Yatağını bana vermek zorunda değilsin."

"Sorun değil, daha uyumam zaten ve sizin koltuklarınızın aksine benim koltuklarım gayet rahat."

Jennie'nin gülümsemesine gülüp yanağını sıktı. "Teşekkür ederim."

"Ne demek ufaklık."

Taehyung arkasını dönüp odadan çıkarken gözünü devirdi Jennie, o odadan çıktığı an ise kucağındaki kıyafetleri kokladı.

Onun için cennet kokusu bu olmalıydı. Üstelik bu kokuyla kalmayıp onun yatağında da yatacağı için heycanlıydı.

Hemen üstünü değiştirip yatağa yerleşti.

Bugün yaşadıklarını düşünürken uykuya dalsa da alkolün etkisiyle bir kaç saate susadığı için uyanmıştı. Sessizce odadan çıkıp amerikan mutfaklı salona ilerledi.

Uyuyan Taehyung'u görüp uyandırmamak için daha dikkatli davrandı.

Tezgahın üzerindeki sürahiden bardağa suyu doldurup tezgaha yaslandı ve içmeye başladı. Karşısındaki beyaz koltuğun üzerinde yatan beden dışardan yansıyan loş ışıkla zar zor ayırt edildiğinden biraz daha yaklaşmak istedi Jennie.

Koltuğun önündeki sehbaya oturup yüzünü izlemeye başladı.

Aklına gelen fikirle gülümsedi. Neden onun yanında yatmak varken yatakta yatsaydı ki?

Yanındaki ufak boşluğa yerleşti. Kokusunu derince içine çekti, gözleri dolmuştu.

Ona sahip olmak için yapamayacağı şey yoktu. Hatta şimdiye kadar yaptıkları da az değildi. Giydiği kıyafetler o beğensin diyeydi, yaptığı makyaj ona güzel gözükmek için, binlerce dolar döktüğü parfümleri ise yine onun içindi.

Ama Taehyung'un onun kendi kokusuna bayıldığını bilmiyordu ya da makyajsız halini ne kadar tatlı bulduğunu.

Dolan gözlerini kırpıştırdı.

'Bu gece bu kadar ağlamak yeter kızım, yarın şiş gözlerle mi uyanacaksın?'

Diye içinden geçirip yanındaki adamın göğüsüne doğru dönüp tekrar uyumaya çalıştı.

𝒕𝒆𝒂𝒓𝒔 𝒂𝒍𝒘𝒂𝒚𝒔 𝒘𝒊𝒏 °𝒕𝒂𝒆𝒏𝒏𝒊𝒆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin