•20.BÖLÜM•

320 12 63
                                    

tatlış bir bölüm fişekledim kaçıyorum.

keyifli okumalar♡

"Aç aç yolu aç, Gece başkan geliyor!!!" Fikret tüm koridoru geldiğime dair haberdar ederken sınıfın kapısındaki Bora'ya gülümsedim.

Önünde durduğumda gülümseyerek saçlarıma dokundu. Sınıfa girip diğerleriyle selamlaştım ve hepsiyle ayaküstü sohbet ettim.

"Bora merdiven arasında bekliyor."

"Sağ ol Fiko."

"Ne demek kanka. Bu arada sen yokken Bora'nın etrafına üşüşen akbaba kızların hepsini bir vantilatör edasıyla püskürttüm Gece'ciğim. Ben de bu hikayede sizin aşkınızın çöpçatanıymışım demek ki." Fikret, Aylin'e ördürdüğü saçlarını savurarak gülümsedi.

"Saçın çok tatlı olmuş. Ayrıca sen başrolsün oğlum ne çöpçatanı?"

"Sağ ol Gece kankam. Beni boşver de git hadi. Çocuk kaç gündür sensiz, soldu eridi, bitti..." sonlara doğru yüzünü asmasına güldüm.

"Saçım falan düzgün mü?"

"Yani vasatın üstü."

"Senin dürüstlüğüne güveniyorum sağ ol Fiko."

"Şaka yaptığımı söylemeden bilen arkadaş. Best friend misin be kızım?" yumruk tokuşturmanın ardından yine de saçımı elimle düzelttim. Sürekli kabaran saçlara sahip olmak bunu gerektiriyordu.

Arka merdivenlere geldiğimde buranın sadece pencereden içeri sızan ışık sayesinde aydınlandığını gördüm. Böylece loş bir ortam oluşmuştu. Pencere kenarındaki Bora'ya gülümsedim. Mavi kot ceket, pantalon giymişti ve yine yakışıklı gözüküyordu.

"Sonunda. Çok beklettin."

"Özledin herhalde?" tek kaşımı kaldırarak gözlerine baktım.

"Evet, özledim." tanıdık gelen bir hisle kalbim hızlanmaya başlarken oturduğu kenardan inip bana doğru adım attı.

Önümde durduğunda kahverengi gözlerine baktım. Şu an ona sarılmayı o kadar çok istiyordum ki.

Parmak uçlarımda yükselip kollarımı boynuna doladım. Uzun zaman sonra ilk kez utandığımı hissediyordum ve kalbim varlığını hatırlatırmışcasına hızla atıyordu.

"Ben de seni özledim." diye mırıldandım. Kıpkırmızı olduğumu hissedebiliyordum bu yüzden bir süre daha böyle dursak olmaz mıydı? Peki ya sarıldığımız için kalbimin hızlı atışını hissedebiliyorsa?

Geri çekilecekken sırtımdaki eliyle beni kendine çekti ve parmağıyla çenemi tutarak dikkatlice yüzüme baktı.

"Kızardın mı sen?"

"Yoo. Nereden çıkarttın?" arkasındaki kalorifere yaslanarak oturdu ve boyumuzu eşitledi.

"Hmm. O yüzden mi yanakların bu kadar sıcak?" elini uzatıp yanağımı tuttu. Bakışlarımı kaçırdığımda kısık sesli gülüşü kulaklarıma doldu.

"Sadece hava sıcak Bora." diye mırıldanarak önünde durmaya devam ettim. Neyse ki burası az da olsa karanlıktı ve yüz ifademi görmüyordu. Çünkü şu an ne derse desin gülümsemek istiyordum.

Üzerimde böyle bir etki bırakması, düzenimle oynaması adil değildi. Ona az önce sarılmıştım ve yine sarılmak istiyordum. Bora'ya alışmıştım ve bu duygu canımı sıkıyordu.

"N'oldu yüzün asıldı? Ne düşündün?"

Omuz silktim. Bunları ona elbette söylemeyecektim. O da zaten üstelememişti.

Deli Kızın AyısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin