Secret Love | Soukoku

12

Chuuya'dan
Tüm gün boyunca bunun nedenini düşünüp durmuştum. Gerçi bulamadım ama konumuz bu değil.

Madem biliyor, şantaj amaçlı kullanmak istese çoktan kullanmış olurdu. Ayrıca bunu yapsa bile ben onu çoktan öldürmüş ve cezası ile de hiç ama hiç ilgilenmiyordum. O zaman şantaj amaçlı kullanamazdı.

Başka bir olasılık ise benim için çok önemli olan bir zaman söyleyecek olmasıydı ama bu da olamazdı çünkü bu sefer patron ona nasıl bildiğini soracaktı. Tabii bunu kendisi bulmuş olamazdı çünkü Dazai buna karşı aşırı bir dikkat ve özen sergiliyordu.

Geriye bir tek Tachihara'nın bir Av Köpeği olması ihtimali kalıyor. Tabii bunu patrona söyleyemezdim çünkü bana bunu nasıl anladığımı soracaktı. Ben de Dazai ile olan ilişkimi açığa dökmek zorunda kalacaktım. Bunu yapamazdım. Patrona söyleyemezdim. En azından şimdilik.

Gece olunca evime doğru yola çıktım. Biliyorum Dazai eve çok sık gitmememi söylemişti lâkin Mafya'da bir Av Köpeği vardı. Her türlü tehlikede olabilirdim. "-bilirdim" değil "-yorum" daha mantıklıydı.

Tam Mafya Binası'ndan dışarı çıkacakken Patron ile karşılaştım.

Bana muzip bir şekilde gülüyor ve yarım ağız sırıtıyordu. Biraz da olsa uzun saçları esen rüzgarla benim dalgalanan saçlarıma eşlik ediyordu. Keskin bakışları benim gözlerimi bulmuş ve tehditkâr bir biçimde bakışını devam ettiriyordu. Benden şüphelenmiş olmalıydı.

- Chuuya-kun?

- Evet, efendim?

- Acil bir görev çıktı. Bunun seni yapmanı istiyorum çünkü bu görev senin için biçilmiş kaftan. Kouyou-san da benimle aynı fikirde.

- Peki görev nedir Patron?

- Ahh, senin bu hâlini seviyorum. Böyle itaatkâr oluşunu, bir dediğimi iki yapmamanı seviyorum. Neyse... Görev şu ki bugün bizim silah depomuza baskın atıldı ve adamlarımız öldürüldü.

- Sanırsam benim bu kişileri araştırıp bilgi toplamamı istiyorsunuz? Tek başıma?

- Evet, tam olarak öyle. Anlaşılan bu grup biraz tehlikeli. Adam kaybımızı en aza indirgemek istiyorum. Bu yüzden bir sorun çıksa bile senin dövüş yeteneklerin ile hızlıca hallolmuş olur, bundan eminim. Eeeee, kabul edecek misin Chuuya-kun?

- Tabiki de! Peki bu çetenin adı nedir?

- Bıraktıkları işaretlerden yola çıkarak etrafta bu çete hakkında biraz bilgi topladık. Adları "Hebi (Yılan)".

- Pekâlâ, bu işi bana bırakın efendim.

- Sana güveniyorum Chuuya-kun.

~~~~~~~~~~~
Görevi bitirdikten sonra yarın için izin alıp raporumu teslim etmiştim. Hiçbir sorun çıkmadığı için formumdaydım. Eve döndüğümde ise uyumak aklımdaki tek şeydi. Dazai yokken ev zaten o kadar boştu ki - ne kadar bu aptal piçi kabul etmesem de.

Eve gittiğimde  üstümü değiştirip kendimi direkt yatağa atmıştım.

~~~~~~~~~~~~~

-Chuuya~

- D-dazai Agh!

- Evet bebeğim~?

- H-hızlan!

Hışımla yataktan kalkmıştım gördüğüm rüya ile. B-ben gerçekten... Dazai yokken gerçekten de onu arzulamadan edemiyorum.

Altımdaki acı ile yorganı çekip oraya bakmıştım. Muhattabımı görünce kısık bir küfür savurdum ağzımdan.

Evde kimse olmadığı için yatakta yatmaya devam ederken pantolonumu ve baksırımı çıkarıp elimi kalkmış olan aletime götürdüm. Bir diğer elimi de yanımdaki komidinin çekmecesine atıp kayganlaştırıcıyı aldım. Bir elime bir de aletime döktüm. Soğuk gelen his ile irkilmeme aldırmadan kendimi çekmeye başladım.

Çekmeye devam ederken eksik bir şey hissetmemle duraksadım. Arka tarafım çok boş geliyordu. Yatakta cenin pozisyonuna benzer bir pozisyon alıp bir parmağımı deliğime götürdüm. Kendimi çekerken deliğimi okşamam ile hafifçe inlemiştim.

Parmaklarımı içimde oynatıyor bir yandan da kendimi çekiyordum. Dazai'nin adını inlemeye başladığımda daha da utanmıştım. Bir anda pencerimin açılması ile irkilmiştim. Hızlıca yorganı üzerime çekmeye çalışırken güçlü iki kol beni tutmuştu. Çok geçmeden ise özlediğim o sesi duydum.

- Ben yokken seni o kadar azdıracak ne gördün acaba Chuuya?~