ÖLÜM OYUNU

Bölüm 12 | Kelepçe (Sezon Finali)

Bir koruma, silah sesini duyunca koşarak Cumhurbaşkanının odasına gitti.
Cumhurbaşkanının kanlar içinde yere yattığını görünce az daha dilini yutacaktı. Hemen eline telsizi alıp ekibe seslendi:
"Kod:KB¹⁵. Acilen Cumhurbaşkanının odasına gelin!"
"N'oldu?"
"Koşun!"
Bir anda 20 koruma birden Cumhurbaşkanının odasına koşmaya başladı.
"Ne oldu burada!?"
"Biri Cumhurbaşkanını öldürdü!"
"Kamera kayıtları?"
"Kamera kırılmış."
"Lanet olsun. Acil polislere ihbar verin!"
"Aradım." dedi o sırada içeri giren biri.
"Ne oldu?" dedi Cumhurbaşkanının yardımcısı içeri girerken.
"Biri Cumhurbaşkanını öldürmüş!"
"Ne!? Nasıl olur bu?!"

Kod:KB(Kod:Kırmızı Beyaz):Cumhurbaşkanı korumalarının kendi aralarında kullandığı, Ölüm veya benzeri durumlarda en az 15 kişi toplanarak gelinmesi istenen çağrı.
"Bilmiyorum! Hiç bir fikrim yok! Hem sen neredeydin?"
"Cumhurbaşkanının bana verdiği özel bir görevi yerine getiriyordum. Ben tam çıkarken o sesi duydum ve..."

Koruma, dışarı çıktı.

Kamera odasına gitti.

Kamera kayıtlarına baktı.

Belki burada bir ipucu olabilirdi.

Kayıtları açtı.

İzlemeye başladı.
2 Saat Önce
Tayfun, yanındakine dedi:
"Şimdi giriyoruz. Planı biliyorsunuz. O zaman girelim hadi. Vaşak, başla."
Vaşak kod adlı kadın, kafasını salladı ve elindeki çanta ile Bakanlık Sarayı'na girdi.
Resepsiyona yaklaştı.
"Merhaba, size anlatmam gereken bir şey var."
"Dinliyorum."
"Şimdi ben 2 gün önce kimlik kartımda daha önceden yanlış kaydedilmiş bir bilgiyi düzeltmeye gittim. Ama orada, ben o bilginin ne olduğunu söylediğimde kabul etmediler."
Tayfun, kendine Aslan ismini takmıştı, Vaşak'a baktı.
"Vaşak görevini yapıyor. Çakal ve Koala sıra sizde."
Adam ve kadın kafasını salladı ve içeri girdiler.
"Ya sen nasıl bir terbiyesizsin Ahmet?! Sen bunu nasıl yaparsın bana?"
"Ya ben sana..."
"Sus! Konuşma! Anlat, nasıl yaptın?"
"Sen her şeyi..."
"Ben sana sus demedim mi?"
Resepsiyoner, kavga eden kadınla adama, yani Çakal ile Koala'ya baktı.
Vaşak konuşmasına devam ediyordu:
"Kadın öyle deyince ben de..."
"Çok üzgünüm ama bir sorun var galiba. Ona bakıp geliyorum."
"Ama onu güvenlikler halleder. Benimki önemli. Siz oradaki yardım butonuna basın."
"Ama o acil durumla..."
Çakal, Koala'ya tokat attı.
"Bakın, adam o kadına vurdu."
Çakal, Koala'yı boğazlamaya başladı.
Resepsiyoner butona basmak için arkasına döndü. Vaşak, elini uzatıp orada duran güvenlik kartlarından birini aldı.

"Nereden biliyorsun güvenlik kartının orada olacağını?" diye sormuştu Vaşak, Aslan planı anlatırken.
"Hergün belirli saatlerde gittim oraya. Sonra gördüm ki, bir personel her güvenliğin kartını alıp resepsiyon bölgesine koyuyor. Zaten bir sürü güvenlik kartı olacak. Resepsiyonda alsan bile anlamaz."
"İyiymiş."
Vaşak gülümsedi. Resepsiyoner butona bastı ve güvenlikler geldi. Olanı görüp Çakal'ın üstüne atlayıp onu tuttular.
"Sen nasıl bir şe..."
"Tamam hanımefendi. Sakın olun." dedi bir güvenlik.
"Tamam tamam. Sakinim."
Güvenlikler kadını bıraktığında kadın yine adama daldı.
Güvenlikler onu tutmaya çalıştı ama kadın çıldırmıştı.
Tayfun, diğerlerine döndü.
"Sıra sizde."
Tavşan kod adlı adam, içeri girdi. Sonra koşarak Koala'yı tuttu.
Güvenlik ona döndü.
"Ne oluyor?"
"Ben onun abisiyim. Asıl burada ne oluyor?"
O sırada içeri Sırtlan, Kaplan, Kedi, Balık, Kırkayak ve Akrep kod adlılar girdi.
Hepsi birden olaya daldı. Güvenlikler adamı ve kadını elden kaçırdı. İçerisi çok kalabalıklaşmıştı.
Bir güvenlik eline aldığı telsizle diğerlerine seslendi:
"Kod:SM¹⁶. Aşağıya gelin!"

Kod:SM(SarıMavi):Olay çıkartılarak şüphe çekil.ek istendiği, bir plan olduğu düşünülen durumlarda Bakan Sarayı güvendiklerinden kullandığı, en az 6-7 kişi çağrılması istenen çağrı.
7 güvenlik aşağıya geldi. O sırada Aslan, yani Tayfun, kalabalıktan faydalanarak, yüzünü kimsenin göremeyeceği şekilde atkıyla kapatarak içeri girdi ve yukarı çıkıp Cumhurbaşkanının odasına gitti. İçeri girmeden önce kulaklığıyla diğerlerine seslendi:
"Puma, Jaguar ve Kanguru. Kamera işi sizde. Göreyim sizi. 6 dakikanız var."
Kanguru, Jaguar ve Puma, kamera odasına girdi. Kimse onları göremezdi. Çünkü neredeyse tüm güvenlikler aşağıdaydı.