ÖLÜM OYUNU

Bölüm 4 | Plan

Yarı Final'e 2 Gün Kala...

"Planımız ne?"

"Riskli bir plan. Tayfun'un en yakın 2 arkadaşı olan Sergen ile Necmi'yi elimize geçirmeliyiz."

"Nasıl yapacağız?"

"Şuanda elimizde ne var?"

"Nasıl?"

"Her şey bakımından? Ne var elimizde?"

Tolga bir süre düşündü.

"Elimizde 8 asker, ben de dahil, sen, deponun anahtarlarının kopyası, binanın planı var. Ve depoda bir sürü mühimmat var. Bir de Leyla Kırşan ile Mehmet Özkaya da bizle beraber. Tayfun'a sormadık zaten".

"Güzel. Zaten planımızın ana parçası da bu olacak."

"Hâlâ anlatmadın. Sergen ile Necmi'ye nasıl ulaşacağız?"

"Aslında bu konuda dışarıdan birinden yardım alacağız. Kerem'i sana anlatmıştım."
"Evet?"

"Onun bizim planımızda büyük bir rolü olacak."

"Sonra?"

"Planın ilk aşaması başlayacak."

"Kerem'le konuştun değil mi?"

"Evet. Hazır kendisi. Senin telefonundan gönderdiğin mesajla başlayacak."

"Harika."

                               *
                       2 Saat Önce

"Kerem, hazır ol."

"Bu çok riskli."

"Farkında değil miyim sanıyorsun?"

"Yine de..."

"Yapacağız."

"Peki. Ne zaman?"

"2 saat içinde."

"Bu beni gerçekten huzursuz ediyor."

"İyi. İleride daha çok huzursuz olacaksın."

"Huzursuzluğu sevmediğimi söylemiştim ama."

"Ne yapalım? Ölüm Oyunu'na girseydin."

"O daha kötü gerçi."

"Denemek istemiyorsan yap."

"Nasıl sokacaksın beni oyuna?"

"Ben dedim mi yaparım."

"İyi. 2 saat sonra 3. Cadde'den dönüp Necmi miydi neydi ona çarpıp..."

"Anlatmana gerek yok. Sadece yap."

Erdem telefonu kapattı.

"Hadi Kerem. Senden çok şey bekliyorum."

Erdem odadan çıktı.

                                *

"Mesajı gönder."

Tolga mesajı gönderdi.

Kerem telefonuna gelen bildirimle uyandı.

Normalde sabahın 7'sinde onu mesajla uyandırmak çok zordu. Ne var ki bugün telefonun sesini tamamen açmıştı ve neredeyse kulak zarını delebilecek bir ses vardı.

Telefonu eline aldı ve baktı.

"Doğru ya. Erdem'in meselesi."

Kerem hemen kalktı ve giyinip koşarak dışarı çıktı.