Detrimental | liskook

3.4

Eyedress : Something about you

"Bütün çabam kimseye muhtaç olmadan yaşamak. Ve bütün umudum da kendimde." Montaigne..

+

Bu kaçıncı..

Kaçıncı sevmeyip kağıtları buruşturuşun?

Kaçıncı kere kendi yazdığın senaryonu fırlatışın?

Kendi kaderini kaçıncı kere silip baştan yazışın?

Belki de artık yazmaman gerekli.

Belki de hata başlık koymayışındı. Kaç kere daha başlığı değiştirebilirsin ki? Kendi senaryonun başlığını sen bile bilemezken.

Bu kaçıncı kendini silkeleyişin? Bu kaçıncı aklından geçen yakıcı gerçekleri söndürüşün?

Kafanın içindeki seslere bir çöplük yarattın. Çöplüğe bir kibrit yaktın. Yanması biraz zordu. Tütsülenmiş gerçekler ne zaman adam akıllı alevlenebilirdi?

Bir köşede daha ne kadar trenini bekler gibi beklemeyi düşünüyorsun? Bu kaçıncı bekleyişin?

Belki de değiştirmen gereken yer tren değil,

durağındır.

Durağını değiştir.

&

Dökecek tek bir damla gözyaşı kalmamıştı gözlerimde.

Belki de artık küllerimden geri doğma düşüncesine beynim gebe kalma kararıyla son noktayı koymuştu.

Başımın döndüğünü hissediyordum. Başımı döndüren düşünceleri yavaş yavaş öldürüyordum.

Bir hafta.

Bir hafta özgürdüm.

Ve bu bir hafta içinde bütün özgürlüğümü harcamak istiyordum.

Sekizinci sigarasını arabasının kaputuna yaslanarak içine çeken Taehyung, sıkıla sıkıla hatta belki de derin derin benim için küfürler mırıldanırken, ben içimdeki akrep gibi siyahlaştırdığım saçlarımı düzeltiyordum.

Kırmızı kısa elbisemin yırtmacından gözüken baldırımdaki dövmeyi izledim boy aynasından. Dudaklarımda geniş bir gülümseme yayılırken, hayalini kurduğum şeyleri gerçekleştirdikçe kendimi alkışlamak istiyordum.

Kusursuz bir yılan deseni.

Yaptırdığım kırmızı renkli tırnağımın yüzük parmağı kısmındaki gibi..

Halka küpelerimi kulak memelerime geçirip kısa siyah botumun fermuarını çektim. Kendimi yabancı hissetmeyecek, hissettirmeyecektim. Sözüm vardı kendime. Ve sözlerimi tutmakta kendime inancım da dahildi.

Kendimi kırmızı ve siyaha boyamıştım.

Sanki evrendeki bütün o iki rengi kendime bulaştırmıştım bir tuval gibi.