0.6

5.2K 449 79
                                    

Nedense bir anda yugyeom ile olmayan ilişkim konuşulmuştu. Busan'a ilk gittiğimde tanışmıştık yugyeom ile. Ben tatil için oradaydım,yugyeom ise temelli orda oturuyordu. Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu ama internet üzerinden samimiydik. İkimizde birbirimizi arıyorduk. Son attığım fotoğrafı da çeken yugyeom'du. Yugyeom'un internette yüksek bir havası vardı. Hatta öyle ki ajanslar yugyeom'a bir kaç kez mail göndermişti. Reklam filmlerinde oynadığına tanık olmuştum ama bir dizi veya filmde oynamayı kabul etmedi.

Yugyeom ile ilişkim olduğunu söyleseydim hem linç gelirdi,hemde takipçi. Ama prim için böyle bir aptallık yapacak kadar yüzsüz değildim. İhtiyacım bile yoktu böyle bir şeye.

Kampüsün tek sessiz yeri kütüphaneydi ve yalnız başıma burda takılmayı seviyordum. Defterime bir şeyler karalamak rahat hissettiriyordu. Gerginliğimi yerinden söküyordu. Kahvemi elime alıp dudaklarıma götürdüm. Minik bir yudum alıp tekrar yerine koyduğumda elimi alnıma yasladım. Defterimi kapatıp kalemimi kalem kutuma koyduğumda titreyen telefonumu elime alıp onayladım.

" Evet seu? "

" Nerdesin saatlerdir? Bana neden haber vermiyorsun? "

" Kafa dinlemek istedim. Kütüphanedeyim,birazdan spor salonuna inerim "

" İnsen iyi olur çünkü kaptan sensin. Antrenman yaptırman lazım "

Telefonu kapatıp kapüşonumun cebine koydum. Defterimi çantama koyup ayağa kalktım. Kütüphanenin kapısına ulaştığımda tanımadığım kadife bir sesi işitti kulaklarım.

"Telefonun!"

Kaşlarımı çatarak arkama döndüm. Yüzüme tepkisizce bakıp gözüyle yeri işaret etti. Bu oydu,karşı apartmana taşındığında meraklı sapık gibi izlerken göz göze geldiğim çocuk. Rezilliğim karşımda duruyordu.

"Telefonun düşmüş"

Başımı yere eğdim. Telefonum yerde dururken bacaklarımı bükerek telefonu cebime koydum.

"Teşekkür ederim"

Hızlıca yanından ayrılıp koridorda ilerledim. Sanki arkamdan ilerliyormuş gibi merdivenleri hızlı hızlı indim. En alt kata ilerlediğimde geniş kapıyı açtım. Büyük saha beni karşılarken seulgi beni fark ederek yanıma koştu.

"Nerede kaldın? Böyle devam edersen antrenör seni çıkaracak"

"Geldim işte seu. Giyineceğim bekle"

Soyunma odasına girip çantamı sandalyelerden birine bıraktım. İçinden siyah spor şortumu ve kırmızı üstümü çıkarıp giyindim. Yedek aldığım ayakkabımı poşetten çıkarıp ayağıma giydiğimde çıkardıklarımı çantamın içine yerleştirdim.

Saçlarımı toplayarak sahaya çıkarken seslendim. "Bir tur koşacağız,ısındıktan sonra idmana başlarız."

İkişer sıra olup çember şekilde koşmaya başladık. Seulgi yanımdan ilerlerken eşit koşmaya başladık. Birinci turu tamamladığımızda tekrar çember oluşturduk. Ortaya geçip hareketleri bir yandan gösterip bir yandan uyguladım. Sepetin içinden bir top alıp sektirdim.

"Herkes takımını kuracak. Bir tane başkan alacağım. Bir o oyuncu alacak bir ben"

Herhangi bir kızı seçip,ilk onun oyuncu almasına izin verdim. Sıra bana geldiğinde ilk seulgi'yi seçtim çünkü iyi oyuncuydu. İkimiz de oyuncuları seçip kendi yerlerimize geçerken servis atışı atmak için arkaya ilerledim. Topu bir kaç kez sektirip havaya fırlattım ve hafif zıplayarak sağ elimle vurdum. Top karşıya giderken manşetle karşılanmıştı. Sakince parmak pası atarken karşıdan gelen sert karşılığa seulgi manşetle cevap vermişti.

Detrimental | liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin