29

12K 1.1K 372
                                    

Haiii, ben geldiiim. Dün de belirttiğim gibi bugün yine Painful'a çalışıyorum jsjsj Bölüm yazdığım gibi atıyorum, düzenlemediğim için yazım yanlışlarım varsa affoluna.

Keyifli okumalar dilerimmm <33

**

"Midem bulanmıyor ve senden tiksinmiyorum. Senden hoşlanıyorum, gerçekten de. Hayata bakma şeklimi değiştirdin kısacık sürede. Sen bana iyi geldin, hayatını riske atıp beni kurtardın. Ben... Sana karşı bir şeyler hissediyorum."

Sözleri yüzüme keskin rüzgar eşliğinde bir tokat misali çarptığında sertçe yutkundum. Söylediklerini hazmetmekte güçlük yaşıyordum. Kelimeler zihnimde birbirine girmiş ve beynimde çalkalanıyordu.

Beynim kazanlara atılmış gibi yanıyordu, kafatasım, saç diplerim, tenim alev almıştı. Bu sözlerle üzerime bir kibrit çakıp atmış ve beni yangınların ortasında bırakmıştı.

Sevdiğim adam... Duygularıma karşılık mı vermeye başlamıştı? Gerçek anlamda bana karşı yönelmeye ve benden hoşlanmaya mı başlamıştı? Bu rüya olamayacak kadar gerçek dışı geliyordu şimdi.

Yüzüm şokla çarpılmış ve sözlerini gerçekten duyup duymadığımı, kulaklarımın bana oyun oynayıp oynamadığını sorgularken bulmuştum kendimi.

Çakmak gibi parlayan gözleri, hiç olmadığı kadar ciddi bakıyordu bana şimdi. "Seni kurtardığım için kendini kötü hissediyor ve bu yüzden bana karşı bir şeyler hissettiğini düşünüyorsan yapma Taehyung. Ben seni mutlu görünce mutlu oluyorum ve bununla yetinmeye de alıştım. Yine olsa yine yapardım, çünkü sen benim için değerlisin ve yaşama tutunma dalımsın. Bunu biliyorsun."

Uzun soluklu cümlemin ardından duraksayıp derin bir nefes çektim içime. Sesimin kendimden emin çıkmasını sağlayabilmiş olduğuma sevinemedim bile.

Onun bana bir şeyler hissettiği, benden hoşlanmaya başladığı düşüncesi bile mahvetti beni. Gözlerim doldu, burnum sızlamaya başladı. Bir kez bile beni sevmesi beklentisine girmeden sevmiştim onu. Bir kere bile benden hoşlanabileceğini düşünmeksizin... Çünkü biliyordum, ona göre biri olmadığımı, onunla denk olmadığımızı...

"Senin yerinde kim olsa asla bu riski almazdı, kendi hayatını riske atıp beni kurtarmak için atladın o çatıdan. Bir beklentim yoktu, asla peşimden atlayacağını düşünmemiştim. Ben... Bakmayı bilememişim, görmek istememişim şu zamana dek. Seni kendimden ve o pis sözlerimden koruyamadığım için gerçekten üzgünüm. Her şeye rağmen beni o sudan çıkarttın. O an gerçekten düşündüm."

"Çok düşündüm Jungkook. Senden gitmeni istediğimde... Kabullenmek istemedim, ama yapamadım işte. Gitmene izin veremedim, bırakamadım seni. Kalbimin sesini dinledim, ilk defa kalbimin sesini dinledim ve gitmene engel olup seni öptüm."

Uzandı ve gözyaşlarımın çoktan talan etmeye başladığı cildimi parmaklarının uçlarıyla silerek temizlemeye çalıştı. Parmak boğumlarını elmacık kemiklerime bastırarak gözyaşlarımın yolunu kesti. Buna rağmen ısrarcı gözyaşlarım, hiddetinden ödün vermeden yerini yenileriyle fazlasıyla doldurmaya devam etti.

"Ben... Seninle uğraşırken bile senden hoşlandığımı kabul edemeyecek kadar korkağın tekiydim. Siktiğimin duygularımı baskılamaya çalışırken senden kaçmaya çalıştım. Çünkü kendimi bile sevmezken başkasını sevebileceğimi düşünemiyordum. Ama oldu işte. O gece..." Duraksadı ve dişlerinin arasından kesik kesik nefesler çekti.

Bense kalp krizi geçirecek kadar sıkışıyor ve hıçkırıklarımda boğuluyordum. Görüş alanım mümkünmüş gibi anbean daha çok puslaşıyordu.

PAINFUL • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin