Liam kolunun altındaki sıcak su torbası, elindeki cips paketi, ayağındaki pofuduk terlikleri, üzerinde bulunduğu yatağı, karşısında duran televizyonu, ve en sevdiği arkadaşıyla birlikteydi.
Bu altılıyı seviyordu. Hepsi bir arada nadir bulunurdu ve bu nedenle vakitlerini eğlenceli geçirmeye çalışırlardı.
Diğerleri elbette her zaman bulunurdu, ama Niall Hint kumaşı gibiydi. Ve o olmayınca bu mükemmel altılı da olmuyordu.
Sonuçta Niall, İrlanda'dan uzun aralarla ve kısa süreliğine geliyordu.
Liam'ın tek ve gerçek dostu olan Niall, diş telleri, aksanı, kahkahası ve çakma sarı saçlarıyla oldukça hoş bir çocuktu.
Liam'a sık sık -bunların iğrenç, komik olmayan, insanı sinirlendiren, ve itici espriler olduğunu bilmesine rağmen- homo şakaları yapardı ve dalga geçerdi.
Liam en yakın arkadaşının söylediklerinde art niyet taşımadığını bildiği için fazla tepki vermezdi.
Niall tabii ki Zayn'i biliyordu, ama onu bilmese bile Liam'ın eski takıldıklarını (uh?) biliyordu ve onun %10000000000 homo olduğunu da biliyordu.
Yani Niall bir şeyler biliyordu.
Niall Liam'ın bu depresif halinden kurtulmasının en iyi yolunun birlikte takılmak olduğunu da biliyordu (ne kadar akıllı bir çocuk, tanrı seni kutsasın) ve, erkek kardeşi Greg'e buraya gelebilmeleri için günlerce yalvarmış, hatta sahte gözyaşları bile dökmüştü.
Zayn'e 'wattpad aşkı' gibi saçma (pardon,salak?) isim takmıştı ve Liam da bunu sevmişti. Yani, Zayn'le araları iyi gibi olduğu günlerde bunları Niall'a telefondan anlatmıştı ve Niall da bunu söylemişti ve bu da Liam'ın hoşuna gitmişti.
"Yani... ben anlamadım?" Niall filmin sonunda saf saf sorduğunda Liam yüzünü buruşturdu. "Neyi anlamadın?"
Saçlarını karıştırdıktan sonra gözlerini kırpıştırarak cevap verdi. "Augustus öldükten sonra, böylece bitiriyor mu yani? Bir insan sevdiği kişi ölünce, nasıl olur da gökyüzüne bakıp ' peki ' dedikten sonra hayatına olduğu gibi devam eder? "
Liam gözlerini devirdi. "Bunu nereden biliyorsun? Augustus, Hazel'ın hayatında önemli bir tecrübe oldu. "
Niall kahkaha attı. "Zayn'in senin hayatında olduğu gibi mi? " ve kahkaha atmaya devam etti.
Liam anlamamış yüz ifadesiyle ona bakarken Niall kahkahaları arasından konuştu. "Tecrübe? " Liam tekrar gözlerini devirdi.
Ona göre bu kahkaha atılarak söylenecek bir şey değildi, ancak söyleyen kişi Niall'dı.
"Oleg'in olduğu gibi? " Niall bu sefer ciddi yüz ifadesiyle konuşmuştu.
Aniden Liam'ın gözlerine yaşlar doldu. Onu hatırlamak istemiyordu. "Tanrı aşkına, Lee! Bunu atlattığımızı sanıyordum? "