Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
**
Kahve gözleri annesinin ağlayarak çıktığı kapıda kalan genç sıkıntıyla nefesini dışarı verdi. Annesi babasının yanından döndükten oğluyla arasında yaptığı konuşma sonrası tekrar evden çıkıp gitmişti. Chan durumun ciddiyetinin farkındaydı elbet ama elinden gelen tek şey de annesi ne derse tamam demekti. Gitmeleri mi gerekiyordu? Ona da tamamdı. Ama giderse arkasında kalan arkadaşları ne olacaktı? Kimseye bir şey anlamamıştı ki üstelik şu an istese de anlatabilecek durumda değillerdi.
Oturduğu kahverengi koltuğun gerisine yasladığı başı, önünde duran küçük masanın üstündeki telefonunun titremesiyle kaldırmıştı. Uzanıp eline aldı bakmak için.
jinnie evde misin cocuklar dagildi sana sinirliler benimle konusmak istemedigini biliyorum soylemek istedim sadece (22.16)
chan evdeyim gelir misin (22.18)
jinnie yanina mi geleyim
chan evet
jinnie 10 dk
Chan arkadaşının Hyunjin'den hoşlandığını öğrendiğinden itibaren mesafe koymuştu aralarına. Öyle bir mesafeydi ki bu onu her gördüğünde istediği gibi konuşamamak, davranamamak sınırlarını zorluyordu.
Şimdi içinden bir ses neden onu yanına çağırdığını sormuştu. Madem uzak durman gerek neden çağırdın? Bu kadar severken neden bunu kendine yaptın?
Kafasındaki soruları kovalarmışçasına elini havada iki yana salladı. Annesinin dedikleri kafasında dönüp duruyordu.
"Avustralya'ya gitmemiz gerek Chan, burada bir sonuç alamayacağız. Babanın durumu iyiye gitmiyor."
Kendini bildi bileli babasıyla arası hiçbir zaman iyi olmamıştı. Yaptığı şeyleri her zaman yetersiz görmüş, daha fazlasını istemişti ondan. Sırf babasını memnun etmek için derslerine asılmıştı. Notları yüksek olmakla beraber sınıfın da en iyisi olurdu her zaman. Tek istediği babasından bir aferin almaktı ama 18 yıllık hayatında bir kere bile mümkün olmamıştı bu.
Annesinin babasına olan sevgisini biliyordu. Kendisine böyle davransa da annesine iyi davrandığı için minnettardı en azından. Bu yüzden annesi ne derse tamam diyordu. Onun için hayatta en önemli varlığıydı annesi.
Sonrasında arkadaşları geliyordu tabii. Felix çok üzülecekti bir kere gittiğini öğrenince, biliyordu. Çok zor zamanlar geçirmişti tek başına olduğu süreçte. Chan elinden geldiğince yanında olmuştu ki arkadaşlarıyla da bu şekilde bir grup haline gelmişlerdi. Changbin ve Minho'yla ortaokuldan arkadaşlardı. Liseye geçtiklerinde onlardan bir alt dönemde olan Felix'in uğradığı zorbalıklar gözlerine çarpmıştı önce. Bu şekilde yanlarına almışlardı küçüklerini. Sonrasında Minho'nun Jisung'la ilişkisi başlamıştı. Jisung'da bu şekilde katılmıştı aralarına.
