zaman geçtiği için hatırlatmak istiyorum minho'nun üvey abisi jisung'a takıntılıydı ve minho bunu tesadüf olsa da sonunda öğrendi,, minsungtan devam edelim
-
Minho başındaki şapkayı düzelttikten sonra fark edilmemek adına siyah gözlüklerini ve maskesini hızlıca takıverdi. Ne yavaş ne de hızlı sayılmayacak adımlarını, yaklaşık on beş dakikadır izlediği beden sağa döndüğünde hemen arkasından gitmek yerine bir önceki araya girmişti. Ne de olsa iki yolda aynı yere varıyordu.
Jisung'a.
En azından Minho böyle olduğunu biliyordu. İki gün önce Chan'ın evindeyken duyduklarını hâlâ daha hazmettiği söylenemezdi. İçindeki öfke ve kırgınlık harmanlanmış, ne yapacağını bilemez hâle gelmişti. O gün belki de uzun zaman sonra Jisung'la geçirdikleri normal bir gün olduğu için konuyu açmamaya çalışmıştı. Kendini o kadar zorlamıştı ki en son Jisung gitmiş, Hyunjin ve Chan odaya çekilmiş, gecenin bir saati Chan'ın salonunda sadece Minho'nun sessizce ağlamaya çalıştığından çıkan iç çekişleri duyulur olmuştu.
Ertesi gün bütün sinirini kucaklayıp, abi bile demek istemediği o adamın yanında almıştı soluğu. Ama aklına gelen fikirle ona ne kadar ağız burun dalmak istese de bunu geri itmiş ve hiçbir şey olmamış gibi, sanki hayatının tam ortasına kocaman bir bomba bırakıp kaçmamış gibi devam etmişti. Her geçen saat sinirinin artması bundandı. O adamın yüzündeki sahte gülüşü ve samimiyeti, saman altından yürütmeye çalıştığı su gün yüzüne çıkacaktı.
Bir tarafta da Jisung vardı. Bunca zaman olduğu gibi yine Jisung vardı Minho için. Ayrıldıkları ağacın altına her gün gidip beklediği Jisung. Neden ona anlatmamıştı? Anlatması gerekirdi. Ona da kızmıştı. Bu acıyı, sorunu tek başına yüklenmeye çalıştığı için kızgındı ama uzun sürmeyeceğini yine en iyi kendi biliyordu. Kaç gece Jisung'a küsüp sabahında bu küsmelerini unutmuş, belki bir yerde görürüm umuduyla etrafına bakınarak gezmişti tanıdık semtte.
Bütün sorunları toptan çözecekti. Hyunsuk'un peşine takılmadan önce Chan'ı aramış ve bildiği her şeyi a'dan z'sine anlatmıştı. Chan bunu beklemediği için şaşırsa da ona hak verdiğini söylemiş, ne yaparsa yanında olacağının güvencesini vermişti. Hatta öyle ki peşine takılmasında en büyük yardım kaynağı Hyunjin'di. Bu konuşma gerçekleşirken zaten Jisung için bir araya gelen ikiliden Hyunjin krizi fırsata çevirip buluşacaklarını ve Jisung'un telefonundan gizlice baktığı adresi tamı tamına aktarmıştı Minho'ya.
Minho ise Jisung'un neden onunla buluşmaya geldiğini çözemediği düşüncelerini bir kenara bırakmıştı. Düşünülecek elbette çok şey vardı ama şu an zamanı değildi.
Bastığı zeminde tok ses çıkaran sert adımları sokağın sonuna vardığında başını sola çevirip Hyunsuk'u görme umuduyla bakındı. Ama ondan daha iyi bir şey görmüştü.
Oturduğu bankta direklerini pantolonun yırtıklarından açıkta kalan tenine yaslamış Jisung, donuk bakışlarını yere sabitlemişti. Açık kahve saçları dağınıklığını korurken üstünde havaya aksi olacak bir şekilde ince bir tişört ve gömlek vardı. Minho üşüyeceğini düşünerek kaşlarını çattı. Kendinden habersiz elleri üstündeki cekete giderken adımları da ileri gitmişti fakat görüş açısına giren Hyunsuk, unuttuğu durumu hatırlatmıştı Minho'ya.
Olduğu yerde biraz daha geri giderek kendini gizledi. Konuşacaklarını duyabilmekti tek isteği. Ve Jisung'un yanına varan adamın arsızca "Güzelim." deyişi, Minho'nun sinirlerine dokunmuştu. Gayet net duyulduğunu fark etti böylelikle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friends, skz.
Hayran Kurguchan lisedeyken yakın olduğu ama sonra araları açılan arkadaşlarını tekrar bir araya getirmek ister. ;;hyunchan - tamamlanmadı ama devam da etmeyecek.