Aurora'dan:
Ablamı sonunda bulmuş olmanın mutluluğu ile ona doya doya sarıldım. Etrafımızdaki insanlar çok da umurumda değildi. Ablam ağlamama hep kızardı. Her ağlayışımda nasıl olursa olsun Rory der ve beni sustururdu.
Ablam etrafımızdaki insanları fark ettiğinde kendini geri çekti. Ardından sorarcasına bana baktı.
"Onlar kraliyet ailesi Kral Owen ve Kraliçe Heather bu da -beni getiren ve sinirlerimi zıplatan adamı göstererek- Prens Aaron ama bunu bende bilmiyorum ." Bu dediğim adam ablamı getirdiğini tahmin ettiğim adamdı. Ablam kaslarını çattığında ne diyeceğini biliyordum kesinlikle insanlara bu diye hitap etmemem gerektiğini söyleyecekti.
"Rory karşında kim olursa olsun onlara bu diye hitap edemezsin!" Fısıltıyla söylediklerini diğerleri duymamıştı ama ben bu sözlerin nereye vardığını biliyordum. "Özür dilerim size bu demek istemezdim ancak adınızı bilmiyorum." Ablam yaptığıma sevinmiş olacak ki gülümseyerek bana baktı.
Nerede olursak olalım doğru olanı yapmama seviniyordu. Bu dediğim kişi kendini tanıttı. "Ben Prens Taylor peki siz?"
Ablama bakarak sorduğu soruya ablam hızla cevap verdi. Benim aksime gayet kibar konuşuyordu. "Ben Anabella ve -bana döndü- kardeşim Aurora'nın kusuruna bakmayın benden uzakken ne kadar asi olduğunu biliyorum. Şimdi müsadenizle evimize dönmenin bir yolunu bulmamız lazım."
Tam arkasına dönmüş bana doğru yürüyecekti ki kral "Hangi aileye mensupsunuz?" diye sordu. Ben onlara soyadımızın Williams olduğunu söyleyip doğumuma kadar her şeyi anlatmıştım oysa yine de bana inanmıyorlardı sanırım ya da emin olmak istiyorlardı.
Ablam bu soru karşısında onlara dönerek "Bizim mensup olduğumuz bir aile yok ailemizden sadece biz kaldık ve bizde tahminimce buralı değiliz yani bizi ve ailemizi tanıyor olamazsınız."
"Yine de söyleyin belki-
Yine sabırsızlığım kendini belli etmişti araya girip "Williams ailesi. Bizim soyadımız Williams anne ve babamızı 12 yıl önce kaybettik ve size son iki saattir söylediğim gibi bir tılsım yüzünden buraya geldik!""Rory!"
"Tılsım nerede bilmiyorum kendimi bir andan gökyüzünden düşerken buldum sonra da oğlunuz beni sürükle-
"Rory!"
"-yerek beni bu saraydan bozma ağaca getirdi hemen ardından da size bunu 300.000 kere anlattım!"
"AURORA!"
Galiba ablamın sınırlarını zorlamıştım en son 12 yaşımda saçlarını kestiğim zaman ismimi tam olarak söylemişti. Gözlerimi gözleriyle buluşturunca gözlerinde gördüğüm tek ifade ben sana demedim mi bazı şeyler söylenilmez di.
"Kardeşim zaten size her şeyi anlatmış. Biz artık gidelim." Elimi tutup yürümeye başlayınca bu sefer Kraliçe "Galiba anne ve babanızı tanıyoruz. Annenizin adı Rosalinda Gwen Williams mıydı?"
Bu bilgiyi onlara ben vermemiştim ablamın da vermediğini biliyordum yoksa gerçekten-
Düşünmeyi bırakıp sormaya karar verdim.
"Gerçekten onu tanıyor muydunuz?"Ablam küçük bir iç çekti. Bana sözünü geçiremediği için mi yoksa annemizin lafı geçtiği için mi bilmiyordum. Kraliçeye döndü ve "Tanıyor olma ihtimalinizin olduğunu sanmıyorum dediğim gibi buralı değiliz ve isim benzerliği de olabilir."
Kraliçe "Burayı hatırlamıyor musun Anabella gerçekten hiç tanıdık gelmiyor mu burası?"
Ablam gözlerini bana çevirdi. Yüzünden anladığım kadarıyla gerçekten tanıdık gelen yerler vardı ve benimle bunu özel konuşmak istiyordu. O yalan söylemezdi. Söyleyemezdi,beceremezdi. "Tanıdık gelen tek şey ağaçlar ve geldiğimiz yerde de ağaçlar vardı. Bu bir şeyi kanıtlamaz tanışsanız bile ne fark eder ki onlar öldü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU -Tılsım Kardeşliği Serisi 1-
FantasyBiri baş belası diğeri sorumluluk sahibi iki kız kardeşin savaşının hikayesi... Yalanlarla yürüyen bir dünyanın gerçeklikle sarsılmasının hikayesi... Bu gecenin gündüze ulaşmak için feda ettiği yıldızların hikayesi... *** Bilinmeyene gitmiş bir kadı...