Anabella'dan:
Sabah olaylı bir şekilde uyanmıştık. Bu Rory'nin ekmeğine yağ sürmüştü ve hemen kraliyet sarayının yolunu tutmuştu.
Açıkçası çok gergindim. Başına bir şey gelebilirdi. Kendisi kabul etmeyecek olsa bile küçük bir çocuktu ve şuan tek kalmamalıydı bence.
"Ne düşünüyorsun?"
Karşımda az önce benim gibi (insan) görünen ve şuan kanatları çıkmış Jacob muhtemelen şuan onu düşündüğümü sanıyordu ama benim aklım küçük kız kardeşimdeydi.
"İyiymiş, uçmak falan havalı."
Umursamaz bir ses tonuyla söylediklerim onu şaşırtmıştı. Gerçi o benimle konuşurken sanki aşırı şaşırmaya kendini şartlamış gibi davranıyordu.
Önümdeki derin uçuruma tekrar baktım.
Merhaba yükseklik korkusu, hoşgeldin.Gözlerimi kapattım ve Jacob'ın boynuna sarıldım.
Uçarak gidecektik ve hayır burada uçak yoktu.Sadece Jacob havayolları vardı ve pek rahat değildi.
Kısa süren uçma serüvenimiz kayalıklarla dolu bir yerde son buldu. Kayalıklar aşağı inerken gördüğüm kadarıyla pentagram şeklinde dizilmişlerdi.
"Gözlerini kapa."
İkiletmeden gözlerimi kapattım. Birkaç tuhaf ve anlaşılmaz kelimeden sonra arkamda şırıl şırıl akan bir şelalenin sesiyle gözlerimi açtım.
Jacob tamamıyla değişmişti. Renk tonları aynıydı ama vücudu bambaşka bir hâle bürünmüştü. Mümkünmüş gibi daha uzun olmuştu.
Birçok farklılık bekliyordum ama beklediğim farklılıklar arasında gökyüzünün farklı bir renk olması ve üç güneşin olması yoktu.
Şelale dört koldan akıyordu ve etrafta çok uzun ağaçlar vardı. Ağaçlar gökyüzünün renginden mi bilmiyorum koyu bir turkuaz olarak görünüyordu.
Etrafı incelerken uçmakta olan ateş böceği gibi ışıl ışıl parıldayan ama peri masallarındaki perilere benzeyen yaratıkları gördüm.
"Nyzi"
"Ne?"
"Gözünün takıldığı canavarın adı nyzi."
"Tuhaf bir isim anlamı var mı yoksa tüm canavarların böyle tuhaf isimleri mi var?"
"Nyzi ışığı getiren umut demek ve muhtemelen tüm canavar isimleri sana tuhaf gelecek."
Anladım manasında başımı salladım. Etrafı incelemeye devam edecektim ki bana doğru koşan kocaman skatrona benzeyen ama skatron olmadığına emin olduğum canavarı gördüm.
"Sakin ol!"
Canavarla arama giren Jacob canavarı sakineştirmeye çalışırken ben canavarı izlemeye devam ediyordum.
Daha sakin ışıklar etrafında dolanıyorken bunun onu öldürüp öldürmeyeceğini düşünüyordum.
Amacım öldürmek değil ve bu içgüdüler amacıma uygun olarak gelişiyor olmalı.
Umarım öyledir.Işıkları takip ettim. Kısa bir süre sonra canavar sakinleşti ve oturdu.
"Peki senin adın ne küçük dostum?"
"Küçük mü!? Sen kendi boyunun farkında değil misin!?"
Duyduğum sinirli sesle kıkırdadım. Sesi bebek gibi çıkıyordu bu da skatron yavrusu olma ihtimalini aklıma getirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU -Tılsım Kardeşliği Serisi 1-
خيال (فانتازيا)Biri baş belası diğeri sorumluluk sahibi iki kız kardeşin savaşının hikayesi... Yalanlarla yürüyen bir dünyanın gerçeklikle sarsılmasının hikayesi... Bu gecenin gündüze ulaşmak için feda ettiği yıldızların hikayesi... *** Bilinmeyene gitmiş bir kadı...