Sizleri seviyorum ♡
Evinin içine girse bile gizlice pencereden dışarıyı kollayan tavşan gözlü çocuk, telefonda havalı havalı konuşan adama bakıyordu. Garip şekilde merak ediyordu onu. Hayır, sadece merak ediyordu.
Şimdilik sadece...
"Tatlım, geldin mi ?"
Mutfaktan gelen sesle çocuk gözleri dışarıdan ayrılmadan kafasını mutfak kapısına doğru çevirmiş ve sadece onaylamakla yetinmişdi. Yaklaşan terlik sesleri odayı doldurunca Jungkook yerine geçmiş ve kanepede oturarak ayaklarını sallamaya başlamıştı.
"Anlat bakalım, noldu?"
"Hiç işte gittim belgeleri falan verdim. Önümüzdeki hafta okula başlayabilirim."
"Oh, çok şükür. Bir sorun çıkar diye çok korktum. Telefonu açmayınca bende sorun mu var dedim."
"Ah, hayır sadece müdür yardımcısının yanındaydım ve ayıp olmasın diye sessize atdım. Ama işte aradım sonra."
"Evet, aradı benim tavşanım." Demiş ve birden ayağa kalkarak sabah özenle taradığı saçlarını dağıtmıştı severken.
"Y-yapma bak çok uğraştım sabah ama!" diye mızmızlanarak odasına geçmiş ve gülmüştü omuzları düşmüşken.
"Üstünü değiş yemeğe gel, hadi." Arkasında arkadaşının kıkırtı dolu seslerini duymuştu kapıyı kapatırken.
Yatağına uzanmış ve tavana bakarak sabırsızlıkla gelecek haftayı bekliyordu.
Yeni ortam ve yeni arkadaşlar. Harika hissediyordu. Daha şimdiden bir arkadaşı vardı.Kim Taehyung.
Gerçekten çok mutluydu. Derslerinde de başarılıydı hep. Yine olacaktı. Buraya gelme sebebi arkadaşı Baekhyun'du. Çocukluktan beri hep bir yerde büyümüşlerdi. Şimdi arkadaşı gitti diye çok kötü olmuşdu. Alışmıştı ona. Başka konuştuğu kimse de yoktu. Suskun, tatlı yüze, güzel vücuta sahip biriydi Jeongguk. Ama hiç kendini görmezdi. Güzelliğini göremezdi. Her zaman aklında dersleri ve gelecek kariyeri vardı. Güzel bir mimar olmak istiyordu. Ailesinin hayalini gerçekleştirmek istiyordu.
Annesi küçükken tirafik kazasında hayatını kaybetmişti. Annesini kaybettiği için daha da içine kapanık olmuştu. Daha 8 yaşındayken kaybetti annesini. Kendini toparlayamadı bir türlü. Sonra babası çalışması gerektiğini söylemiş ve yurtdışına gitmişti. Halasında kaldı küçük çocuk. Böylece hayatı daha da karmaşa haline gelmişti küçüğün.
O zamanlar Baekhyun bile ona iyi gelmiyordu. Ancak zaman her şeyin ilacıdır. Yıllar geçtikçe daha az özlem hissediyordu ama hala özlüyordu.
Kim sevdiklerini kaybetmek ister?
Babası yılda bir ya iki kere gelebiliyordu. Oradaki işini yoluna koyup temelli geleceğini söylüyordu. Ama söylüyordu işte. Küçük çocuk, bazı şeyleri görene kadar sadece duyuyordu.
Ancak
Bir gün...
Flashback
"Baba neden beni aramıyorsun, son iki yıldır zaten gelmiyorsun da, telefonlarımı bile açmaz oldun?"
Heyecanla telefonu elinde tutan çocuk, halasının yanında gerginliğin belli etmek istemese bile kalbi hızlı atıyordu. Sorunun olduğu belliydi. Bir aydır aramıyordu babası, çocuk arasa bile gözardı ediyordu aramaları. Anlayabiliyordu.
13 yaşındaki Jungkook artık durumları anlayabiliyordu...
Sesleri duysa bile aldırmadan tekrar aynı soruları sorduğunda nihayet babası konuşabilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School love (Taekook)
FanfictionOkulun popüler çocukları olan Kim Taehyung ve Park Jimin rekabet sonucunda okula yeni gelen öğrenci üzerinden bahse girmişlerdi.