İyi okumalar💞
Odamdaki boy aynasının önünde üstümdekileri kontrol ederken, içimdeki heyecanı es geçmeye çalışıyordum. Umarım bir sorun olmadan hallederdim bugünü. Üstümdeki beyaz gölmek ve gri pantolonla, aynı renkli okul ceketimi de yataktan alarak üstüme giyinmiştim. Taktığım boş kravatla sanırım bugün güzel gözükmüştüm.
Kendimi güzel bulmuyordum çünkü.
Uzamış siyah saçlarımı kulağımın arkasına verirken kulağımdaki küpenin görünmesini sağlamıştım. Sanırım hazırdım, dimi?
Okul çantamı tek koluma geçirip, kahvaltı yapmaya gitmiştim. Masada oturup kahvaltısına koyulan Baekhyun, beni gördüğünde gülümsemiş ve baş parmağını kaldırarak beğendiğini belli etmişti. Utana utana yaklaştığım masada oturup birşeyler yemeye başlamıştım.
"Çok mu heyecan?" Dedi, Baekhyun tabağıma salam koyarken. Derin nefes alarak "Aslında lisede son yılım ve ilk kez gidişim değil tabii ki ama işte hala içimde bitmek bilmeyen heyecan var." Dedim, alt dudağıma dişlerimi geçirirken.
"Kıyamam, merak etme. Her şey güzel geçecek. Okul çıkışında beni ararsan gelip seni alabilirim."
"Ah, çok iyi olur. Yalnız gitmekten iyidir." Dedim, hemen.
"Aslında bakarsan yalnız gideceğini nereden biliyoruz ki," ellerini çenesinin altında birleştirip bana baktı. "belki arkadaş bulursun?" Sadece güldüm.
Benimle arkadaş ?
Konuşmayan ve içine kapanık biri ile?
"Baekhyun, lütfen bu konuyu konuştuk işte, hemde kaç kere. Benimle konuşmak isteyen adam iki güne kalmaz usanır hayatdan. " Dedim başımı yere dikerken. O sırada, Baekhyun saçlarımı okşamış ve öpücük kondurmuştu alnıma.
"Sıkma canını, işler düzene girdikten sonra bunun için çare bulacağım. Tamam mı?" Hızla gözlerimizi buluşturduğumda kıkırdamış ve "Seni kendi çevremle tanıştıracağım, tatlım." Dedi, yanağımdan makas alırken.
"Senin arkadaşların yani?"
"Aynen, hani geçen partiye gittim ya, işte oradaki arkadaşım," duraksayarak gülümsemiş ve "aslında pek arkadaş denilmez ama yine de resmi bir şey olmadan bende reng vermemeye çalışacağım. Ah, neyse, evet işte onlarla da tanıştıracağım, onun da çevresi baya geniş. Ve inan bana hepsi çok iyiler." dedi, elini saçından geçirirken. Sonra, bana bakmış ve geniş gülümseme eşliğinde "Hadi, tavşan. Okula." Demişti.
_ _ _
Okul girişinde Baekhyun ile ayrıldıktan sonra kocaman okula bakarak emin adımlarla ilerlemeye başlamıştım. Koridorda fazla çocuk olduğu için hiç birine temas etmeden zar zor sınıfımı bulmuştum. İçeri girdiğimde boş sıraları gördüm ve geniş gülümseme yüzümde belirlendi.
İstediğim yerde oturabilecektim.
İkinci sıradan güzel yer seçerken açık pencereden içeri dolan ferah koku içimi ısıtmıştı. Çantamdan kitaplarımı çıkarıp saate baktım ve dersin başlamasına daha yarim saat olduğunu gördüm. Ah, sanırım erken gelmekle biraz daha iyi yapmıştım.
Hem dersle ilgilenirdim hem de kafamı dinlerdim biraz. Yaklaşık on dakikaya kadar matematiğe baktıktan sonra birazda müzik dinlemek istemiştim. O sırada sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Kimseye bakmamaya özen göstererek parmaklarıma bakmaya başlamıştım.Güzel parmaklarım varmış ya.
Yavaş yavaş sınıfa girenlerin aksine, içeriye resmen sinirini belli edecek şekilde giren kişi elindeki çantasını olduğum masaya bir hışımla bıraktı. İrkilerek kulaklığımı çıkardım ve anlamaz gözlerle ona bakarken, kahverengi saçlarını çekiştirmeğe başlamıştı. Bir elinde telefon ile git gel yapmaya başladı odada. Sınıfa baktığım da herkes sanki doğal ve normal şey görmüş gibi kendi işlerindeydiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School love (Taekook)
FanfictionOkulun popüler çocukları olan Kim Taehyung ve Park Jimin rekabet sonucunda okula yeni gelen öğrenci üzerinden bahse girmişlerdi.