6."Seni istiyorum"

110 11 1
                                    

Keyifli okumalar.

Kemerimi çözdüğümde bana yol boyunca kaçamak bakışlar atan adama hala sinirli gibiydim. Arabanı apartmanın yanında uygun yerde park etmişti. 

"Çok bekletmem." dedim az yumuşayan sesimle. Konuşmak ve hatta şuan bile onunla aynı arabada olmamız beni rahatsız etmese de içimde bir şeylerin sürekli kırılmasına sebep oluyordu. Beni başıyla onaylarken kısık gözlerle bana bakıyordu.

Arabadan inip yokuş yukarı doğru yürüdüm hızlıca. Kapıya açıp içeri girdim ve öylece kanepede oturarak karşımdaki duvara baktım boş boş.

Tanrı aşkına ne yapıyorum ben ?

Gömleğimin düğmelerini açmaya başlarken pencerenin önüne gelmiş sokağın başında arabanın kaputuna  yaslanan o'nu görmüştüm.

Bir eli cebine sokmuş telefona konuşuyordu. Bir şeyler anlatır gibiydi. Pis gömleği lavaboya giderek kirli sebetine atmıştım. Aynada kendime baktığımda gerçekten tavşana benzediğimi biliyordum.

Kocaman gözlerim, tavşan gibi önden iki dişlerim parlaktı. Tokanı alıp öne düşen tutamları geriye doğru topladım dağınık şekilde. Zaman kaybetmeden üstümü giyinip aşağıya indim. Çok bekletmek istemiyordum. Duvar saatine çıkarken baktığımda diğer dersin başlamasına 20 dakika kaldığını görmüştüm.

Yeter de artardı.

Koşar adımlarla sokakta arabasına doğru yürüdüğüm de onun arabanın içinde beklediğini gördüm. Kapıyı açıp otururken bakışlarının saçlarımda dolandığını hissetdim. Kızarıklık boynuma dolanırken gözlerimi onunla buluşturdum. Benimle bakıştığında yutkunduğunu gördüm.

"Saçlarını topladın?" Dedi çenesiyle saçlarımı gösterirken.

Elim oraya giderken bakışlarımı yere indirdim.  "Evet, terlemiştim biraz. Eğer kötüyse yenid-" derken elimi saçımdaki tokaya atmıştım. O sırada eli elimin üstünde durmuş ve bana engel olmuştu. Öne doğru geldiği için bana doğru yaklaşmıştı. Ellerime dokunan sıcak ellerle tüm  bedenim ürperdi.

"Çok güzel," dedi tek seferde. Elimi hafifçe okşamaya başladığında "Çok güzelsin, bozmana gerek yok." dedi fısıltıyla. Nefesini yüzümde sabah rüzgarı gibi hissederken onayladım onu.

Ben güzeldim.

Sahi mi?

Dudağıma kayan gözleri görür görmez sahte öksürme yapmış ve hızlıca önüme dönmüştüm. "Gidelim." Dedim yola doğru bakarken.

Bir süre öylece baktı. Hafif gülerken arabayı çalıştırmış ve "Tavşan çok mu  seviyorsun?" Dedi tek seferde. Ona cevap verme gereği bulmadığımda- kızardığım için yüzümü saklamıştım- duruşunu bozmadan aynı keyifle yola koyuldu.

Okulun yanında olan park yerinde arabayı durdurmuştu. Arabadan beni beklemeden inmiş ve bende çıkarken çantamı arka koltuktan aldım.

"Çok teşekkür ederim." Dedim rüzgar yüzünden birkaç tutam gözüme düşerken. O ise sadece gülümsemiş ve azacık fark yaratan boylarımız yüzünden eğilmiş, benimle göz göze gelirken yarım ağız gülmüş ve "Sanırım erken teşekkür ediyorsun." Dedi. Kaşlarımı çatarken gözlerinin işaret ettiği yere baktım. 

Ve ayaklarım.

Terlik.

Terlik ????

Kafamı aşağı indirdiğim gibi kaldırırken gülüşü büyürken domatesten farkım olmadığını biliyordum.

Tavşan desenli terliklerim. Üstelik üzerinde tavşan kulaklığı bile vardı.

"Neden arabadayken söylemedin ?" Dedim çantamla saklamaya çalışırken ayaklarımı.

School love (Taekook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin